KADINLAR MÜZESİ

FİNAL

FAHİŞENİN AŞKI

YAZAR: ŞEHNAZ & GÜLŞEN

//FİNAL //

AURY – GRACE CAMPBELL HÜKMÜNÜ VERDİ: ÖLÜM

Planı bir hafta içerisinde hazırdı. Bu süreçte herkesin yaşantısını kontrol ediyordu. Kim ne yapıyor, ne ediyor? Özellikle Aury'i izliyordu.

Uysal hal ve hareketleri şüpheye sokuyordu genç adamı. Kendine bir zarar vereceğine emindi. Bu yüzden Belinda'yı sürekli uyarmış, başına dikmişti. Yeni bir geleceği kuruyordu ona, ölmeyecekti şimdi.

Blake, Aury'nin uysallığından gittikçe şüphelenmeye başlamıştı. Kaçmadan önceki hali gibiydi, fakat bir gariplik vardı. Yinede labirent biraz daha sakinleşmişti. Yakında kurtulmak için kollarını yeniden sıvamıştı genç adam. En yakın zamanda barı ve labirenti üzerine geçirecek, kapattığı gibi Zena ve Aury ile gidecekti.

Ronald sevdiği kadını görememenin verdiği acıyla yaşıyordu. Ramak kalmıştı onu kurtarmasına. Kurtaracak ve gideceklerdi buralardan. Fakat Blake nasıl olmuşsa bulmuştu. Şimdi ise bulduğunu vermiyordu. Aralarındaki dostluğu da bitirmişti. Bir daha kaçırma fırsatı bulur muydu bilmiyordu. Karşı karşıya gelmemek için çok sabretmişti, lakin Blake sınırlarını epey zorlamış, dostluklarını ortadan kaldırmıştı.

Carter ise hala Grace'in merakına düşüyordu. Onu geri almak, yine kaçırmak istiyordu. O boğazındaki kesiği görünce, gerçekten Blake'in bir zarar verdiğini düşünmüştü. Fakat bunu kendisine o yapmıştı ve iyi değildi. Carter her an kötü bir haber alacağı korkusuyla yaşıyordu.

Leonard Smith cephesinde büyük bir heyecan vardı. Yaptıkları anlaşmaya göre eski Ajan Gerrit'in tüm isteklerini yerine getirmişti. Labirenti gözetlemeye kalkıştığı gün, dikkatli ajan fark etmiş, kovmuştu yaşlı adamı. Alex genç olsa da, hükmünü geçiren bir adamdı. Onun adını çok duymuş, hep yanına almak istemişti bu yüzden. Fakat kovulmasıyla buna bir son vermişti. Kovulduğunu duyurmuşlardı kulaklara, lakin Gerrit'in resti çektiğini çok sonradan duymuştu ve izini kaybetmişti.

Merak ettiği bir diğer şey ise Ronald'ın bu labirente inip inmediğiydi. Acaba o kadınlardan biriyle olmuş muydu? Aury diye bildiği kadın sahilde onunla oturmuştu. Sonra Blake'in sevgilisi olduğunu öğrenmişti. Blake bir fahişe ile ilişki yaşamıştı.

Tessa'dan kurtulduklarından beri labirentteki kadınlar mutluydu. Eskisi gibi işe çıkmıyorlardı, onları ailesiyle tehdit eden bir manyak yoktu. Hiç kimse yoktu. Herkesin yüzünde gülücükler vardı. Bu gülücükler labirentin kapanacağını duyduğunda bir daha hiç silinmeyecekti.

"Erica benim yemeğimi yemekten vazgeç artık."

Gözleri dönen genç kadın ters bir bakış attı. "Çok açım Aury. Benim tabağımdaki bana yetmiyor."

"Ama sen tabağındakini bitirmeden benim tabağıma geçiyorsun."

Alıngan bir tavırla yemeğine döndü. "Olabilir.."

Belinda iki kadını hayretle izliyordu. Üç gündür yemek konusunda bir kavga içerisindeydiler. Hiç anlaşamıyorlardı. Yemekten önce veya sonra çok eğlenseler de, masaya oturdukları an birer cadıya dönüşüyorlardı.

"İkinize inanamıyorum..." hayretle kafasını salladı. Gülümsemesine engel olamasa da, kızıyordu ikisine.

Aury omuz silkti. Erica homurdandı. Masadakiler gülüp geçti ve içeri Alex girdi. Belinda ile göz göze gelmişti. Genç kadını yanına çağırdı. Aury huzursuz ifadesiyle Alex'i izledi.