Till The Bell Rings.

1.7K 103 29
                                    

O dağdan kurtulalı iki hafta olmuştu.Harry ele geçirilmemişti,ne ölü olarak ne de diri olarak.Buna sevinsem mi üzülsem mi bilemiyordum.Onun benim hakkındaki hislerini bilmiyordum ama onu sevdiğimi kabul etmiştim.Şimdi ise o yoktu.Kim bilir nereye gitmişti.

Herkes onun beni zorla kaçırdığını sanıyordu,bir hafta boyunca hakkımızdaki haberler bitmek bilmemişti.''Yamyam Styles eski FBI ajanı Claire Starling'i kaçırdı,bir dağda mahsur kaldılar.Bu sırada yaşananlar Starling'in yüzünden okunuyordu.Kurtulduğunda ağlıyordu.'' bazı kanallarda böyle haberler vardı bazı kanallarda ise ''Yamyam Styles'ın Claire Starling'e aşık olduğu için kaçırdığı ancak,polislerin Starling'i bulup kurtardığı söyleniyor.Ayrıca Claire Starling Yamyam Styles'ın nereye gitmiş olabileceğine dair önemli bilgiler verdi,bu bilgiler Federallerin işine çok yarayacak.''gibi haberler vardı.Oysa hiçbiri doğru değildi.Gerçekleri kimseye anlatmamıştım,Tiffany'e bile.Tüm bunlar içimde dert oluyordu.Bir katile aşık olmuştum,onunla sevişmiştim.Doğru olmayan şeyleri yapmıştım ama mutlu muydum ? Bu soruya dürüstçe cevap vermem gerekirse,evet.Mutluydum.

Sürekli onunla yaşadıklarımı hatırlıyordum,eskiden ona aşık olmamak için onu düşünmeyi reddederdim ama bu artık imkansızlaştı.Onu ilk gördüğüm anı düşündüm,benim öğrenci olmamdan dolayı alay etmesini,benimle oynamasını,eli elime ilk dokunduğu anı hatırladım.Şimşek çakmış gibi hissetmiştim,heycanlı ve korkulu...Her şey o dağda değişmişti,aslında iyi birisi olduğunu fark etmiştim.Şimdiyse yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyordum.O dağdan kurtulması imkansız,özellikle de yaralıyken.Onu bile bile ölüme terk etmiştim.Orda kalmalıydım.Lanet olsun kendimden nefret ediyorum.

Televizyonda reklamlar bitip,müzik başladığında dikkatim ona kaymıştı.Miley Cyrus'un Goodbye şarkısı çalıyordu.

  I can honestly say
- Dürüstçe söyleyebilirim: 

You've been on my mind
- Aklımdasın 

Since I woke up today
- Bugün uyandığımdan beri. 

I look at your photograph all the time
- Hep fotoğraflarına bakıyorum. 

These memories come back to life
- Hatıralarım hayatıma geri dönüyorlar. (Aklıma geliyorlar.) 

And I dont mind - Ve umursamıyorum   

  I remember when we kissed
- Öpüştüğümüzü hatırlıyorum. 

I still feel it on my lips
- Hala dudaklarımda hissediyorum. 

The time that you danced with me
- Benimle dans ettiğin an 

With no music playing
- Müzik çalmadan... 

I remember the simple things
- Basit şeyleri hatırlıyorum. 

I remember till I cry
- Ağlayana kadar hatırlıyorum. 

But the one thing I wish Id forget
- Ama bir şeyi unutmayı diliyorum, 

The memory I wanna forget
- Unutmayı istediğim anı: 

Is goodbye
- Veda   

Gözlerim dolduğunda televizyonu kapatmıştım.Durumuma ne kadar da uyuyordu.Ellerim istemsiz olarak dudaklarıma gitti,gözlerimi kapattım ve dağda ilk gerçekten öpüştüğümüz anı hatırladım.Gözlerimden bir damla yaş daha süzüldü.Dudaklarımdaki elimi gözüme götürüp göz yaşımı sildim ama durmak bilmiyordu.Kapım açıldı.Tiffany elinde CD'lerle içeri girdi.''Hey,Claire!Madem sen bir yere çıkmıyorsun bende eğlenceyi ayağına getireyim ded--''Ağladığımı gördüğünde şen şakrak kurduğu cümlesi yarıda kalmıştı.Hızla yanıma geldi ve hiçbir şey söylemeden sarıldı.Kollarımı ona sıkıca bağladım ve iç çekerek ağlamaya devam ettim.Biraz sakinleştiğimde ondan uzaklaştım.

''Clarice.Neler oluyor ? Anlatmak ister misin ?''

''Bir şey olduğu yok.''dedim burnumu çekerken.''Bak,o dağdan kurtulduğundan beri doğru düzgün bir şey anlatmadın.Yoksa sana..sana bir şey mi yaptı Harry ? Sana zarar mı verdi ? Fiziksel bir zarar mı verdi ya da teca--''

''Hayır! Öyle bir şey olmadı.''dedim lafını keserek.''O zaman ne oldu ? Günlerdir evden çıkmıyorsun,ne zaman gelsem aynı eşofmanlarla aynı kanephede ya ağlıyorsun ya düşüncelere dalıyorsun.Zayıfladın,halsizleştin.Gözümün önünde eriyorsun ve bana hiçbir şey anlatmıyorsun.''dedi duraksadı ve devam etti ''Biz neler atlattık,şimdi neden benden bir şeyler saklıyorsun ?''diye sordu.Haklıydı.Biz onunla çok şey atlatmıştık,her zaman benim yanımda olmuştu ama bu defa yaptığım şey yanlıştı.Sessiz kaldım.''Clarice.Bir şey söyle.''dedi beni omuzlarımdan sarsarken.Kahverengi gözlerine baktım.Gözlerim yine dolmuştu.

Bir anda ona her şeyi anlatma isteğiyle doldum ve kararımdan vazgeçmeden önce onuşmaya başladım.''Ben..sanırım Harry'i seviyorum.''

Bir süre söylediklerim öylece havada asılı kaldı.Tiffany bir süre söylediklerimi kabullenmeye çalıştı.''Bu..bu da ne demek ?''

''Bak,biliyorum kulağa çılgınca geliyor.Sonuçta o bir katil ama...o aslında iyi biri.Gerçekten.''dedim.''Clarice.Sen iyi misin ? Ne dediğinin farkında mısın ?--''

''Evet,farkındayım Tiff.''

''Nasıl oldu bu ?''

**

Ona her şeyi anlatmıştım.Kimi yerde anlattıklarımı sindirmekte zorlanmıştı,kimi yerlerde duygulanmıştı ve kimi yerlerde afallamıştı ama anlatmam bittiğinde bana sarılmıştı.''Bunu bana anlatmana sevindim.Ben her zaman,her koşulda senin yanındayım.''demişti.Harry'nin ölmüş olabileceği konusuna ikimiz de değinmemiştik.''Doğru veya yanlış.Bu umrumda değil,umrumda olan tek şey senin mutlu olman.''diye eklemişti.İşte bu yüzden en yakın arkadaşımdı Tiffany.

Aramızdaki konuşma sonlanır sonlanmaz kapı çaldı.Tiff benim yerime kapıya baktı.Gelen Zayn'di.''Filme yetişebildim mi ?''diye girdi içeri neşeyle.Sonra benim kızarık gözlerimi ve etraftaki peçeteleri görünce sessizleşti.Olanları Tiffany'e anlatırken kendimi tutamamıştım.Her anı tekrar tekrar yaşamıştım.Zayn bakışlarını Tiff'e çevirdi 'Ne oldu ?'dercesine.Tiff ise bana baktı 'Anlatayım mı ?' dercesine.Bir an duraksadım,Zayn'e güveniyor muydum ? En fazla ne olurdu ki onun gözünde aptal durumuna düşerdim ve beni şikayet ederse bir seri katile kaçması konusunda yardım etmiş sayılırdım.Çünkü onun  Kanada'ya gittiğini söyleyerek yanlış bilgi vermiştim.Artık hiçbir şeyin öneminin kalmadığını düşündüm bu yüzden Tiffany'e onaylayıcı bir bakış fırlattım.

Zayn olanları duyduğunda önce şok geçirmişti.Şaka yaptığımızı sanmıştı ama yüz ifademden dolayı bu düşüncesini hemen gözden çıkardı.''Clarice.Biz bir aile gibi olduk.Ne olursa olsun,hep senin yanında oluruz.''dedi.Şu an Harry burda olsaydı yine aynı şeyi söylerler miydi diye merak ettim.

Daha sonra kafamı dağıtmak için Tiffany'nin getirdiği filmleri izledik.Fantastik ve bilim-kurgu türündeydi,eğer aklım Harry'de olmasaydı bu filmlere bayılacağıma emindim.Bende kalmayı teklif ettiler ama onları reddettim.Benim gibi 'ayaklı bunalım'la uğraşmaları gerekmiyordu.Onları uğurladıktan sonra tekrar depresif halime dönmüştüm.Ta ki zil çalana kadar bu ruh halinde durmayı sürdürmüştüm.

**********************

Hey! Yeni bölüm geldi:d

Düşüncelerinizi merak ediyoruuum , benimle paylaşın pls ^^

Uzun süre yazamadım biliyorum,umarım beğenirsiniz :)




Cannibal/H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin