FAHİŞENİN AŞKI
YAZAR:ŞEHNAZ&GÜLŞEN
BÖLÜM:15 Tükenmiş Umutlar
NOT: Aslında dün akşam gelecekti bölüm ama bir takım sebeplerden ötürü bugüne ertelendi. Kusura bakmayın a canlarım. Bu bölüm yayınlandığı zamanlarda sezon finaliydi. Şimdi öyle bir şey yapmayacağımızdan devam ettirdik. Bir bütün bölümü okuyun ve sonda size bir soru var, onu kendinize göre cevaplayın. Muhtemelen Aury – Grace gibi ortada kalakalacaksınız. Uzatmıyorum hepinize keyifli okumalar diyorum. Sizleri seviyorum.. Muah muah muah..
&&&
Ağlamaklı sesiyle "Yalvarırım beni gönderme Ronald!" diye soludu.
Kafasını yanında ki kadına çevirdi. Fısıltısı acı çeken bir kaplanın haykırışı kadar derindi. Elbette onu göndermeyecekti. Bu sefer onun ağlamasına izin vermeyecekti.
"Ne..ne saçmalıyorsun Zack?" genç adam şaşkınlığını üzerinden atamamıştı. Bir anlam vermeye çalışıyordu. babası onu hazırlayın derken neyi kastediyordu? Bu kadar basit miydi yani? O istedi diye gönderecek miydi?
"Bay Samuel onu hazırlamanızı istiyor. Birazdan gelip alacak!" apaçık korkuyordu söylemeye.
Carter deliye dönen iki adama baktı. Her ikisi de bu kadın için ayaklanmıştı. Blake'in hassaslığını, düşkünlüğünü biliyordu zaten. Fakat şu sıralar Ronald dostu kadar bağlanmıştı bu kadına. Ve bu yasak bağımlılıktı.
"Ronald Aury sana emanet, onu götürmelerine izin verme! Ben geliyorum!" dostuna güvenebilirdi ancak. O Aury'i gelecek olanlardan koruyabilirdi.
Genç kadına baktı. Yaşlı gözlerine korkma diyordu. Ben seni koruyacağım, diyordu. Gözlerini kırpıştırdı ağlama diye. Arkasını dönüp, dışarı çıktı hızla.
"Beni almalarına izin verme ne olur!" yalvaran tonuyla Ronald'ın elini sıkıca tuttu. Gitmemeliydi hayır. O adamla giderse hayatı şimdi ki halinden daha berbat olacaktı.
Alex yerinden doğrulmaya çalıştı. Hareket etmesiyle belinde müthiş bir acı duydu. Fakat umursamadı, yine de yerinden kalkmaya çalıştı.
"Sen uzan Alex, hepimiz burdayız!" karşı çıktı Belinda. Onun nasıl acı çektiğini görebiliyordu.
"Kalkma yerinden Alex!" Carter sert tınısıyla karşı çıkmıştı adama. O yeterince darbe almıştı. Şimdi iyice yatalak olmasına gerek yoktu. Aury'e döndü. Ağlıyor, Ronald'a bakıyordu. Onun elini tuttuğunu görmüştü.
"Sende ağlama Aury. Hiçbir yere gitmiyorsun, ben eminim Blake herşeyi halledecek!" yatıştırmaya çalıştı kadını. Acıyordu Aury'e, zoraki bir hayat yaşıyordu ve herkesten daha çok acı çekiyordu. Şimdi de Master belasına uğramıştı. Onu götürürse, bir daha bu kadından geriye sağlam tek bir parça kalmayacaktı!
Düşünceleri açılan kapıyla beynine bir kurşun çakmıştı. Lanet olsun! Samuel Master tam kapı da her zaman ki dört adamını getirmiş, sinirle dikiliyordu.
Hızla Ronald'ın yanına geçti.. Dostu Aury'i arkasına almış, ellerini bırakmamıştı. Arkasında sessizce ağlayan kadının gitmemesi için elinden geleni yapacaktı.
"Herkes seferber olmuş!" küçümser bakışlarıyla odada ki herkesi süzdü. Tüm bu çabalar boşunaydı. Kim ne yaparsa yapsın, bu kadın bu gece kalmayacaktı burada.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADINLAR MÜZESİ
General FictionMeşru yaşamların ötesinde, kuytuların en dibinde dalaverelerle iş çeviren yobaz çetesinin nezdinde, hüküm süren eziyetin birer aracı onlar. Kim mi? Kadınlar! Fahişe kadınlar! Çaresiz kadınlar! Antika kadar değerli kadınlar! Ama asla satılık mal ola...