- BÖLÜM 21 -

4.8K 232 36
                                    

Medya Eylül'ün, Azra'ya yaptığı kombin.

İyi okumalar.

( 2 Gün sonra )

"Hayır Azra olmaz o dedim."

"Eylül sana etek giymeyeceğimi daha kaç defa söylemem gerek?"

"Eşofmanla git o zaman Azra?"

"İzin vermiyorsun ki."

"Bara gidiyoruz Azra! Ne eşofmanı ya?"

Eylül'le girdiğimiz bu kıyafet tartışmasından çıkmak imkansızdı. Neymiş bara gidiyormuşuz, güzel olmalıymışız falan filan. Bana ne ya. Nereye gidiyorsak gidiyoruz. Gerçi bu mekan konusunu da hala anlamış değilim ya. Koray'ın arkadaşlarından birisinin kendine ait bir barı varmış. Öyle çok bilindik bir yer değilmiş ama yine de işliyormuş. Yaşlarımız tutmadığı halde de girebilecekmişiz. Ayrıcalık mı ne tanınacakmış bize. Koray halletmiş her şeyi. Gibi gibi. Eylül dün bunlarla kafamı şişirmişti bütün gün. Peki sonuç neydi? Gidiyorduk.

"Eylül son kez söylüyorum o elindeki eteği asla giymem."

"Tamam. Bak seninle uzlaşmak istiyorum. Şimdi o elindeki eşofmanı yavaşça yere bırak. Bende eteği bırakacağım. Tamam mı? Sakın bir yamuk yapayım deme. Ayağımdaki dore ayakkabıları kafana geçiririm yoksa."

"Ne saçmalıyorsun Eylül?"

"Şşş... Sakin ol. Şimdi seninle çatlak stilistçilik oynayacağız. Ama önce o elindekini bırakman lazım. Yavaşça yere koy."

Elimdeki eşofmanı yere bıraktığımda Eylül'de elindeki eteği yere atmıştı.

"Şimdi Azra. Önce uzlaşmamız lazım. Ne giymek istiyorsun?"

"Eşofman."

"Hayır Azra. Eşofman kelimesini zihninden silmeni istiyorum. Başka ne giymek istersin?"

"Pantolonda olabilir."

"Evet, evet pantolon olabilir ama onun yerine tayt daha güzel olur değil mi? Hadi şimdi bana 'evet' de ve bu işlemin ilk basamağını atlayalım ne dersin?"

"Nasıl bir tayt bu? Taşlıysa giymem."

"Peki. Deri giy o zaman?"

"Çok yapışacak ama."

"Evet, yapışacak ve güzel duracak."

"Her neyse pantolona benziyor."

"Tamam. Şimdi sana kıyafetlerimden bir deri tayt veriyorum. Tamam mı? Gördüğünde vazgeçmek yok."

"Tamam hadi Eylül. Uzatma."

Eylül'e misafir odasını oda olarak, odanın içindeki dolapları ise gardırop olarak kullanmasını söylediğimden beri bu odayı her haliyle değiştirmişti. Hatta şöyle bir bakacak olursak benim odam bile bu oda kadar değişik ve güzel durmuyordu. Şuanda ise Eylül gardırop olarak kullandığı dolapları karıştırarak bana kıyafet arıyordu. Neymiş, benim kıyafetlerim güzel değilmiş. İstanbul'da kalan diğer kıyafetlerimi çok beğeniyordu ama Eylül hanım.

Elindeki deri taytı bana uzatan nankör Eylül, diğer elindeki büstiyeri bana gösteriyordu. Taytı alıp inceledikten sonra giyebileceğimde karar kılarak konuşmaya başladım.

"Tamam olur bu."

"Ciddi misin?"

"Evet işte normal tayt."

"Büstiyerden söz ediyorum Azra."

Elindeki 3 santimlik kumaşı gözüme sokmak istercesine bana gösteren Eylül' kaşlarımı kaldırarak baktıktan sonra konuşmaya devam ettim.

RUHSUZ KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin