- BÖLÜM 16 -

4.4K 221 2
                                    

Azra Çağan'la birlikte içtiği dördüncü şişesinden sonra kafayı bulmuştu. Parka içmeye gelen Çağan'dan çok Azra içmişti ve sonuç olarak şuan sarhoştu.

"Hadi Azra eve gidiyoruz" dedi çocuk tekrar tekrar aynı cümleyi kurarken. Kız bankta oturmuş deli gibi saçmalarken yerinden kalkmamak için direniyordu.

"Hayır biraz daha içelim"

"Hayır Azra gidiyoruz"

"Yaa. Eve gitmek istemiyorum"

Çocuk kızın bu hallerini ilk başta komik bulsa da artık canını sıkıyordu. Neredeyse gece yarısı olmuştu ve kasım aynın verdiği soğuk ile hava sert esiyordu. Kıza dediği onca şeyden sonra bile kız kalkmamakta ısrar ediyordu. Keçi inadı dedikleri şey kesinlikle bu kızda vardı.

Çocuk kelimelerle kızı yerinden kaldıramayacağını anladığında onun için geriye tek bir yol kalmıştı. Kızı kucaklamak. Ve öylede yapmıştı. Kız ilk başta biraz dirense de kafası gidik olduğundan erken pes etmişti ve kollarını çocuğun boynuna dolayıp kafasını omzuna gömmüştü. Çocuk ise pes eden kızı rahat bir şekilde yakın olan evine götürmüştü. Aslında amacı Azra'yı evine bırakmaktı ancak hem saat geç olduğundan hemde kız kucağında uyuduğundan çocuk kızı evine götürmekte karar kılmıştı.

Evine girdiğinde doğruca odasına girmişti Çağan. Bir akşam daha kızı yatağında misafir edecekti. Kucağında Azra ile yatağına oturduğunda kız huzursuzca kıpırdandı çocuğun kucağında. Çocuk ise öylece kıza bakıyordu. Nedenini bilmiyordu ama bu kız ona farklı geliyordu. Başkaydı. Çok başka.

Duygusal anlamda büyük bir çöküntü içinde olan çocuk kucağındaki kızdan gözlerini çekti ve kızın sarhoş olmasından faydalanarak konuşmaya başladı.

"İki gün önce annemin tabutunu taşıdım biliyor musun?" dedi ilk önce.

Kız çocuğun sesiyle açmıştı gözlerini ancak hareketsiz kalıp çocuğu dinlemeye devam etti. Çocuk ise kızın onu duymadığını düşünerek akıtmaya başladı içindeki tüm acılarını.

"Bu akşam onun için içiyordum. Belki unuturum diye. Ama maalesef senin gibi bir canavar geldi ve tüm içkimi içti" dediğinde gülümsedi çocuk bir süre. Daha sonra tekrar devam etti.

"'Neden içiyorsun?' demeni o kadar çok bekledim ki. Soru sormanı, benimle konuşmanı. Ama sen içmekten başka hiçbir şey yapmadın. Yanlış anlama sana kızmıyorum ama... İçimde öyle bir şey var ki. Anlatamıyorum. Koca bir yumru? Ya da bir bıçak?.. Ah aslında ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok. Ama şunu biliyorum ki... Çok acıtıyor."

Çocuk buğulanan gözleri le konuşmasına devam ederken kız hiçbir şey demeden dinliyordu.

"Ayrıca peşimde bir mafya var. Bunu biliyor muydun? Tabi ki bilmiyordun. Koray bile bilmiyor. Kimseye anlatmadım ki. Tabi sen hariç. Böbürlenme sakın, sarhoş olduğun için bu kadar rahatım. Sabah hiçbir şey hatırlamayacaksın. O yüzden devam ediyorum. 'Daha ne olabilir?' dediğini duyar gibiyim. Ah hayır tabi ki hasta değilim. Beynimin içinde duyuyorum sadece... İşimden kovuldum ve şuan beş parası olmayan bir çocuğun kucağında uyuyorsun. İş bulmamda sorun yok ancak... Her neyse çok konuştum. Umarım yatağım rahattır" diyerek konuşmasını bitirdi çocuk. Kızı kucağından kaldırıp yatağına yatırdığında,

"İyi uykular canavar" dedi son kez, yorganı kızın üzerine örterken. Daha sonra ise salona çıkarak koltuklardan birisine uzandı ve duygu karmaşasına dönmüş olan beynini uyumaya zorladı.

***

Sabah olduğunda evde ilk uyanan Çağan olmuştu. Her sabah yaptığı rutin işlerini hallettikten sonra ise mutfakta kahvaltı kurmaya girişmişti. Eskiden annesi hasta olduğunda yavaş yavaş tüm ev işlerini öğrendiği için artık bu gibi şeyler Çağan'a çocuk oyuncağı gibi geliyordu.

RUHSUZ KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin