- BÖLÜM 33 -

4K 230 25
                                    

Medyaya koyduğum müzik ile bölümü okumanızı şiddetle ( şiddetle ) tavsiye ediyorum. Ya da,

Esra Kahraman - Ex love

Ve bir klasik olan,

Şebnem Ferah - Hoşçakal'ı dinleyerek de okuyabilirsiniz.


( 4 Gün Sonra )

Yalnız geçirilen dört gün daha Azra'nın sessizlik dolu dünyasında. Gözyaşı döktüğü, ölümü düşündüğü, sessizlikle konuştuğu ve kendine acıdığı dört koca günü daha ardında bıraktı Azra. Artık daha yıkık, daha virane, daha delirmiş bir haldeydi. Yalnızlık kucağında can veriyordu gün ve gün. Acı hayallerinin sularında boğuluyordu her dakika. Yaşayabilme imkanı varken yaşayamadıklarına ağlıyordu her saniye. Düşüncesizce davrandığı günlerin bedellerini ödüyordu kendince. Hayatına sayıp savuruyor, kaderine lanet ediyordu. Acı çekmeye devam ediyor, tek kurtuluşunu ise görmezden geliyordu.

Azra yatağında yatmış tavanı izlerken "Eylül'ü bir kez arasam ne olacak ki?" diye geçiriyordu içinden.

"Sadece bir defa arayacağım."

Fısıltıyla söylediği bu sözlerden sonra yavaşça doğruldu kız yatağından. Yastığının altına koyduğu telefonunu eline aldığında kararsızlıkla baktı bir süre siyah ekrana. Kuzeninin sesini bir kez bile duyabilmek için neler vermezdi ki? Ancak korkusu bu isteğini bastırıyordu işte. Eylül'ün onu terslemesinden korkuyordu. Acıyan canının daha da acımasından deli gibi korkuyordu hemde. Ancak içinde bir yerlerde hala yaşayan o küçük ve saf kız çocuğu avazı çıkarcasına,

"Ona ihtiyacın var! Özlüyorsun! Özlüyoruz! Korkak olmayı kes ve Eylül'ü ara!" diye haykırdığında kız hızla açtı telefonundan rehberini ve aradı Eylül'ü. Birkaç çalış sonunda Eylül'ün telefonu açıldığında Koray'ın sesini duydu Azra.

"Koray? Eylül nerede?"

"O şuan banyoda."

"Çıktığında beni aramasını söyleyebilir misin?"

"Tabi. Ancak arayacağını düşünmüyorum."

"Neden?"

"Acelesi var, yani bizim acelemiz var. Bugün Çağan'ın doğum günü, onu kutlayacağız. Ama yine de söylerim. Her ne kadar seninle konuşmak istemese de."

"Tamam. Anladım. Hoşçakal."

Azra hızla telefonu kapattığında dolan gözlerini sildi elleriyle. Tek düşündüğü şey Eylül'ün eğleniyor oluşuydu. Onların eğleniyor oluşu...

Kız elindeki telefonu yatağına bıraktığında titreyen dizleri onu daha fazla taşıyamadı. Yere oturduğunda ne yapacağını bilmiyordu. Bunu da mı önemsememeliydi? Yine mi düşünmemeliydi? Saçmalık. Bu kadar acıyı nasıl düşünmezdi ki?

Azra'nın gözlerinden iplik iplik damlalar akıp giderken yavaşça ayağa kalktı ve çalışma masasına oturdu kız. Dudaklarına ise küçük bir tebessüm yerleştirdiğinde önündeki kağıtlardan birisini çekti kendine. Madem bugün Çağan'ın doğum günüydü, onunda bir hediye vermesi gerekmez miydi?

Kız gözünden akan yaşlara rağmen acıyla gülümserken yazdı yaşadıklarına inat. Yazdı hissettiği acıların şerefine ve tekrar yazdı bu adaletsiz dünyanın ona gösterdiği adalete.

***

Azra aynanın karşısına geçtiğinde yorgun gözleriyle izledi bir süre kendini. Hazırlanmalıydı. Bugün sevgilisinin doğum günüydü. Onun için bir hediye hazırlamışken kendisinin de güzel olması gerekmez miydi? Kız bu düşünceyle daha masum bir gülümseme gönderdi kendine. Bu akşam güzel olacaktı. Ölümünü süsleyecek, onu öldürenleri şereflendirecekti.

RUHSUZ KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin