~*~*~
Bir kitabın ismi niye "tüfek" olsun ki?
~*~*~
2016/New York
(29 Yaşındayken)Alevler keskin boğucu kokusuyla beraber büyümüştü. Derin nefes almaya çalışıyor, ama başaramıyordum. Duman boğazımı ve ciğerlerimi yakıyordu. Ne kadar uğraşsam da anneme ait olduğunu tahmin ettiğim fotoğrafa ulaşamıyordum. Babam neredeydi? Etrafım alevlerle çevriliydi, kaçacak yerim yoktu... Yanık et kokuyordu. Kendim mi yanıyordum...yoksa... Midem kokudan ziyade bu düşünceden dolayı bulandı ve çaresizce yere diz çöktüm. Gözlerimi kapattım, sımsıkı. Eğer bu felaketi görmezsem her şey düzelecek ve canımın yanması geçecek gibiydi. Sonra kulaklarım çınlamaya, sesler çoğalmaya başladı. Bir yerden araba kornalarının ve insanların sesleri yükseliyordu. Bacağıma bir şey sürtündüğünü hisseder hissetmez gözlerimi açtım ki çok ürpermiştim. Evde değildim ve hiçbir yer yanmıyordu. Kalabalıkta tek başınaydım. Korkuyorum... Çok korkuyorum anne! Herkes üstüme üstüme geliyor, yabancısı olduğum bu yer beni iyice korkutuyor.
Nefes nefese kalktı... Gözlerinin içi yanıyordu. Beceriksizce yatağın yanındaki masadan telefonunu bulmaya çalıştı. Nasıl tahmin edememişti, saat gecenin üçüydü. Kafasını büyük bir yorgunlukla yastığa tekrar bırakırken ellerini terli saçlarına geçirdi. Ansızın burnundan dudaklarına doğru akan sıcak bir şey hissetti. Bir lanet okudu ve yavaşça kalktı. Ayağını sürüyerek giderken neredeyse düşüyordu. Dönüp baktığında hayatını tehlikeye atan nesneye bir tekme savurdu. Terlik, tekmenin etkisiyle dün akşamdan kalan pizza kutusunun yanına uçtu.
"Çat!"
Bu ses onu daha çok sinir etti. Lavabonun ışığını açtı ve çizik aynanın karşısında kendi yansımasını inceledi. Bu sefer elini çenesine götürdü, burnundan akan kan çenesinden aşağı damlıyordu. Sonra bakışlarını ellerine, oradan kan bulaşmış olan parmaklarına çevirdi. İşaret parmağındaki kanı aynadaki yansımasına sürdü. Şimdi iki tane tavşan kulağı vardı. Şapşalca gülümsedi. Çeşmeyi açtı ve yüzünü yıkadı.
Mutfağa girerken bir şarkı mırıldanmaya çalıştı ama boğazı kurumuş olduğundan iğrenç bir ses çıktı. Öksürerek boğazını temizledi ve kendisine kahve hazırlamaya başladı.
Fincandan çıkan buharı izlerken burnuna peçete sıkıştırdı. Lanet olası şeker bitmiş olamazdı, daha dün onu burada bir yerde görmüştü. Dört küp şeker alarak,nazar boncuklu şekerliği bu sefer daha kolay bulabileceği bir dolaba yerleştirdi.
Kahvesini yudumladı. Yüzünü ekşitip bir şeker daha atmak için ayağa kalktı. Beşinci şekeri attığında tatmin olmuştu. Komaya girse bile umurunda değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜFEK/Tamamlandı
General FictionBir kitabın ismi niye tüfek olsun ki?(Tamamlandı) TÜR: Dram/Gizem Yağmur can yakar mıydı hiç? Sanki biri yağmuru ateşe vermişti ve değdiği yeri yakıyordu.Yine "kendimsiz" kalmıştım işte, "kimsesizlikten" ziyade... "Beni kaybetmekten korkman hoşuma g...