Bana o sert bakışı eski günleri hatırlatıyordu. Eskiden yanlış birşey yapsam aynı bakısla bana bakar ve tokatı yapıştırırdı.
O zamanlar babamı yinede seviyordum. Ama o beni sattıktan sonra ne sevgi nede başka birşey içimde sadece nefret vardı. Baltayı başka bir adama verdi.
Yapacak göt yoktu galiba. Adam baltayı kaldırdı. Bir el silah sesi duyulunca gözümü kapattım balta düştü. Tam burnumun önümdeydi ve hafif sıyırmıştı.
Kanıyordu ama hiç önemli değildi. Canım bile acımıyordu. Bu tarafa doğru tandık yüzler gelince sırıttım. Benim gerçek ailem geliyordu. Ama aralarında tanımadığım bir yüz vardı.
Yoksa benim yerime onu mu almışlardı. Gözümü kapatıp uyumaya çalıştım. Bu silahlı bir çatışma çabuk bitecek gibi değildi.
V'nin Ağzından
"Ah V yapma balta Jungkook'un kafasına düşebilir" haklıydı ama vurmasam kökünden ölücekti. Belki şansım yaver gider.
Namluyu adamın tam eline gelecek şekilde tuttum. Tetiğe bastığım an balta düşmeye başladı. Baltanın gidişini izliyordum. İşte buydu ona denk gelmemişti.
Maskemi ve gözlüğümü taktım. Zor olucaktı ama bugün Jungkook'u alıcaltım. Sürgüyü çekip adamın ayağına ateş ettim.
Jungkook'un babasının ilk bu olduğunu öğrendiğimde yüzümü ekşitmiştim. Bu adam tam pislikti. Eskiden beni çocuğu gibi görüp severdi aslında bir çocuğunun olduğunu ve öldüğünü söylerdi. Şimdi ise ilk düşmanım buydu.
Onu ben öldürecektim başka kimse değil. Elime daha büyük bir silah aldım. Bizimkiler hepsini vurmuş bana o pisi bırakmışlardı zaten öyle istiyordum.
"Bak V vurma senle bir anlaşma yapa-" onu dinlicek değildim. O yere yığılırken Jungkook'un yanına koştum. Baltayı çıkarttım. Burnundan sıyırmıştı.
Onu kucağıma aldım. Arabayı da değiştirmiş geniş bir araba almıştık hatta çalmıştık desem daha doğru olurdu. Arabaya binip depoya sürdük. Kim bilir Jungkook'a ne yapmışlardı.
Onu hep aradım bulmak gerçekten de zordu. Umudumu yetirecekken bir mucize olması süpet birşeydi. Depoya geldiğimizde kendin yatağına yatırdım Jungkook'u.
"Tamam sen gidebilirsin artık" yanımda olan kişiyi gönderdim. Artık yine sayısı yedi olan bir gruptuk. Kendimi koltuğa bıraktım.
⚪⚪⚪⚪⚪⚪⚪⚪⚪
Jungkook'un mırıltılarıyla ona baktım. Her tarafı kan içindeydi. Uyandığı zaman bana baktı. "V" ona sarıldım. Üstü ful tozdu ama ben bunu önemsemiyordum ben sevdiğime sarılıyordum.
"Beni bulamıyacağını zannediyordum" ağlamaklı sesi ile konuşmuştu. Jin'in hazırlattığı yemeği Jungkook'un önüne koydum. Açtı baya aç suyu bir yudumda bitirmiş ikincisini istiyordu.
Onu aç ve susuz bırakmıştı şerefsiz. Yemeğini bitirdikten sonra onu ayağa kaldırmaya çalıştım ama sadece sol ayağına basıyordu. "Jungkook sevgilim ne oldu" ayağına baktı.
"İlk gün , ilk gün bacağıma sert bir tekme attı. O günden beri kullanmıyorum" aslında o piçe işkence yapmak vardı ama onu öldürdüm. Jungkook'u benim odama götürdüm.
Çekmecede bulduğum kadar yarabandını aldım. Jungkook'a yaklaşıp yüzünü elledim. Kabuklar oluşmuş ve beyaz lekeler çıkmıştı yüzünde. O masum güzel yüzü ne hale getirmişlerdi.
Oda elini yanağıma koydu. "Seni çok özledim V beni bu halimle kabul edicekmisin?" ona sırıttım. "Sen hâlâ da benim sevgilimsin Jungkook"
_bangtanboys_ isteği ile bu bölümü erken yayınladım baya geç yayınlıcaktım. Ve sana da ithaf ediyorum okuyucum :** ♥❤♥❤
Vote ve yorumlar :)))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Policeman # Vkook #
Fanfiction"Sizin aranıza girip insan öldürmek ve uyuşturucu satmak istiyorum"