FAHİŞENİN AŞKI
YAZAR: ŞEHNAZ // GÜLŞEN
BÖLÜM: 1 (Labirentin Laneti!)
"Benim güzel kızımın doğum günü!" neşeli sesi odayı doldurmuştu. Her sene bu ayın bu gününde, sabah amcası böyle uyandırırdı. Sevgi dolu, sabırsız.. Pastasını kahvaltısından önce yedirirdi. Deli dolu adamın bakışları bugün farklıydı. Bugün sabırsız değildi, rahattı.. Pasta yoktu, kahvaltı yoktu. Hiçbir şey yoktu, sadece gözlerinde mutluluk ışıltısı vardı. Başka bir sürpriz mi hazırlamıştı acaba, diye düşündü Grace heyecanla. Biricik amcası başka bir sürpriz hazırlamıştı bugün, dışarıda bir sürpriz miydi? O yüzden mi pasta yoktu?
"Hadi hazırlan, seni çok güzel bir yere götüreceğim.. Grace bebeğim!" neşeyle cıvıldayan kuşlar gibiydi..
"Tamam Roger Amca geliyorum!" diyerek aynada ki son haline baktı. Bugün önce ki günlerden daha güzel, önce ki özel günlerinden daha çekiciydi. Bugün 23 yaşına basmıştı. Amcası onu nereye götürecekti, meraklanmaya başlamıştı. Çantasını kapıp, odadan çıktı. Kapının önünde bekleyen adama baktı parıldayan gözleriyle..
"Nereye gidiyoruz?"
"Sürpriz!" diyerek çıkmasını işaret etti. Evden çıkıp, yaşlı adamın eski model arabasına bindiler. Yolda araba gidecekleri yere ilerledikçe heyecanı katlanıyordu. Amcasına ettiği ısrarlar hiçbir sonuç vermemişti. Bilinmezliklerle beraber sürpriz mekana, başına gelecek olaylardan habersiz, gözlerinde parıltı, dudaklarında kocaman bir gülümsemeyle genç kız ateşe doğru gidiyordu. Amcasının gözlerinde ki esrarengiz ifadeyi görse de sürprize yoruyordu safça..
Sürprizi farklı olmalıydı bu sene. Her seneden daha farklı, daha ilginç, daha güzel ve eğlenceli. Aslında isteği böyleydi, bu sene farklı bir doğum günü istiyordu.. İsteğine kavuşacak mıydı? Bilmiyordu ama içten içe anlamını bilmediği bir duygu yaşıyordu, bugün için. Henüz bir ad koyamamıştı ama yakında bulacağına emindi.
Araba hoş bir mekanın önünde durduğunda genç kız bir kaşını havaya kaldırarak amcasına döndü. Camın ardında yazılan, görülen mekân bir bardı. Burada ne işi vardı? "Burası bar, niye buradayız?" diye sordu.. Hoşuna gitmemişti bu sürpriz, bilmiyordu ama gitmek istemiyordu.. Amcası sevimli bir gülüş sundu.
"Sürpriz bu kızım.. Barda kutlayacağız!" bıyık altından sinsi bir sırıtış sergiledi. Arabadan inerek, genç kızında inmesini istedi. Şimdi sabırsızlanmaya başlamıştı. Genç kızın elinden sıkıca tutarak, barın kapısından içeri girdi. Adımları geri geri gitmek istese de amcasının sımsıkı tuttuğu eline itaat etti. Huzursuzca adımlarını attı, bir şeyler kaçmasını söylüyordu sanki. İçinde ki his onu iyice sıkıştırmaya başlamıştı. Duygularını bastırıp, amcasını takip etti. Sadece bir doğum günü kutlaması için buradaydı. Sadece kutlayacak ardından çıkacaktı buradan.. Yüzüne zoraki bir gülüş yerleştirdi.
Barın içerisine geçerek birkaç adam ile karşı karşıya geldiler.. Amcası onlarla kısık sesle konuşup bir odaya alınmışlardı. Karşılarında takım elbiseli bir adam masada ciddi bir surat ifadesiyle oturuyordu. Yaşlıydı! Ne işi vardı ki burada, doğum günü bu şekilde mi kutlanacaktı? Amcası ne yapıyordu?
"Amca ne işimiz var burada?" diye sordu kulağına doğru fısıldayarak.. İçini kaplayan korkuyla amcasına sığındı, sığındığı kadar ondan kaçmakta istiyordu. Kaçıp şu loş ortamdan kurtulmak istiyordu.
"Hoş geldin!" diyen yaşlı adama baktı korkuyla. Karanlık bir his tüm bedenini kaplamıştı. Evet evet burada oluşu iyi bir şey değildi. Hisleri kuvvetli bir kız olmuştu her zaman.. Neler olacağını önceden sezerdi.. Seziyordu kendini kandırmasına gerek yoktu. Burada kötü bir şey olacaktı.. Cevap vermeyi amcası uygun bulmuştu..
"Hoş bulduk! Konuştuğumuz gibi yapıyoruz değil mi?" söze direk dalmıştı. Belirsiz yüz ifadesiyle yaşlı adam amcasına cevap verdi.
"Yapacağız tabi.." genç kızı süzme işlemine girmişti.. Baştan aşağı gözleriyle süzdü, kendini koruma hissiye tutuştu genç kız.. Amcasının elini sımsıkı tutarak, ona sığındı..
"Resimde gördüğüm halinden çok daha güzelsin! Bu güzellikten yararlanmamak aptallık olur!" diyerek amcasına döndü. "Konuştun mu kızla, ne yapacağını biliyor mu?" yaşlı olduğu her halinden belliydi, lakin gayet dinç duruyordu. Ve bu genç kızı daha da ürkütüyordu.. Adamın kaş hareketini görmesiyle etrafını iki adam sarmıştı. Amcasının elinden kurtararak sımsıkı tutmuşlardı. Ne olduğunu anlamayan genç kız direnerek ellerinden kurtulmaya çalıştı lakin Izbandut gibi adamların elinden kurtulması imkansızdı..
"Hayır anlatmadım!" diyen adam sabırsızdı. Yazılan çeke gözlerini dikmiş, kızın çırpınışlarını, çığlıklarını, hıçkırıklarını duymazdan geliyordu..
"İyi o zaman biz anlatırız ne yapacağını.." diyerek genç kıza kısa bir bakış attı. Ardından sordu "Peki bu kız bakire mi? Buram buram bakire kokusu alıyorum, umarım yanılmıyorumdur!" parıldayan gözleriyle derin bir nefes verdi..
"Hayır.. O hiç öyle biri olmadı. Bakire!" diyerek cevapladı..
"Senin gibi bir pezevenk nasıl olur da şimdiye kadar tatmadı bu kızı?"
"Ensest ilişkilere karşıyım!" diyerek sinsi bir gülüş sunmuştu. İğrenen yaşlı adam elindeki çeki uzatarak, "Sen bu çeki al ve kaybol!" diyerek uzatmıştı. Ardından parmağını tehdit edercesine sallayarak, "Başkaları gibi gelip pişman oldum, vicdanım rahat değil ayaklarına yatma.. Yoksa sonun onların ki gibi ölüm olur!" ses tınısı tehlike doluydu. Karanlık yüzü genç kıza bakınca aydınlansa da çığlıklarına tahammülü olamamıştı ama susturmasını da bilirdi..
"Amca neler oluyor?" çığlık çığlığa sordu.
"Kendine iyi bak kızım!" diyerek el salladı. Genç kız daha odadan çıkarılmadan amcası odayı terk etmişti. Kollarını kurtarmaya çalıştı, amcasına koşup onunla beraber terk etmek istiyordu. Olmamıştı, kurtulamamıştı. Aksine öfke dolu şimşekleri üzerine çekmişti, yaşlı adam üzerine doğru yürüdü. Dudağında alaylı bir tebessüm.
"Fahişelik hayatına hoş geldin!" beynine bomba gibi düşen bir karşılama cümlesi. Hayır hayır bu bir şaka olmalıydı. Böyle bir yere düşmüş olamazdı. Kafasını salladı hiddetle.
Çığlık çığlığa bağırdı "Hayııııııııır!" kollarını kurtararak dizlerinin üstüne düştü. Yere avuç içleriyle vurdu "Hayır.. Ben fahişe değilim!" acısını kimden çıkaracağını bilmiyordu. "Roger amca yalvarırım bırakma beni.. Gitme.." adamların elinden kurtulmaya kaçmaya çalışıyordu ama hepsi boştu. "Bugün benim doğum günüm amca, öldüğüm gün değil, lütfen yapma!" nefes aldı hızla, yediği ihanetle başı dönüyordu, çığlıkları ulaşamıyordu sanki.. "Roger Amca lütfen kurtar beni.." başı dönmeye başlamış, avuç içleri terlemişti. Sonrası zaten karanlıktı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADINLAR MÜZESİ
Ficción GeneralMeşru yaşamların ötesinde, kuytuların en dibinde dalaverelerle iş çeviren yobaz çetesinin nezdinde, hüküm süren eziyetin birer aracı onlar. Kim mi? Kadınlar! Fahişe kadınlar! Çaresiz kadınlar! Antika kadar değerli kadınlar! Ama asla satılık mal ola...