ALTINCI BÖLÜM

725 169 41
                                    

***

UZAKTAN SEVMEK

***

Daha önce bir insanı uzaktan sevdiniz mi?

"O" nun sizi sevmesini umursamadan...

"KARŞILIKSIZ?"

~*~*~

2000/Paris
(13 yaşındayken)

Bugün Jennifer diye bir kızın doğum günüydü. Her zamanki gibi bayan Philips çok güzel bir pasta almıştı. Ama pembe renkliydi. Pembe rengini sevmezdim ki ben. Sevsem bile yemem zaten o pastayı...

Ben zaten çok da sevmem pastayı... Sever miyim?

Hayat senin için ne ifade ediyor diye sorsanız, ben ifade edemezdim... Hayatın ne olduğu hakkında bir fikrim yok.

Peki ya senin için hayat ne ifade ediyor?

Herkes bir ritim tutturmuş, pembe pastanın etrafında çember oluşturmuştu. Bense olayı uzaktan takip ediyordum.

Jennifer buradaki herkes gibi yetim olmasına rağmen çok mutluydu. Aslında genel olarak anlatılan "yetimhane hikayelerinden" farklı olarak buradaki çocuklar mutluydu. "Aile sıcaklığı" dedikleri ve benim bundan hiçbir şey anlamadığım bir kavram varmış meğerse burada. Hala çözebilmiş değilim...
Anlatılan o hikayelere o ortama uygun olan tek şey bendim sanırım... Mutsuz ve kimsesiz...

Bu iki terim normal insanların çok sık kullandığı terimlerdir. Normal insanlar diyorum çünkü anormal insan henüz hiç tanımadım...

Freddy haricinde...

Benden yaşça büyük olduğunu düşündüğüm (yani en azından benden fiziksel olarak çok üstündü) kahverengi gözlü bu çocuk -çocuk demem ne kadar normal bilmiyorum- "anormal" insan kategorisine girebilirdi bence...

Geceleri beni korkutup, beni, ben uyurken kafamı kesmekle tehdit ederdi. Bir kere de beni tuvalete kitlemişti. Durun durun...

Sanırım iki kere... evet evet!

Kaç kere kabusumda Freddy'nin yediğim yemeğe kustuğunu görmüştüm.

Tanrım iğrençti!!!

Yine Jennifer gözlerini kapatıp o saçma mutlu yüz ifadesiyle mumları söndürdü. Herkes alkışladı... Bayan Phillips, Jennifer'a sıkıca sarıldı ve sarı parlak bir ambalaja sarılmış bir hediye uzattı. Jennifer ellerini çırparak yerinde zıpladı. Heyecanla hediyesini açtığında da gözleri kocaman oldu. Sevdiği yazarın en son çıkan kitabıydı...

Bilmiyorum, ama sanırım onu kıskandım. Başka birisini kıskanmazdım ama onu kıskandım. Çünkü o yazarın kitaplarına ben de hastaydım ve şu an okuyacak bir kitabım yoktu. Yalnız yaşayan bir çocuğun tek dostu kitaplar oluyordu, ama ben elimdeki bütün kitapları okuyup bitirmiştim... Şimdi ise Jennifer'ın bir kitabı olmuştu. Benim değil, Jennifer'ın...

Kağıt ve kalemimi alıp bu kıskandığım manzaraya sırtımı döndüm... Üç senedir buradaydım, çoktan alışmalıydım değil mi bu sevgi gösterilerine...

TÜFEK/TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin