Warehouse.

2.5K 145 39
                                    

Tiffany ile yaptığımız o konuşmadan sonra evden çıkmıştım.Harry'nin söylediklerine göre bir depo bulmuştum açıkçası oradan ne çıkacağını hiç bilmiyordum.Hey şey olabilirdi.Sonuçta bu Harry Styles'tı.Karanlık ve ıssız sokakta telefonumdan Sia'nın sesi yükselmeye başladığında açtım.''Starling.Benim Crawford.''dedi ses.''Evet efendim ?''dedim soru sorar gibi.Bu saatte beni neden aramıştı ? Saat dokuzdu.''Mix öldü.''

''Öldü mü ? Nasıl ?''dedim kaşlarım çatılmış adımlarım yavaşlamıştı.

''Hademe Styles'ın bütün gün ona fısıldadığını ve Mix'in de ağladığını duymuş.Yatak kontrolünde bulmuşlar.Kendi dilini yutmuş.''dediğinde sessiz kaldım.Ne diyebilirdim ? Styles onu bana kaba davrandığı için öldürmüştü,bundan emindim.Nasıl yapabilmişti ? Sadece fısıldayarak birisini nasıl öldürebilmişti ? Tanrım.Ben nasıl birinin yanına gidiyordum.''Starling ?''

''Burdayım efendim.Sadece..bu konuda ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum.''dedim.''Bir şey hissetmene gerek yok.Harry bunu kendisini eğlendirmek için yaptı.''Hiç sanmıyorum.''Bu arada raporda bir isimden bahsetmişsin.Karen Rose ? Bir şey bulabildin mi ?''

''Iııı.Styles yakalanmadan önce hastalarının çoğunun kayıtlarını değiştirmiş yada yok etmiş.O yüzden Karen Rose adında birini bulamadım.Ama benimle konuşurken kendi içinde kelimesini çok vurgulamıştı.Virgiana'da olduğu için rehpere baktım ve kendiniz için depo diye bir yer buldum.Virgiana merkezinin hemen yakınında efendim.''diye açıklamada bulundum.''Pekala Claire Starling.Sana destek göndermeme gerek var mı ? ''

''Alt tarafı bir depo efendim.Desteğe ihtiyacım yok.Gerek duyarsam çağırırım.''dedim o beni onayladıktan sonra telefonları kapattık.

Yolda yürümeye devam ediyordum.Depoya gidiyordum,yürüyüş mesafesinde değildi ama yürümek istiyordum.Bu yüzden ileride taksiye binecektim.Saatin dokuz olmasına rağmen etrafta çok insan yoktu.Virgiana genelde tenha olurdu.Tenha sokaklarda da bir sürü kötülük kol gezerdi.

Aklıma Harry geldi.Bir insan nasıl bu kadar zeki olup,aynı zamanda da bu kadar cani olabilirdi aklım almıyordu.O bir psikiyatristti.Bu dalda bir çok ödülü vardı,genç yaşında büyük başarılara imza atmıştı.FBI ile birlikte çalışarak bir sürü katilin yakalanmasını sağlamıştı.Ama asıl katil kendisiydi.Hücresini düşündüm.Diğerlerinin hücreleri demir parmaklıklıydı ama Harry'nin ki kalın camlardandı.Dışarıdakiyle hiçbir şekilde temas kuramıyordu.Manzaraya hasretti.Eğer gözlerindeki o bakışı görmesem,onun için üzülebilirdim.Gözlerindeki o bakış..sanki içinde şeytan bir ışık tutuyormuş gibi.Delilik ve acımasızlık parıltılarının dans ettiği mükemmel,yeşil gözler...Acaba neden öyle bakar olmuştu ? Neden sevgiyle değil,nefretle bakıyordu o gözler hayata ? Yaşamak güzeldi.Ben her zaman yaşamayı sevdim.Her şeye raman hayat güzeldi.O ne yaşamıştı da bu güzellikten nefret eder olmuştu.Bu güzelliği o neden göremiyordu ?

Soğuk bir rüzgar esti,omuzlarımdaki saçları arkaya iktirdi.Zate soğuk olan Virgiana geceleri daha da soğuk oluyordu.Yürümekten vazgeçtim ve telefonumla bir taksi çağırdım.

***

Depolardan sorumlu olan yaşlıca bir adam benim için kapıyı açmaya çalışırken konuştu.''31 numaralı depo.On yıldır kapalı duruyor.Parası önceden ödendi.Kontrat bayan Karen Rose adına yapıldı.''dedi.

''Yani 2005'ten beri buraya kimse gelmedi mi ?''diye sordum bu şaşırtıcıydı.

''Bildiğim kadarıyla hayır.Gizlilik benim müşterilerim için çok çok önemlidir.''dedi.Gülümsedim''Ah tabi.Bir şeye zarar vermeyeceğim.Söz veriyorum.Göz açıp kapayana kadar çıkarım.''dedim.Kapıyı hala açamamış olan adama ''Size yardım edebilir miyim ?''diye sordum sanki bunu bekliyormuş gibi ''Evet.''dedi.İkimiz de açılması için kapıya yüklenirken mırıldandım.''Sıkışmış..''kapıdan uzaklaştım ve zaten hurdaya dönen depo çevresinde demir bir şeyler aradım,bulmam hiç de zor olmamıştı.

Uzun demir sopayı ancak hafifçe aralayabildiğimiz kapının altına koydum.Yaşlı adamdan kapıyı kaldırmasını isterken demir sopayla destek yaptım.Nihayet geçebileceğim kadar açılmıştı.Elimdeki el feneriyle yere uzandım ve demir sopanın desteğiyle kapıyı tutan adama baktım.Cebimden bir kart çıkardım ''Eğer bu kapı kapanırsa yada bir şey olursa bu Baltimore'daki büromuzun numarasıdır.Sizin benimle olduğunuzu biliyorlar.Bir şey olursa onları ararsınız.''

''Tabii Bayan Starling.''dedi adam gülümseyerek ona gülümsemeyle karşılık verdim.

Sürünerek kapının altından geçmeye çalışıyordum.İçerisinin darmadağınık olduğu ışıksız bile anlaşılıyordu.Dar yerden geçerken bacağımı metal kapıya sürttüğümü hissettim.Ah,bu muhtemelen ufak bir çizikti ama canımı fena yakmıştı.Sızlıyordu,yinede onu önemsemedim.Tüm gücümle son kez kendimi içeri doğru çektim.Ve işte! İçerideydim.Ayağa kalktım.Feneri yaktım.İçeride iki tane üstü kıyafetlerle dolu çekyat vardı.Eski görünüyorlardı.Her yer tozluydu.Sehpanın üzerinde doldurulmuş bir baykuş vardı,duvarda ise bir geyik kafası.Etrafıma bakınmayı sürdürdüm,Harry Styles neden buraya gelmemi istemişti ki ? Yerlerde bir sürü kitap vardı.Masada bir fotoğraf albümü gördüm hemen yaklaştım ve elimdeki peçeteyle sayfalarını çevirdim.Bu bir kanıt olabilirdi ve kanıtı parmak izlerimle kitletmek istemezdim,bu yüzden peçete kullanmıştım ama albüm boştu.Hiç fotoğraf yoktu.Derin bir nefes verdim.Etrafıma bakınırken küçük bir sehpanın üzerindeki üstü örtünü fanus gibi bir şey dikkatimi çekti.Oraya doğru yöneldim.

Beyaz örtüyü çekip attığımda gördüğüm şeyle birlikte geri sıçramam bir oldu.Cam bir kavanozun içinde bir baş duruyordu.İnsan başı.Bir erkeğe aitti ama yüzünde makyaj vardı.İlk baştaki korkum yerini meraka bırakmıştı.Boyun kısmında kanlar pıhtılaşmıştı.Aniden bir gürültü duydum.Arkamı döndüm.Kapı kapanmıştı! ''Bayım ? Her şey yolunda mı ?''diye sordum bağırarak ses gelmedi.

Tanrım!Kapı kapanmıştı! Bura da mı kalmıştım yani ? Eğer Harry Styles'ın akıl hastanesinin en alt katındaki yüksek korumalı hücresinde olduğunu bilmeseydim,onun burada olduğunu düşünebilirdim.Ama oradan kurtulması imkansız,değil mi ? Yani kapının kapanmasının sebebini ona bağlayacak kadar paranoyak değildim...Hızla telefonumu çıkardım.Çekmiyordu!

Kapıya doğru yürüdüm ve telefonu biraz havaya kaldırdım,havadaki telefonu sağa sola götürdüm.Tamam! Solda çekilyordu.Çok az çekiyordu ama çekiyordu.Bir an önce son aramalardan Crawford'u bulup haber vermeliydim.Telefonu kulağıma dayadığımda,dışarıdan bir kaç tıkırtı duydum ama bunun beni korkutmasına izin vermedim.Muhtemelen o adam kapıyı tutamamıştı ve şimdi açmaya çalışıyordu.Bunun başka bir açıklaması olamazdı.

********

Selamlar :D

Bölüm nasıldı ? Bu defa Harry yoktu :)

Bu arada şu 'efendim,buyrun'gibi ifadelerden rahatsız oluyor musunuz ? Yada soy adıyla hitap edlmesinden falan,fazla mı resmi ?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum ^^


Cannibal/H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin