Medya Azra ve Eylül.
İyi okumlar.Karanlık ormanda ağacın dalları arasında ayın dalgaları aydınlattığı göle baktım. Bir ağacın tepesindeydim ve buraya nasıl çıktığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Karanlıktı. Fazla karanlık ve sessiz. Gözlerimi gölden çekip oturduğum dala baktım. Yerden bir hayli yüksekteydim. Ayağımı koyacağım tek bir dal bile yoktu. Nasıl inecektim buradan? Atlarsam bir yerlerimi kıracağım kesindi. Yardım isteyebileceğim ileride yoktu.
Ah! Peki şimdi ne yapacaktım?
Alttan gelen çıtırtılarla kafamı aşağı eğdim. Ağacın dibinde Çağan'ı görmeyi beklemiyordum tabi.
"Çağan?" dedim soru dolu bakışlarımı onun yüzünde gezdirirken. Çağan beni duyduğunda kafasını kaldırdı ve şaşkınca bana baktı.
"Azra nasıl çıktın oraya?"
"B...Ben bilmiyorum"
"İnmelisin oradan"
"Nasıl ineceğim? Çok yüksek"
Tam o anda yakından gelen kurtların ulumaları doldurdu kulaklarımı. Fal taşı gibi açtğım gözlerimle baktım Çağan'a. Onunda benden farklı olmadığını görmemle panik olmuştum.
"Çağan git burdan."
"Önce aşağı inmelisin."
"Nasıl ineceğimi bilmiyorum! Git burdan"
"Seni burada bırakamam!"
"Saçmalama Çağan!"
"Atla!"
"Ne? Delirdin mi? Olmaz!"
"Geliyorlar Azra. Sen olmadan gitmem. Atla!"
"Olmaz"
"Güven bana!"
Kafamı hayır anlamında birkaç defa hızla salladım. Çağan tekrar bağırdı.
"Güven bana!"
Çağan'ın sözleriyle gözlerimi sıkıca yumdum ve yüksek olan daldan kendimi aşağı bıraktım.
***
Hızla açtım gözlerimi. Terden yapış yapış olmuştum. Üzerimde ki yorganı hızla yere attım ve yataktan kalktım.
Buda neydi böyle?
Lanet olsun ki bir haftadır kesik kesik rüyalar görüyordum. Bu rüyaların genel kahramanı ise çoğunlukla Çağan'dı. Bu durum hiç hoşuma gitmiyordu. Rüyalarımı kontrol edemiyordum. Onu görmek istemesem bile rüyalarıma giriyordu. En sevdiğim şey olan uyku bile kendinden soğutmuştu beni. Uyumak istemiyordum. Gerçi uyusam bile gece kalkıyordum ve bir daha uyuyamıyordum.
Ahh şu lanet çocuk hayatımın her alanında kendini göstermek zorunda mıydı?
Uyku dolu gözlerimle odamdan çıktım. Eylül'ün odasının ışığı hala açıktı. Bu kız yine mi uyumuyordu?
Eylül son birkaç günde büyük bir değişim geçirmişti.Rolleri değişmiştik sanki. Artık o beni değil ben onu önemsiyordum. Çok az yemek yiyordu ve geceleri uyumuyordu. Umursamaz olmuştu sanki. Ya da fazla umursar. Birden bire bu şekilde olmasının nedenini her sorduğumda bana cevap vermiyordu. O ağzı konuşmaktan kapanmayan kızın ağzını, artık bıçak açmıyordu.
Eylül'ün odasının önünden geçerek sağdaki kapıya yöneldim. Banyoya girdiğimde aynanın karşısına geçtim ve kendime bakmaya başladım. Terden saçlarım anlıma ve boynuma yapışmıştı. Ayrıca uykusuzluktan dolayı gözlerim şişmişti. Yüzümün rengi açılmış, daha çok beyaza yönelmişti. Halimi umursamadan üzerimdekileri çıkardım ve duşakabine girdim. Duş almak kesinlikle iyi gelecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSUZ KADIN
ChickLitArkamı dönmemle duvara dayanmış olan ve beni kurtarmak için dayak yemiş bulunan çocukla göz göze gelmem bir olmuştu. Çocuk hafiften sırıtırken dayanmış olduğu duvardan kendini çekti ve bir adım yaklaşıp konuşmaya başladı. "Güzel vuruyorsun." "Seni...