12- Kurutulan Kök

41.4K 1.6K 404
                                    

FAHİŞENİN AŞKI

YAZAR: ŞEHNAZ & GÜLŞEN

BÖLÜM-12 (Senin Kökünü Kurutacağım!)


NOT: Bölüm biraz gecikti. Ama her zaman ki gibi uzun bölümler var. Ve dolu dolu bir bölüm sizleri bekliyor. Tek istediğim hikayeye biraz yorumların yükselmesi düşüncelerinizi merak ediyorum. Vote ve yorumlarınız eksik olmasın.:):)

Keyifli Okumalar..:) 


Elini uzattı genç kadın, sıkarken usulca soludu "Merhaba, bende Aury, fahişe Aury! Blake Masterin küçük fahişesi Aury!"

Karşısında ki adam her kim olursa olsun, söylemişti işte. Ne diyecek, ne düşünecek, nasıl tepki verecek, düşünmeksizin solumuştu. Onun düşünceleri kimsenin umurunda değilken, o ne diye başkalarını umursayacaktı.

Sıktığı elleri gevşetti. Soran bakışlarını Ronald'a çevirdi. Yüz ifadesinde öyle mi anlamı barınıyordu. Fahişe ve Blake Master! İçinde hedefine bir nebze ulaştığını söyleyen bir his vardı.

Ronald mahcup bir gülümseme sundu. Şu an Aury'e kızamıyordu bile. Kendini içinde kaybetmişti. Ne dediğinin farkında değildi. Yada artık saklama gereği duymuyordu. Umudu hiç tükenmeyecek olsa da fahişeyim, yine diyecekti.

"Blake'in sevgilisi. Kavga etmişler de Bay Smith, Aury'de sinirinden saçmalıyor. Eski sevgilisini işe alınca aralarında tartışma çıktı."

İnanmıyordu. Bu kadın ben fahişeyim derken, sevgilisiyle kavga ettiğinden değil, daha çok öyle olduğundan söylüyordu. Adı gibi emindi ki bu sevgili olayından ibaret değildi.

Genç kadın ilk başta algılayamamıştı ne dediğini.. Tessa..O..O Blake'in eski sevgilisi miydi? Onu işe mi almıştı? O bara yeni gelen değerli ortağı, ona iğrenerek bakan, Tessa mıydı? Ama neden yapmıştı bunu?

Alayla güldü. "Ve sende aracı oldun öyle mi?" zerre kadar inancı yoktu. Bu kadından tam bir bataklık kokusu geliyordu. Sezgileri kuvvetliydi Leonard'ın, şu meslekte öğrenmediği insan kişiliği kalmamıştı.

"Ve hiçbir kadın kendine kolay kolay fahişe diyemez. Öyle olmadığı sürece!" apaçık şüpheli bakışlarını üzerinde gezdirdi.

"Leonard Smith, gece mesaisi mi?" sesi her zaman ki gibi kendinden emin, hoşnut ve ona has sertlikteydi. Usulca arkasını döndü ve çarpık gülümsemesiyle genç adamı baştan aşağı süzdü.

"Kayıp sevgilini mi arıyorsun Blake Master?" sinsi bir gülüş dudaklarından geçti. "Yoksa fahişeni mi?" gözlerini bir an olsun Blake'in gözlerinden ayırmamıştı. En ufak bir korku, bir suçluluk görmeyi bekledi. Lakin sadece anlamsız bakışlarıyla karşı karşıya kalmıştı.

Ya Leonard Smith artık hiçbir şey bilmiyordu. Yada Blake Master gerçekten akıllı bir oyuncuydu. Ve nedense ikinci seçenek daha cazip geliyordu.

Ronald ivme kazanmış ve hemen atılmıştı. "Aury hala sana sinirli Blake, sırf bu yüzden kendini iğrenç hakaretlere maruz bırakıyor. Konuştum onunla ama küslüğü uzatmaya ve kendine, fahişe demeye kararlı!" bıkkınlıkla nefes vermiş, ne yapalım der gibi kafa sallamıştı.

Tüm bunları yapmak o kadar zordu ki, bir pot kırılacak beklentisi içini kemiriyordu. Aury susarsa her şey sorunsuz ilerleyecekti. Sadece ağzını kapalı tutması gerekti.

KADINLAR MÜZESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin