*CLARİE*
''Seni seviyorum,Harry.''dedim gülümseyerek ona bakarken,belimdeki ellerini sıklaştırdı ve beni daha çok kendine çekti.''Bende seni seviyorum.''dedi gözlerindeki şefkat eşliğinde.Dudaklarıma eğildi ve bir öpücük kondurdu.Geri çekildiğinde yüz ifadesi değişmişti.Ne olmuştu ? Gözleri bedenimde bir yerlere takıldığında onun baktığı yere baktım.Karnıma bakıyordu ve karnım git gide büyüyordu.''Harry..''diye mırıldandım.Kaşlarını çattı ve bir kaç adım geri gitti.''Nereye gidiyorsun ? O senin bebeğin.''dediğimde yüzüme bile bakmadı arkasını dönüp yürüdü,peşinden gitmek istiyordum ama sanki bacaklarım kilitlenmişti.Hareket edemiyordum o,görüş alanımdan çıktığında bulunduğum yer karardı.Etraf simsiyahtı ve korkuyordum.Canım deli gibi yanıyordu,sanki karnımda bir şeylere asılıyorlardı.Güçlü bir çığlık attım sesim yankı yaparak bana geri döndü.Etrafımda kanlar birikmeye başlayınca korkum daha da arttı,gözyaşlarım çoktan düşmeye başlamıştı.
Hızlıca gözlerimi açtığımda ilk bir kaç saniye kendime gelmeye ve olanları anlamaya çalıştım.Elim istemsizce karnıma gitmişti.Bunu fark edince elimi oradan çektim.Hastanenin iğrenç kokusu burnuma doluyordu ve bu kokuyu hiç sevmemiştim.
Bakışlarımı odada gezdirince Tiffany'nin koltukta kıvrılarak uyuduğunu gördüm,Zayn nerdeydi acaba? Bunu umursamadım.Gördüğüm rüya tekrar aklıma gelince tedirgin hissettim.Harry'i en son dün görmüştüm ve odadan çıktığından beri onunla görüşmemiştim.Bebeğini istemeyen bir adamla ne diye konuşacaktım ki.
'onun konuşmasına bile izin vermedin'diye hatırlattı iç sesim.Ona kulak asmadım ve düşüncelerimi sürdürdüm.Harry'e olan duygularımı kabul etmemeliydim.Ondan uzaklaşmalıydım.Onu kurtarmaya gitmemeliydim o gün,böylece ormana da gitmemiş olurdum ve lanet olsun ki o gece duygularıma yenik düşmeyip onunla yatmamış olmayı isterdim.
Kapı aralandığında bakışlarımı oraya çevirdim.Zayn elindeki tepsiyle bana ilerliyordu.Tepsiyi kucağıma koydu''Günaydın.''diye mırıldandı.Aynı şekilde karşılık verdim.''Sana kahvaltı getirdim.''diye bilgi verdi tepsiyi göstererek.Fazlasıyla acıkmıştım ve hemen bir kaç şey yemek için atıldım bir yandan da ''Sen yemeyecek misin ?''diye sordum.
''Ben yemiştim.''diye cevapladığında güzelce yemeğimi yemeğe devam ettim.Aramızdaki kısa sessizlik boyunca bana derin derin baktığını fark ettim.''Ne var?''diye sordum kabaca.Bu bakışlarından rahatsız olmuştum.''Bebeği aldırmayı gerçekten istiyor musun ?'' Sorusu beni germişti.''Kararımı verdim.12'de randevum var doktorla.''
''Biliyorum,bu yüzden emin misin diye soruyorum.Bak Clarice,Harry ile olan ilişkine pek sıcak bakmıyorum ama söz konusu bir bebek.Masum bir can ve eğer onu dünyaya getirmek istersen daima yanında olacağımı bilmeni isterim.''dedi.Masum bir can.Ben ona kıyacaktım,kıyabilecek miydim ? Onu aldırmazsam,doğurursam nasıl biri olacağını merak ettim.Kız mı erkek mi ? Sarışın mı ? Gözleri ne renk olacak ? Babası gibi mükemmel bir ses tonu mu olacak yoksa benim gibi sıradan mı ?Hayallere kapıldığımı fark ettiğim an bunu kestim.Ne yapıyordum ben ?
Zayn sessizliğim üzerine tekrar konuştu ''Harry'e ihtiyacın yok.Zaten onun düzgün bir baba olacağından şüpheliyim.Biliyorsun o bir kat--''
''Bu mevzuyu geçtiğimizi sanıyordum.''dedim lafını keserek ''Ve kararımı çoktan verdim.Artık geri dönemem.''dedim oysa geri dönmeyi istiyordum.Yine de ilk defa Harry'nin nasıl bir baba olacağını sorgulamıştım.Ama düşününce Harry çok değişmişti,bildiğim kadarıyla uzun süredir birini öldürmemişti ve belkide uzun süreden beri ilk defa birini sevmişti.Beni.
**
Sedyeyi kaydırarak beni ameliyat odasına götürüyorlardı.Tiff bir yandan yürürken bir yandan elimi tutup bana teselli vermeye çalışıyordu.''Merak etme Clarice,her şey iyi olacak.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cannibal/H.S
Teen Fiction'' Sen bir cani bir canavarsın!''diye haykırdım telefonda. ''Ah,hayır hayır.Bu hiç hoş bir şey değil.Eğitimli psikopat demeni tercih ederim.''dedi gayet ciddi ve sakin bir şekilde.Bu beni daha da çıldırtmıştı.Nasıl sakin kalabiliyordu ? Omuzlarımı d...