Üzerimi değiştirip aşağı inmiştim,saçlarım nemliydi.Mutfağa girdiğimde birbirinden güzel kokular etrafımı sarmıştı.Masanın ortasında bir tabak Shepherds Pie vardı.Harry içinden ikimize de birer parça çıkarıyordu.Biraz düşünceli gözüküyordu.Benim üzgün olduğumu düşünmesini istemiyordum,çünkü değildim.
Tabağıma koyuduğundan bir çatal aldım.''Harry,bu harika olmuş.''
''Evet,iyi bir İngiliz yemeğidir.''diye mırıldanarak yemeğine devam etti.Sessiz geçen bir kaç dakikadan sonra ''Ne düşünüyordun ?''diye sordu.Aynanın karşısında düşündüğüm şeyi ona söyleyemezdim,çok kırılırdı.''Doğduğunda bizi sevip sevmeyeceğini düşünüyordum.''dedim yalan söyleyerek.Beni başıyla onayladı,sessizce yemeğimizi yemeye devam ettik.Düğün tarihimiz çok yakındı ve biz aynı evde yaşamaya başladığımız ilk günden aramıza bir soğukluk girmiş gibiydi.Sanırım ikimizde doğru kararı verip vermediğimizi sorguluyorduk.Evet birbirimizi seviyorduk ama bir çocuk ? Yaşananları biz kabul edebiliyorduk belki ama doğacak olan bu bebek gerçekleri kaldırabilecek miydi?
Yemeği bitirdikten sonra odaya çıkma kararı aldım.Harry aşağıda işleri yaparken yapabileceğim tek şeyi yaptım ve Tiffany'i aradım.Beşinci çalışta açtı.''Alo ?''sesi uykulu geliyordu.
''Tiff,benim.Saat farkını biliyorum ama sadece..konuşmaya ihtiyacım var.''dedim.Ona bu gün yaşananları kısaca anlattım.Sessiz kalmıştı.''Ben her şeyi bırakıp Harry ile geldim,Tiff.Her şeyi bıraktım,farklı bir ülkeye geldim.Şimdi karnımda onun çocuğu var ve ben..bilmiyorum.''
''Clarice..''
Hata mı yapıyorum diye düşünmeden duramıyorum.Onu çok seviyorum.Harry'i gerçekten seviyorum ama bu bebek,o tüm bu olanları kaldırabilir mi ?''diye devam ettim onu duymazdan gelerek.
''Clarice bence sen korkuyorsun.''
''Ne?''
''Anne olmaktan.İçinde bir canlı kontrolsüzce büyüyor ve sen bundan korkuyorsun.İlk başta bunun ciddiyetinin farkında değildin ve onu istiyordun ama artık her şey ciddi.Sen ve Harry evlenmek üzeresiniz,bebek karnında ve zaman ilerliyor.Bu seni korkutuyor.''dedi uykulu sesi giderek açılıyordu.''Konu bebeğin anne babasını öğrenmesi değil,senin ona bakıp bakamayacağın.Onu doğurup doğuramayacağın.Karnında taşıdığın minik candan korkuyorsun ve her söylenen,her davranış sanki o bebek içinmiş gibi geliyor.''
''Hayır,bu doğru değil.''diye mırıldandım kendimi ikna etmeye çalışır gibi.''Clarice,ikimizde psikoloji eğitimi aldık.Kendine tarafsız bakarsan bunu sende anlayacaksın.''dedi.Bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyordum.''Saol Tiffany.Artık kapatsak iyi olacak.''dedim.Sıkıntılı bir nefesle karşılık verdi ama dediğime uyup telefonu kapattı.
Çift kişilik yatakta boylu boyunca uzandım.Gerçekten korktuğum şey bu muydu ? Bebeğime nasıl bakacağım,onu doğurup doğuramayacağım mı ? Karnımda taşıdığım kontrolüm dışında büyüyen ve gelişen bir canlı.''böyle düşünün ürperdim.Ben bu düşüncelerle boğuşurken uyku çoktan beni bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cannibal/H.S
Teen Fiction'' Sen bir cani bir canavarsın!''diye haykırdım telefonda. ''Ah,hayır hayır.Bu hiç hoş bir şey değil.Eğitimli psikopat demeni tercih ederim.''dedi gayet ciddi ve sakin bir şekilde.Bu beni daha da çıldırtmıştı.Nasıl sakin kalabiliyordu ? Omuzlarımı d...