- BÖLÜM 17 -

4.5K 239 9
                                    

Süheyl sırıtarak Azra'ya doğru ilerlediğinde kız olan biteni idrak edemiyordu. Kafası karışıktı ve belli etmek istemese bile korkuyordu. Hele ki şuanda iğrenç bir şekilde gülerek kendisine yaklaşan adama baktığında korkusu katlanıyordu. Kız yerden kalkmaya yeltendiğinde başında bekleyen genç Azra'yı yerine sabitlemişti. Kız kendisini tutan kollara karşı koymaya çalışırken Süheyl kızın yanına gelmişti. Kız hızlanan nefesi ve tutulan bedeni ile adama bakarken adam harekete geçmiş ve Azra'nın üzerindeki ceketi çıkarmıştı.

Kız buna karşı koyabilirdi ancak beyni buna engel oluyordu. Yaşadığı anılar hafızasında belirdiği anda kız bambaşka birine dönüşüyordu. Korkak, savunmasız ve güçsüz.

Çağan'ı şaşırtan şey ise tam olarak buydu. Kızın yapabileceği şeyleri biliyordu ancak o hiçbir şey yapmadan bekliyordu. Eğer kız hareketsiz kalmaya devam eder ve Süheyl biraz daha ileriye giderse görmek istemeyeceği şeylere tanık olacaktı.

Süheyl çıkardığı ceketi geriye fırlattıktan sonra ellerini kızın kazağına götürdü. O an kız her ne kadar arkasındaki genç tarafından tutulsa da çırpınmaya başladı.

"Dokunma bana!"

Kızın bağırmasıyla birlikte Süheyl daha sert hareketler sergileyip kızın çırpınan bacaklarına oturdu.

"Tutun şunu!"

Süheyl'in emriyle kapıda duran iki gençten birisi kıza yaklaşıp bacaklarını tutmuştu. Kız var gücüyle çırpınırken dolan gözlerini Çağan'a sabitledi. Çağan ise bağlı olan elleri çözmeye çalışmakla uğraşıyordu. O sırada,

"Rahat dur!" diyerek bağırdı Süheyl. Kız yerinde durmamakta kararlıydı. Gençler Azra'yı zapt etmekte zorlanıyor, Süheyl ise amacına ulaşamadığı her dakika sinirleniyordu.

"Dokunmayın bana!"

Kızın bağırışı Süheyl ve diğerleri için hiçbir şey ifade etmezken Çağan'ı bitiriyordu. Bitirmekle de almıyor öfkesine öfke katıyordu.

Süheyl ellerini kızın kazağından çekip pantolonuna uzattığında Azra daha da korkmaya başlamıştı. O anda sandalyeye bağlı olan Çağan ellerindeki ipleri sökmüştü. Bunu ilk gören kişi ise Azra'nın ayaklarını tutan çocuk olmuştu. Genç çocuk Çağan'ın ayağa kalktığını gördüğünde Azra'yı bırakıp Çağan'a saldırdı. Çağan ise iliklerine kadar hissettiği öfke ile kendisine doğru gelen genci yere serdi ve her şey o anda oldu. Kapı başında ekleyen genç Çağan'ın kendisine yaklaştığını fark ettiğinde korkuyla beklediği kapıdan çıktı ve kaçtı. Çağan ise kaçan çocuğa aldırış etmeden arkasını dönmüştü ki tam bu anda yüzüne yediği yumrukla daha da sinirlenmesi bir olmuştu. Kendisine yumruk atan Süheyl'e hızlı bir geri dönüş yaptı ve güçlü yumruğunu Süheyl'in yüzüne geçirdi. Yediği yumrukla afallayan Süheyl yere kapaklandığında Çağan daha az önce oturduğu sandalyeyi kavradı ve Süheyl'in sırtında kırdı. Yerde bayılan Süheyl'den gözlerini çekip hala Azra'nın kollarını tutan çocuğa sabitlediğinde çocuk Azra'yı bıraktı ve kaçmak için kapıya yöneldi. Ancak şuanda öfke patlaması yaşayan Çağan çocuğu tuttu ve diğerleri ile aynı kadere mahkum etti.

Çağan üç adamı da etkisiz hale getirdiğinde gözleri, sanki duvara girmek istercesine kendisini köşeye sıkıştırmış, ayaklarını karnına çekip ellerini kulaklarına bastırmış kıza kaydı. İşte o anda çocukta öfke denilen duygunun zerresi kalmamıştı. Yavaşça kıza yaklaştı ve kızın hemen önünde dizleri üzerine çöküp,

"Azra" dedi.

Kız çocuğa tepki vermediğinde çocuk elleriyle kulaklarını kapayan kızın kolunu tuttu. Kız ise korkuyla kendini daha da köşeye sıkıştırdı ve daha sıkı yumru gözlerini. Çağan içi parçalanırcasına baktı kıza ve tekrar adıyla seslendi. Kız yine duymadı çocuğu.

RUHSUZ KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin