FAHİŞENİN AŞKI
YAZAR:ŞEHNAZ&GÜLŞEN
BÖLÜM-20 (Bitiyor Aury Grace Campbell!)
Not: Aşk itirafından sonra gelen nefes kesici bir bölüm. Neler oldu bitti dersiniz? Bol yorum ve vote sevgili okurlarım. Keyifli Okumalar! :) :)
*******
Hiç ummadığımız anlarda, hiç ummadığımız insanlar bize elini uzatabilir. Ve biz bu ellere güvenip, belki kurtuluşa erebiliriz! (-Aury)
"Giderken kapıyı kapat, bir daha seni buralarda görmeyeyim!" sert ve bir o kadar da katıydı.. Kendini toparlayarak odayı terk eden kadın, tüm duygularını, gururunu o odada terk etmişti.. İlk defa bir aşk dilemişti, imkansız ve komik.. Bu geliş sondu!
Arabadan bara gelişinden beri düşündüğü tek şey buydu; bir fahişe. O adama sadece zevk veren, eğlendiren bir fahişe.
Bardan içeri girdi. Nasıl bir heyecan ve sevinçle çıkarken, şimdi ona tezat oluşturan bir ruh haliyle giriyordu. Aslında hep böyle yaşıyordu. Garipliklere mahkum edilmiş bir suçluydu. Suçlu bir fahişe!
Kimseyi görmeden sadece odasına gitti. Ne konşulanları duyuyor nede konuşanları görüyordu. Eski Aury'e dönmüş gibi. Blake'in sakin Aury'miz dediğinin çok dışında ki Aury gibi!
Yatağına usulca uzandı. Bir fahişeydi onun gözünde. Tiksindiği, iğrendiği kadın. Sadece zevk aldığı gönül eğlendirdiği kadın.
Ağlamadı Aury. Akacak gözyaşlarının kalmadığından değil, gözyaşı akatacak sebep bulmadığından. Aslında ağlayabilir, çıldırabilir, kriz geçirebilirdi. Lakin sadece adsız, belirsiz bir ruh haline sürüklenmişti.
Yanına gelen Belinda'yı ise görmedi. Nasıl geçti, ne dedi sorularına bir yanıt vermedi. Ne gibi bir yanıt verebilirdi ki. Bir fahişe gibi benimle eğlendi mi? Burada ki tüm kadınlara zaten bu muamele yapılmıyor muydu? Aury niye dışında tutulsundu ki! Oda aynı muameleye tabi tutulmuştu.
Haketmiş miydi? Hayır!
Geçen iki gün içinde bile depresif ruh halini sürdürdü Aury. Alex'in onu güldürmek için yaptığı saçma sapan esprileri bile duymadı. Belinda'nın isyanını duymadı. Sadece Ronald Rawson'un fahişesi olarak aldığı darbelerin izini taşıyordu.
Bugün ise Blake gelecekti. Onun odasında yatağına uzanmıştı. Bu sürprizleri yaparken çok eğlenmişti. İçinden geldiği gibi davranmıştı. Halbuki o zaman bile aklında Ronald Rawsona nasıl açılacağı düşünceleri vardı. Verdiği karar onu bu hale getirmişti.
Ve ona sadece birtek anlamlı kırgın bir cümle bırakmıştı. "Ne kadar zorla getirilmiş olursa olsun, Aury ve Grace Campbell bir fahişe olarak kullanıldı. Acımasızca!"
Kapının açıldığını, içeriye dolan o müthiş kokuyu fark etmedi. Blake yanı başına gelip, endişeyle onu süzdüğünde bile.
"Nesi var benim kadınımın?"
Aşina olduğu erkeksi, endişeli sese kafasını çevirdi. Blake yüzünde gülücükler açan bir dinçliğin yanı sıra gözlerinde endişeyle onu izliyordu. Nesi yoktu ki!
Yorgun bir tebessüm belirdi iki günün ardından ilk defa. Blake yanına uzanıp, saçlarına dokunduğunda acı dolu bir iç çekiş dudaklarının arasından döküldü. O böyle hayal etmemişti.
"Yorgunum.." sesi cılızdı.
"Neden?"
"Bilmem!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADINLAR MÜZESİ
General FictionMeşru yaşamların ötesinde, kuytuların en dibinde dalaverelerle iş çeviren yobaz çetesinin nezdinde, hüküm süren eziyetin birer aracı onlar. Kim mi? Kadınlar! Fahişe kadınlar! Çaresiz kadınlar! Antika kadar değerli kadınlar! Ama asla satılık mal ola...