This İs Going To Hurt.

2K 119 46
                                    

Gözlerimi hafifçe araladım,tam tepemde bana doğru gelen ışık yüzünden gözlerimi kısmak zorunda kaldım,baygın gözlerim ışığın önündeki Harry'i fark etti.Harry gözlerimi açtığımı görünce gülümsedi ve ''Her şey iyi olacak.''gibi bir şey söyledi,omzumda bir şeyler yapıyordu.Gözlerimdeki ağırlığa daha fazla dayanamadım ve gözlerimi kapattım.

*

Gözlerimi yavaşça araladım.Yavaşça etrafıma bakındım.Çift kişilik bir yatakta yatıyordum beyaz ve mavi renkler vardı,içerisi karanlıktı.Yavaş yavaş olanlar aklıma gelirken şu an Harry ile aynı evde olduğumun farkına vardım.Yataktan doğrulurken omzumda hafif bir sızı hissettim ve üzerimdeki elbiseyi fark ettim.Askılı,belime kadar dar olan sonra bollaşan ve dizimin üç parmak üstünde biten siyah bir elbiseydi.Bunu bana o mu giydirmişti ? Tanrım! Sızlayan omzumun üstündeki ince askıyı çekip baktım.Dikişliydi.Kurşunu mu çıkarmıştı ? Sanırım evet.Ayağa kalktım ve pencereden dışarı baktım.Saat kaçtı ? Hava karanlıktı bu yüzden saatin dokuz olduğunu tahmin ettim.Dışarıda bir iskele gördüm,iskeleye bağlı bir sandal vardı,bir göl evindeydik sanırım.Dışarıda rüzgar esiyordu,ağaçlar sallanıyordu ve havadan beyaz taneler düşüyordu.Kar yağıyordu.Dışarısının soğuk görüntüsüne rağmen evin içi sıcacıktı.Senenin ilk karı uğur getirir derlerdi ama ben Harry'nin yanındaydım.Burdan çıkmalıydım.Acaba neredeydi ?

Loş ışıklı kolidora çıktım,başım dönüyordu.Kendimi iyi hissetmiyordum.Aşağı kattan sesler geliyordu.Bir adam gülüyordu ''Bu hiç canını acıtmayacak.''ded Harry.Dikkatimi kolidordaki sehpanın üzerinde duran telefona verdim.Ev telefonuydu.Telefon ahizesini kaldırdım ve kulağıma götürdüm o sırada fişte takılı olmadığını fark ettim telefonu kapatacakken takıldım ve yere düştüm.Bu sert bir düşüş olmamıştı.Başım hala dönmeye devam ediyordu ama sanki hafiflemişti.

Fişi taktım ve FBI'ı aradım.Kısaca Harry'in burada olduğunu söyledim.Karşıdaki ses ''Aradığınız numarayı belirleyeceğiz.Ekipler on dakika içinde orada olur.Siz dışarı çıkın,polislerin sizi görebileceği bir yere yada burda benimle telefonda kalın.''dedi.Telefonu kulağımdan uzaklaştırarak sehpaya bıraktım.Karşıdan ses ''Hanımefendi.Orada mısınız ?''diyordu.Sehpanın yanında gördüğüm kelepçelerimi aldım.Birde silahım vardı ama muhtemelen boştu.Merdivenlerden inmeye başladım.Omzum sızlıyordu,umursamadım.Kendimi sersem gibi hissediyordum.Sanki hayal ve gerçek arasında kaybolmuş gibiydim.

''Bunları özenle kesip hazırlamak gerekir.''diyordu Harry.Ses mutfaktan geliyordu.''Onlar arpacık soğanı mı ?''dedi başka bir adamın sesi.''Hım hım.''diye onayladı Harry.Adam güldü.''Yağ çok güzel kokuyor.''dedi.''Karnın acıktı mı Paul ?''

''Hemde çok.''

Onlara doğru ilerlerken sandalyede oturan bir adam gözüme çarptı.Hemen yanında dikilen bir Harry vardı ve önündeki elektirikli ocakta bir şeylerle uğraşıyordu.

Mutfağa girerken köşede bir kar küresi görmüştüm,onu aldım ve arkama sakladım.Harry beni fark edince ''Clarice ayakta ne işin var ?''diye sordu.''Dinlenmelisin.''diye ekledi.Siyah bir takım elbise giyiyordu açıkçası bu ona yakışmıştı ama bu önemli değildi.On dakika içinde polisler burada olacaktı o zamana kadar onu oyalamalıydım.

Cannibal/H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin