~*~*~
Bu bölüm Mirasevik için. Wattyde sohbet etmekten hoşlandığım nadir insanlardansın. Hikayesini de yakından takip ediyorum. ((: Gerçekten pes etmemelisin.
Medyadaki Shaggy'nin kaplumbağası (arabası)... :D
Eklediğim şarkı La Seine, yani şimdi Royce ve arkadaşlarının ayak bastığı yer için yazılmış bir şarkı... (:
~*~*~
2016/Seine Körfezi
"Tanrım ne maceraydı ama!"
Körfeze geldiğimizde Fransa'nın hafif serin havasını ciğerlerime çekerken Shaggy'nin toprağı öptüğüne şahit oldum. Kaptana kuru bir teşekkür edip gemiden indiğimizde tekrar tekrar şükrettim. Bir Titanik değildi gemimiz ama sonunda Fransa'ya ayak basmıştık.
Cierra'nın teorisini çok düşündüm. Gerçek olma ihtimali vardı. Yanımda varlığını hissettiren bir ruh vardı, adeta rahatsız edici bir varlıktı. Yani geldiğini, yanımda olduğunu çok açık hissedebiliyordum ama bu bazen görünür halde bazen ise siluetsiz bir biçimde oluyordu.
Sayısız bilmem kaç gündür Forbia yoktu yanımda. Ve bir şeyi farkettim, ben yalnızlığı hiç bu yönden hissetmemişim... Forbia gidince yalnızlığın bu yönünü keşfettim sanırım... Ruh falan ama gerçek gibiydi. Kendimi çocukken oynadığım "hayali" dostumu kaybetmiş gibi hissediyordum.
Zaten hep böyle olmuyor muydu? Ben ne zaman birisine değer vermeye başlasam, bir şekilde o insan yok oluyordu. Gerçi bu sefer bir farkla... Diğer insanlar giderken, benim elimde olan bir şey yoktu ama bu sefer bizzat kendi odunluğum yüzünden bilerek Forbia'ya kötü davranmış ve onu kendimden kaçırmayı başarmıştım!
Bu sene ALTIN AYI ödülünün sahibiiii, Royce Philips!!!
Alkışlar alkışlar ve alkışlar...
Yapmayın ama mahçup oluyorum... (elleriyle gözlerini kapatmış maymun emojisi)
"Ah Tanrım abartmayı kes!"
Cierra'nın keyifsiz sesini duyunca geriye dönüp onlardan yaklaşık on üç adım iki santimetre ileride olduğumu farkettim. Cierra'nın bana seslenmediğini anlayıp yürümemi durdurduğumda sekiz adım beş santim yirmi iki milimetre aramızda mesafe kalmıştı.
Matematiği sevMEdiğimi söylemiş miydim?
Shaggy arabasına sevgilisi gibi sarılmış, sağ eliyle arabayı okşuyordu. Cierra ise elleri belinde -klasik çingene style- Shaggy'i azarlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜFEK/Tamamlandı
BeletrieBir kitabın ismi niye tüfek olsun ki?(Tamamlandı) TÜR: Dram/Gizem Yağmur can yakar mıydı hiç? Sanki biri yağmuru ateşe vermişti ve değdiği yeri yakıyordu.Yine "kendimsiz" kalmıştım işte, "kimsesizlikten" ziyade... "Beni kaybetmekten korkman hoşuma g...