Zihnimdeki Forbia'a birebir uyan tek kız...Müziği mutlaka dinleyin!
~*~*~
Fransa Toprakları/ 2016
Seneler öncesinde verilen bu kağıdı elime almakta tereddüt ettim. Shaggy ve Bay Jones'un meraklı bakışları arasında nemli kağıdı elime aldım. Zamanın hediye ettiği çizikler, buruşukluklar sanki bir hazine bulmuşum gibi hissetmeme neden oldu. Sofia sol elinin tersiyle yanaklarındaki yaşı silerken küçük bir çocuk gibi burnunu çekti. Derin bir nefes alamayacak kadar nefesimi içimde tutmuştum. Avucumun içinde eriyecek gibi duran kağıdı bir hamlede açtım. Bayan Philips'in yazısı işte karşımda, talihsiz geçmişim işte tam önümde duruyordu.
"Castle Combe, Bristol, Ingiltere"
Benim bir babam mı vardı? En azından bir zamanlar... Köpürerek ayağa kalktım. Öfkemi kontrol edemiyordum.
"Sen..!"
Sofia'nın üstüne doğru yürüdüğümü fark eden kör kadın yatağından doğrularak telaşla sakin olmamı istiyordu. Shaggy ve Bay Jones beni kollarımdan tutuyor kalktığım koltuğa tekrardan oturmamı söylüyorlardı.
"Bunu bana nasıl yaptın Sofia?! Benim bir babam varmış..."
Ellerime bakıyor, sinirden kıpkırmızı olduğunu tahmin ettiğim yüzüm yanıyordu.
"Seneler önce bir babam varmış... Ve belki de şimdi yok..."
Koltuğa çöktüm ve elimle başımı tutarak ağlamaya başladım. Istemsiz vücudumu sarsan titremeler kramplar bedenimi ele geçirmişti. Dişlerimi sıkıyordum ve dişlerimi bir süre sonra açamadım. Nefesimin kesildiğini ciğerimin oksijen yokluğundan yanmasıyla anladım.Koltukta bir kalıp gibi katı kaldığımda gözlerim kararmaya başlamıştı ve Bay Jones bana bağırmaya çalışıyordu. Sesi suyun altından geliyormuş gibi boğuktu. Kilitlenmiş bedenimi yere yatırdılar ama ben hala koltukta oturur vaziyette kaskatıydım. Bay Jones, elini dişlerimin arasına sokup kıpkırmızı olan yüzüyle iki çenemi açmaya çalışıyordu. Bir süre sonra ağzımdaki kan tadıyla beraber etrafımdaki sesler keskinleşti ve Bay Jones, bağırarak elini ağzımdan çekti.
Sofia yere çökmüş, bembeyaz yüzüyle bana bakıp ağlarken, Shaggy, Bay Jones'un eline bakıyordu.
"Bez getir çabuk!!!"
Shaggy bağırırken Bay Jones acı içinde yerde kıvranıyordu. Biraz nefes almak için doğrulduğumda yerdeki kanı gördüm. Çenem kilitlenmiş ve çenemi açmak isteyen Bay Jones'un elini 70 kiloluk bir basınçla ısırmıştım. Bu, normal bir insanın parmaklarını koparıp atmaya yetecek bir basınçtı. Bay Jones, gerçekten çok atletik ve güçlü bir adam olmasaydı, muhtemelen onun parmakları şu an ağzımın içinde olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜFEK/Tamamlandı
Narrativa generaleBir kitabın ismi niye tüfek olsun ki?(Tamamlandı) TÜR: Dram/Gizem Yağmur can yakar mıydı hiç? Sanki biri yağmuru ateşe vermişti ve değdiği yeri yakıyordu.Yine "kendimsiz" kalmıştım işte, "kimsesizlikten" ziyade... "Beni kaybetmekten korkman hoşuma g...