FAHİŞENİN AŞKI
YAZAR:ŞEHNAZ & GÜLŞEN
BÖLÜM-13 (Beklenmedik Misafir, Beklenmedik Olaylar!)
Not: Geciken bölüm adına kusurumuza bakmayın canlar. Birkaç sebepten ötürü yayınlama gecikti. Hiç beklemediğiniz bir adam geldi. Tam olayların ortasına balık gibi atlayıverdi. Bakalım deniz kızımız ne yapacak.. Keyifli Okumalar. ^_^
Resim için Sueda Babacana çok teşekkürler. <3
&AURY'E DOĞRU&
"Bırak onu Samuel Master. Sen benim kadınıma vuramazsın!" diyen sesle ortam sessizliğe gömüldü. Buda neydi şimdi, kim kimin kadını oluyordu!
Beklenmedik misafirler, beklenmedik zamanda gelirdi. Lakin bu adam bir misafir değildi ya da beklenmedik. Bu adam olmadık bir zamanda gelmişti ve gelmemesi gerekendi. Üstelik benim kadınım diyordu.
Kimse sahip olmadığı, varlığına ilgi duymadığı bir kadını, kadınım sıfatına tabi tutamazdı. Aury kimsenin kadını değildi. Kimse Aury'nin sahibi gibi davranamazdı.
Blake hala sıkıca tutuluyordu. Kimse onu bırakmıyordu. Onun kollardan kurtulacak aklı kalmamıştı. Sadece karşısında ki adama bakıyordu. Bu geliş, bu ansızın geliş nedendi?
Harris Bek Everlyn!
Grace Campbellin platonik, masum, tertemiz aşkı. Bir zamanlar, bu labirente düşmeden önce ve hala Aury'nin kalbinin derinliklerinde yeri olan adam.
Sahiplenen bakışlarını fark etti ilk önce. Gözbebeklerinde özlem vardı, inanamayan bakışlar. Nasıl bu hale geldiğine anlam veremeyen bakışlar. Yüzünde ki öfke çektiği acıyı saklayan bir kara örtüydü.
Samuel Master karşısında bir mikropmuş gibi bakıyordu. Onu ezen, küçümseyen bakışlar. Her halukarda kendini daha üstün görüyordu. Harris hiç sevmemişti bu adamı. Kimse sevmemişti zaten. Blake bütün bunların farkındaydı. Kendisi de babasını sevmiyordu.
"Senin ne işin var burada? Kim senin kadının oluyormuş?" asla bu bakışların altında kalmazdı. Kimse ona küçümseyerek bakamazdı. Samuel Master her zaman, herkes haddini bilecek, düşüncesindeydi.
Harris kafasını yerdedizlerinin üzerine çökülü adama kısa bir bakış attı. Sorun yok Blake, anlamı barındırıyordu.
Ardından yaşlı adama döndü. "Ben bu kadını kendime satın aldım. Onun için buraya geldim ve üyelik kartıma üç kat para ödedim. Bu kadın benim Bay Master!" gözlerini yerde ki yaralı kadına çevirdi.
"Ve sen onun canını yakıyorsun!" kanlar içinde kalmıştı yüzü ve onu seçemiyordu. Okulda ki gibi hala güzel miydi? Hala güzel görünüyordu, hala masum. Onun hırsını, yeteneğini, başarısını hep takdir ederdi. Şimdi nasıl bu duruma düşmüştü, hala inanamıyordu.
"Kimse benim fahişelerimi satın alamaz Harris. Sadece gecesine kiralar!" acımasız bir üslup yeri göğü yakıyordu. Aury yerde herşeyden habersiz baygın yatıyordu.
"Ben onu her geceme satın aldım Bay Master!" ellerini cebine koydu. Bu kadın daha fazla hırpalanmayacaktı. Eğer biraz daha geç gelseydi, eğer Ronald onu yetiştirmeseydi, belki bu kadın şimdi ellerinde ölüyor olurdu.
Ve biraz daha bu odada Aury'i bırakırsa, Harris'i bu sefer Ronald öldürürdü. O yüzden bir an önce bu kadını almalıydı. Derin bir nefes verdi.
"Ve ben onu şimdi alıyorum Bay Master!"
Kadına baktı. Yitik durumdaydı. Mor kırmızı renklerde kalmıştı yüzü. Milim kıpırdamıyordu şu an. Samuel onu göndermek istemese de, almasına izin verecekti. Şimdilik oğlu ve bu kadın için yeterli ders verilmişti. Ama artık yakalarından düşmeyecekti. Nefesi her an enselerinde gezecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADINLAR MÜZESİ
General FictionMeşru yaşamların ötesinde, kuytuların en dibinde dalaverelerle iş çeviren yobaz çetesinin nezdinde, hüküm süren eziyetin birer aracı onlar. Kim mi? Kadınlar! Fahişe kadınlar! Çaresiz kadınlar! Antika kadar değerli kadınlar! Ama asla satılık mal ola...