Kapıyı yavaşça araladım,soğuk havanın tenime çarpmasıyla irkildim.Hiç kimse yoktu.Karanlıkta etrafıma bakındım ve kulak kabartarak etrafı dinledim ama ne bir ses ne de yerinden oynayan bir taş vardı.Bu saatte neden birisi zilime basıp kaçsın ki? Çatılmış kaşlarımla içeri girdim.
Tekrar kanepheye gidip bunalımlı halime dönmeden önce mutfağa uğradım.Rafların birinden bardak aldım ve suyla doldurdum.Sandalyeye oturup uyuşuklanarak suyumdan içtim.Su bittiğinde bardağı almak yerine orda bıraktım ve oturma odasına yöneldim.
Kapı zili çaldı.
Kalp atışlarım hızlandı ve kaşlarım yeniden çatıldı.Kapıya ilerledim ve deliğinden baktım.Birisi deliği kapatmıştı,lanet olsun neydi bu şimdi?! Yutkundum.Mutfaktan bir bıçak aldım ve kapının önüne geldim.Kapıyı hızlıca açıp saldırmaya hazır duruyordum ki karşımdakinin kim olduğunu fark edince tuttuğum bıçak elimden düştü.Gözlerim doldu,kendimi durduramadan üstüne atıldım.Kollarımı beline doladım ve kokusunu doyasıya içime çektim.Gözlerimden yaşlar düşmeye başlamıştı bile.''Harry..''diye mırıldandım.Başımı omzundan kaldırıp dudaklarına yapıştım.Anında karşılık verdi.
Ellerim yüzündeydi,onun elleri ise belimde,büyük bir özlemle öpüşürken onu içeri çekiştirdim ve ayağımla kapıyı kapattım.Beni duvara yapıştırdı,dudaklarımız dans ederken elleri her yerimdeydi.Elleriyle bacaklarımdan tutunca,bacaklarımı beline dolamak zorunda kaldım.Nereye gittiğimize bakmadım,sorgulamadım aklımda olan tek şey dudaklarıydı,şu an burda olmasıydı.Sırtım yumuşak bir yerle buluştuğunda bunun yatak olduğunu anlamam uzun sürmedi.Dudaklarımızı ayırdığında gözleriyle karşı karşıya geldim.
Gözlerinde özlemin ve sevgilinin pırıltıları vardı.Dağılmış kıvırcık saçlarının altında parlayan yeşil gözler nefesimi kesmişti.Öylesine yoğun duygularla bakıyordular ki...Tam konuşmak için ağzımı açmıştım ki elini dudaklarıma koyarak beni susturdu.''Konuşarak bu anı bozmayalım.''diye mırıldandı boğuk sesiyle.Başımı sallayarak onu onayladım.Dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı,ordan boynuma doğru ilerledi bıraktığı küçük öpücüklerin ardından dişlerini boynumda hissettim.Bir an için aklıma 'Yamyam Styles'adı geldi,irkildim.Ve hareketlerimi kontrol edemeden bunu dışarı yansıtmış olmalıyım ki Harry üstümden kalktı ve sorgulayıcı gözlerle yüzümü inceledi.Az önce aklıma gelen düşünceyi beynimden sildim,ona hafifçe gülümsedim.''Sorun yok.''diye mırıldandım.Kararsız gibi buruyordu,beni incitmek istemediği belliydi.Doğruldum ve onun üstüne yüklenerek yatağa yatmasını sağladım.
Giydiği gömleğin düğmelerini açıyorken bir yandan da her düğmeyi açtığımda kumaşın açıkta bıraktığı tenine öpücükler konduruyordum.Sadece ay ışığının aydınlattığı odada yüzüne gölgeler düşüyordu.Dudaklarım kasıklarına doğru yaklaşınca hafifçe inledi.Ellerimi kasığında dolaştırdım ve kemerini buldum.Pantolonunu aşağı indirdiğim,tekrar üstüne çıktım,dudaklarına yapıştım.Cnsel organlarımız birbirine değdiğinde ne kadar sertleştiğini hissettim.Aniden kendimi onun altında buldum.Elleri hızla tişörtümün eteklerine gitti.Hâlâ onun burda olduğuna inanamıyordum.Bu anı,onunla buluşma anını yanan bir kalp ile beklemiştim.Öldüğünü sanmıştım ama içten içe hep kurtulacağını ümit etmiştim.
*
Gözlerimi yavaşça araladığımda beni izleyen bir çift yeşil gözle karşı karşıya geldim.Harry saçları dağılmış bir şekilde beyaz yastıkta yatıyordu,üstü çıplaktı.Hafifçe gülümsedim.''Günaydın.''dedi sabah sesiyle.Gülümsemem genişledi''Günaydın.''diye karşılık verdim.Bir kaç saniye öylece bakıştık.Ona sormak istediğim o kadar çok şey vardı ki.Bunlardan birini seçtim.''Kurtuldun..''gerçi soru sayılmazdı ama o ne sormak istediğimi anlamış olmalıydı.''Evet,kurtuldum.''dedi sorumu anlamazlıktan gelip.Bende pek önemsemedim,nasıl kurtulduğunun önemi oktu önemli olan kurtulmuş olmasıydı.''Kurtulamayacağını..sanmıştım.''diye mırıldandım ve dirseklerimin üzerinde doğrularak iyice Harry'e döndüm.''Şşt.Böyle şeyler düşünme.Ben burdayım.''derken saçımın bir tutmını parmaklarının arasına aldı ve kulağımın arkasına attırdı.
''Ayağın nasıl ?''
''Daha iyi.''dedi her hareketimi inceliyordu.Sorularıma bir soru daha ekledim''Neden gitmedin ?''diye sordum.Bu ülkeden kaçmalıydı,yoksa yakalanırdı.''Gidemedim.''dedi duraksadı ''Sen buradayken gidemedim.''
Hafifçe gülümsedim,ona yaklaşıp dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.''Ben duş alacağım.''dedim tam doğrulacağım sırada çıplak olduğumu fark ettim ve yerdeki eşyalarımı gördüm.Anında kıpkırmızı olduğumda Harry'nin kıkırtısını duydum.Doğruldu ve boxerını giydi.''Ben aşağıdayım.''dedi sesinde gülümseyen bir ton vardı.Odadan çıktığında bende yataktan çıktım ve odanın içindeki banyoya gittim.Şofbeni açıp küvetin dolmasını beklerken dikkatim aynadaki yansımama kaymıştı.
Saçlarım dağılmıştı ama o kadar da kötü görünmüyordu,gözlerim hafifçe şişmşti,muhtemelen dün çok ağladığımdandı.Yanaklarım al aldı ve yüzümde bir pırıltı vardı.Gözlerimde yaşam vardı sanki.Sanırım mutluydum.Boynumda hafif morluklar vardı,vücudum biraz zayıflamıştı gibiydi.Aniden bir mide bulantısı geldi.Klozetin kapağını açtım ama kusamadım çünkü hiçbir şey yememiştim.Mide bulantım geçtikten sonra lavaboda yüzümü yıkadım.Küvet dolmuştu.Şofbeni kapatarak içine girdim.
Sıcak su tenimle temas ettiğinde rahatladım ve gevşedim.Boynuma kadar küvete gömüldüm.Gözlerimi kapattım,ellerimi hareket ettirdiğimde dalgalanan suyun çıkardığı sesi dinledim.Harry ile neydik ? Bana kesin olarak beni sevdiğini söylememişti ama sezgisel olarak bunu anlayabiliyordum,ya da öyle sanıyordum.Ama bunları düşünmeyi istemiyordum,bunları düşünüp keyfimi kaçırmayı.O burdaydı.Bu düşüncenin huzuruyla doldum.
*
Beyaz havluma sarındım ve banyodan çıktım.Odam boştu.Yere baktım,Harry'nin kıyafetleri yoktu.Sanırım giyinmişti.Bende yerdeki kıyafetlerimi aldım ve katlayıp dolaba koydum.Siyah iç çamaşırlarımı giydikten sonra dolaptan dar bir jean pantolon çıkardım,üstüne de mor baskıları olan gri bir kazak geçirdim.Hoş olmuştum.Aynanın karşısına geçerek hızla saçlarımı kuruttum.Yeni bir güne hazırdım.
Odamdan çıktım ve merdivenlere ulaştım.Mutfaktan mükemmel kokular geliyordu,sanırım Harry iş başındaydı.Bu gülümsememi sağladı.
Tam merdivenlerin son basamaklarına yaklaşmıştım ki başım döndü ve adımımı yamuk attım.Bu,son üç basamağı popomun üstünde inmemi sağlamıştı.Çığlık attığımı duyan Harry hemen yanıma gelmişti,bense bileğime bakıyordum.Ayağımı yamuk basmıştım ve düşerken de canım acımıştı.Endişeli gözlerle beni süzdü ve yanıma çöktü.''Clarice,iyi misin?''diye sordu.Bileğimi tutarak''Acıyor,ama çok önemli değil.''dedim.Ellerimi çekti,kendisi bileğime dokundu.Kızarıklık veya morluk yoktu,''İncinmiş sanırım.''diye mırıldandı.
Kapının açılma sesini ve Zayn'in sesini duyduğumda bakışlarım endişeyle Harry'e kaydı.''Clarice,ben geldim.Birazdan Tiff'de gelecek birlikte kahval--''kapının tam karşısındaki merdivenlerde beni ve Harry'i fark etmesiyle cümlesini tamamlayamadan durdu.Harry ve ben bakışlarımızı kapıya çevirdiğimizde silahlı bir Zayn görmeyi beklemiyorduk.En azından ben beklemiyordum.Gerilmiş bir şekilde kaskatı kesilerek kalakaldım.
***************
Merhabaa!
Sizce nasıl gidiyor ?
Lütfen bana düşüncelerinizi bildirin^^
SORU: Bundan sonra hikayede neler olmasını isterdiniz ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cannibal/H.S
Jugendliteratur'' Sen bir cani bir canavarsın!''diye haykırdım telefonda. ''Ah,hayır hayır.Bu hiç hoş bir şey değil.Eğitimli psikopat demeni tercih ederim.''dedi gayet ciddi ve sakin bir şekilde.Bu beni daha da çıldırtmıştı.Nasıl sakin kalabiliyordu ? Omuzlarımı d...