9 - BASKIN

47K 1.6K 193
                                    

FAHİŞENİN AŞKI

YAZAR: ŞEHNAZ & GÜLŞEN

BÖLÜM-9 (Baskın!)

Not:Yeni heyecanlar. Küçük bir baskın oldu. Beklediğiniz gibi değildi. Bu yüzden yorumlarda beklentim fazla. Ne olacak? Şiddetle yorum ve beğeni. Keyifli Okumalar. J

Aklı buğulanmıştı. Düşünce yetisini kaybetmiş gibiydi. Baskın olması; mahvolması, üyelerin ifşa olması, kendisiyle beraber babası ve bütün kadınlarının, korumaların kodesi boylaması demekti. Hızla kafasını salladı. Buna izin veremezdi. Ne üyelerin kariyerine, ne kadınlarının hayatlarına bir zarar gelmesine izin veremezdi. Korumalarının aileleri korunaksızdı. Bu bardan kazandıkları parayla geçiniyorlardı. Onların yaşamını yıkamazdı.

"Nerden öğrenmiş? Kim bizi söylemiş?" küfürleri arasında sorusunu zoraki yöneltmişti. Elini saçlarının arasına götürdü.

"Kim söylemiş, haber vermiş bilmiyorum ama çabuk çık oradan! Şu an bile basıyor olabilir sizi!"

Telefonu kulağından götürüp dışarıya doğru bağırdı. "Alex!" iki saniye geçmeden kapı açılmıştı. "Baskın var, başlayın!" şiddetli bir fırtına kopmuştu sanki odada. O an her şey bir karmaşaya dönüşmüştü. Labirentin dört bir yanını saran düzenli bir telaş. Herkesin eğitimden geçtiği ne kadar da belliydi. Aury koltuğa düşerken açık kapıdan her şeyi izliyordu. Blake'e verilen düzenli talimatlar, verilen emirlerin yerine getirildiği düzenli bilgiler.

Blake ve Alex'in komutları altında ilk iş üyeleri gizli telefonlarla arayıp baskın haberinin verilmesi olmuştu. Bara erken gelen üyeler sessizce bilgilendirilmişti. Hepsi yavaş yavaş çaktırmadan çıkıyorlardı. Blake'in odasında ki dosya raflarınının önüne akın olmuştu. Raf kendi etrafında döndürülüp yok olmuş, yerini aynı duvar kağıdından tablo asılı, bir duvar almıştı. Dikkatli bakılsa bile kimse bunun gizli bir bölme olduğunu anlayamazdı. Dört korumanın zoraki nefesleri arasında döndürdüğü bu duvar Aury'de şok etkisi yaratmıştı. Burası gerçekten çok farklıydı.

Lanet olsun! Herkesin kirli geçmişi o duvarın arkasında kalmıştı.

Alex, Leonard Smith'in operasyonunu incelemek üzere yola çıkmıştı.

Blake odanın içinde dört dönüyordu. Küfür ağzından dökülmekte ısrar ediyordu. Kim söylemişti burayı? Kim onu yakalattırma hatasına düşmüştü? Brown yapmış olamazdı. "Labirenti kapılarını kapatın, aşağıdakilerden çıt çıkmasın. Kameraları kapatın, labirentin kayıtlarını saklayın. Barın işlevini arttırın. Adamlar çok fazla, işi bitenler çıksın!" talimatları kaçıncı defa vermişti bilmiyordu. Her şey hızlı ve eksiksiz yapılsın istiyordu. Labirente dair en ufak bir iz olmamalıydı.

Kadınlar daha önce denildiği gibi odasında kalmıştı. Baskının olacağını öğrenmişlerdi. Belinda genç kadın için endişeleniyordu. O yukarı da kalmıştı. Kendisi yukarı çıkmaya çalışmış, fakat Blake'in emri yüzünden kılını kıpırdatamamıştı. Şimdi kadınların susmasını sağlamış, kendisiyle kalan korumalarla konuşuyordu. Kimse Leonard Smith'in nerden öğrendiğini bilmiyordu Blake bile.

Aury korkulu gözlerle Blake'i izliyordu. Migreni tutmuştu yine, baş ağrısıyla öfkesi bir olmuştu. Kara bir perde çekilmişti sanki gözlerine. Aydınlığa kavuşmak istiyordu. O perdeye Leonard dokunmasın istiyordu.

"Ben aşağıya i.." konuşması Blake'in tıslamasıyla sona ermişti.

"Kes sesini! Birde seninle uğraşmayayım!"

Sen bilirsin bakışı atmış, gülümsemesini saklamıştı. Sesi çıkmamıştı ondan sonra. Belki bu kurtuluşu olurdu. Gelen her kimse labirente bir son verecekti. Bu sayede hayatına istediği yerden devam edebilirdi. Sonu kodese tıkılmak olsun razıydı. Buradan kaçardı en sonunda. Ailesine giderdi, her şeyi anlatırdı. Onu kabul edeceklerdi her şekilde. Kızının yok olan hayatını onlar geri kazandırabilirdi.

KADINLAR MÜZESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin