3 AY ÖNCE
"B-bende s-seni s-seviyorum"...
Konuşmuş ve ona sevdiğimi söylemiştim. Söylediğim zaman V bana sarılmıştı. Gürültü ile açılan kapıya baktık. Baba?
Ne işi vardı bu opospunun burda beni satmıştı şimdi ne yapıcaktı.Gözleri benimle buluşunca önce saşırsada sonra piç bir şekilde güldü. "Vay oğlum sen demi burdaydın" bunu dediği an V bana kötü bir sekilde bakmaya başladı bu bir çeşit iğrenme de olabilir.
Babam gelip kolumu tuttu. Herbirine ayrı sekilde iki silahlı adam vardı. Kolum çekiştirilmeye başlayınca ondan kurtulmaya çalıştım.
V de hareket ediyordu ama izin vermiyorlardı. Ona son kez orda baktım. Sonrada kafama yediğim darbe ile gözüm kapanmıştı.
⚪⚪⚪⚪⚪⚪⚪⚪
Gözümü açtığımda bir odadaydım başımı tutup hemen ayağa kalktım. Kapıya yönelip yumruklamaya başladım. "Aç bu kapıyı baba!" kapı sert bir şekilde açılmış ve yere düşmüştüm.
"Kes sesini orospu" karnıma tekme atmaya başladı. Asıl kendisi orospuydu. Babamın ayağını tutup ayağa kalkmaya çalışsamda olmuyordu.
Bugün
Elimi elime sürtmüş ama o beyaz benekler hâlâ da geçmemişti. Ayağa kalkıp lavobonun yanına ilerledim. Sağ bacağımı kullanamıyordum.
Kötü bir darbe almıştı. Kendimi zaten hissetmiyordum o bacağıma bişey olması benim için hiçti. Suyu açıp akmasına izin verdim.
Ellerimdeki lekeler gerçekten de geçmiyordu. Musluğa yumruğumu attım. Aslında bir yumruk değildi bir okşama gibi yavaştı vuruşum.
Kapı yavaş bir şekilde açılmıştı arkama dönme zahmetinde bulunmadan aynadan kim geldiğine baktım. Büyük bir cüssesi olan bir adamdı.
Bana baktı. İkimizde birbirimize aynadan bakıyorduk. "Çabuk gel gidiyoruz" ona kaşımı kaldırıp baktım neyden bahsediyordu bu.
Onun yanından geçerken kolumdan tuttu. Artık bir alışkanlık haline gelmişti kolumdan tutulmam. Ona sert bir şekilde baktım. Oda bana sert bir şekilde bakıp sürüklemeye başladı.
Kendimi serbest bırakmıştım ne bok yapıcaksa yapsın. Bu yerden çıkartıp arabaya bindirdi. Bana bir şişe su uzattı. "Al kimse içmemiş" ona ben aptalmıyım şeklinde baktım.
"Kapağı açılmamış ama iğneyi sokmuş ilacı içine boşaltmış olabilirsin" önüne geri dönüp şişeyi koltuğa fırlattı çünkü doğru söylemiştim ve zaten öyleydi.
Arabaya oturunca burasının fazla geniş olduğu kanaatını getirmiştim. Eskiden hep sıkışarak otururduk neydi isimleri. V den başka kimsenin ismini hatırlamıyordum.
Namson, Hodeok, Yoonbi.. Buna benzer birşeydi. Araba durunca etrafa baktım bu ormanlık alanda ne işimiz vardı. Kapımı açıp o cüsseyle beni yine sürüklemeye başlamıştı.
Ayak topuklarımdan gördüğüm kadarıyla kanıyorlardı. Yerle yaptığı etki olsa gerek. Bir yerde durunca beni dik tuttu. Bir sürü adam ve asla unutamiyacağım pis suratı ile babam.
Bana gülerek yaklaştı. "Evet oğlum V benim düşmanım. Sende V nin grubunda olduğun için ve V'yi sevdiğin için sen bugün ölüceksin ve sana da bu yakışır zaten " bu rahat tavrı insanı rahatsız ediyordu.
V'nin beni bulacağı yoktu en mantıklısını söylemişti babam bana ölüm yakışır. Adam beni ağaç kütüğünün oraya götürüp kafamı yatırmıştı artık ne olucaksa olsun bitsin istiyordum.
Babam baltayı kaptığı gibi yanıma gelmişti. "Oğlum son kez ne demek istiyorsan söyle sonra konuşamadan öldü demeyelim değil mi?" derin bir nefes aldım ona söylemek istediğim tek bişey vardı.
"Geber" iste tek söylemem gerek kelime buydu işte. Sinirlenmişti öyle de olması gerekiyordu gözlerimi kapattım.
İnşallah şimdi anlamışsınızdır. Vote ve yorumlar :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Policeman # Vkook #
Fanfiction"Sizin aranıza girip insan öldürmek ve uyuşturucu satmak istiyorum"