RUHSUZ KADIN

- BÖLÜM 8 -

Medya Çağan.
İyi okumalar.

''Hayır dedim Eylül.''

''Azra lütfen.''

''Daha kaç defa söylemem lazım?''

''Azra ya, ne olacak gitsek?''

''Seninle daha fazla uğraşamayacağım Eylül" diyerek mutfaktan çıktım ve odama geçtim.

Bu kız sabahtan beri başımın etini yiyip durmuştu. Lanet olası okul 1 haftalığına kamp gezisi diye saçma sapan bir şey düzenlemişti. Eylül'de bu gezi saçmalığına gidebilmek için beni ikna etmeye çalışıyordu. Daha okulda ilk derse girmeden başlamış, tüm teneffüslerde bunu devam ettirmiş ve eve gelene kadar da sürdürmüştü ki hala da devam ediyordu. Şuanda ise odamın kapısının önünde bana yalvarıyordu.

''Azra lütfen, bak ne olursun gidelim.''

''Eylül odamın kapısından çekil. Sessizliğimi bozuyorsun.''

''Eğer benimle birlikte kampa gelmeyi kabul edersen seni rahatsız etmeyi bırakırım."

''Eylül kampa filan gelmiyorum. Seni tutan bir şey de yok. Tek başına gidebilirsin."

''Beni orada yalnız mı bırakacaksın?''

''Evet.''

''Azra senden başka yakın olduğum bir kişi bile yok.''

''Bunca zaman boyunca kendine arkadaş bulamaman benim suçum değil.''

''Ya ben kendime arkadaş bulmuştum ama...''

''Ama?''

''Burcu sağ olsun tüm sınıfı bana karşı kışkırttı. Kimse benimle arkadaş olmak istemiyor. Hatta aynı sırada bile oturmak istemiyorlar.''

''Sende kızın sevgilisine yavşamasaydın.''

''Ya Azra ne saçmalıyorsun. Ben Berke'ye yavşamadım bir kere. Hem Burcu ile Berke sevgili filan değil! Ayrıca sen kimin tarafındasın? Kuzeninim ben senin, aramızda kan bağı var. Beni savunmalısın onu değil!''

''Sonuçta Berke ile Burcu eski sevgili.''

''Bak seninde dediğin gibi eski sevgililer. Eski yani. Hani geçmiş olan. Eski eskide kalmış. Hem Berke'nin şuan yeni bir sevgilisi var.''

''Derken?''

''Şey...Aslında biz Berke ile olmuş olabiliriz.''

''Berke ve sen?''

''Evet ne olmuş?''

''O çocuğu gördüğüm ilk yerde döveceğim.''

''Ne?! Azra saçmalama. Sakın öyle bir şey yapayım deme. Lütfen'' diyerek kapının diğer tarafında bağıran Eylül'e kaşı hafifçe sırıttım. Daha sonra konuyu değiştirmek için tekrar konuşmaya başladım.

''Neden bu kadar gitmek istiyorsun?''

''Berke ile yalnız kalamıyoruz. Gerçi daha dün sevgili olduk ama işte okulda Burcu olduğu için yanıma gelemiyor. Kız kuduruk ya kavga çıkmasın diye. Telefonla konuşuyoruz sadece. Neyse işte Berke'de gidecek kampa eğer bizde gidersek yani sende benimle gelirsen hem ben yalnız kalmayacağım hemde Berke ile vakit geçirmiş olacağım.''

''Ne yapacaksın Berke ile birlikte? Telefon neyine yetmiyor?''

''Ya Azra olur mu öyle telefonla? Belki ben Berke'nin elini tutmak istiyorum, belki ona dokunmak istiyorum yada yüzünü görmek istiyorum?''

''Dokunmayı ver sende ne olacak?''

''Ya belki ben onunla öpüşmek istiyorum?'' 

Eylül'ün lafıyla sinirle oturduğum yataktan kalkıp kapıyı açtım ve çatık kaşlarım eşliğinde yerde oturan Eylül'e bakarak konuşmaya başladım.