1.3K 79 13
                                    



   Eskiden dünyanın başka bir yer olduğunu anlatan insanlar var. Gri sakalları, işlevini tamamlamak üzere olan adamların anlattığı saçma hikayelerden ibaretler. Eskiden dünyanın bizim gibi iki ayak üzerinde yürüyen insanlardan fazlaca olduğunu iddia ediyorlar. Yüz yüze veya yan yana olmadan iletişim kurmalarını sağlayan, ayaklarını yerden kesen, kuş gibi uçmalarını sağlayan aletlere sahipmişler. Ben bunları hayal dahi edemezken, onların nasıl ortadan kaybolduğu asla bilinmiyor. Şimdilerde içinde bulunduğumuz dünya, doğanın insanın ellerinden aldığı arazileri ele geçirmesiyle yeşil sayılır. Yanlarına gidip durduğum zaman benim boyumun onlafca katı yüksekliğindeler, sanki bir efsanedeki kalelere benziyorlar, ama eskiden yaşayan insanları neden korumadığını anlayamıyorum.

Hayatımızı kazanmak için savaşmak zorundayız. İlk adımımızı attığımız andan itibaren savaşmayı ve kendimizi korumayı öğreniriz. Ne kadar acı olsa da, gözlerinizi kapattığınız zaman aklınıza gelebilecek en korkunç şey neyse, onlarla savaşmak zorundayız. Eskiden insanlar neden yok olmuş bilemiyorum ama bizim dünyamızda insan üstü canlılar buradalar. Kan içen ve geceleri avlanan vampirler, şekil değiştirenler ,cadılar ve ısırılıp da vücudu dönüşmeyi reddeden mutantların kol gezdiği bir yer dünya. Yer kürenin üzerinde saklanabileceğiniz bir yer yok. Ah, birde iblisler var. Gece, ateş başında anlatılan hikayelere konu olan, gece yatağınızda başınızı örtünüzün altına sokup titreyerek uyumaya çalıştığınızda aklınızda olan o korkunç varlıklar onlar. Yatağınızın altında yada dolabınızın içinde olmasından şüphelendiğiniz varlıklar... Zihninize girebilir, anılarınızı görebilir ve ne düşündüğünüzü anlayabilirler. Normal bir iblis bile bu kadar korkunçken, saf kan olan iblislerin ayrı güçleri var. Günahın karanlıkla kucaklaştığı takım onlar. Görüpte gerçekten yaşayan olduğunu sanmıyorum.

Sen kimsin dediğinizi duyar gibiyim...

Ben bir katilim.

Masumiyetin kanla anlaşarak bozulduğu bir gecede,düştüğüm rahmi yırtarak çıktım dünyaya. Karanlığın en koyu tonunda, ay dolunay şeklini aldığı bir anda annemin son soluğunu ilk soluğum yaptım kendime. Yirmi iki yıllık hayatımda, babamın bir kez bile yüzüme bakmamasının sebebidir bu. Öldürdüğüm kadının katili olarak, yasını bile tutmama izin verilmemiştir bu güne kadar. Babamın gözlerinin ne renk olduğunu bilmem. Ama abim, benim gözlerimin ikisine de benzemediğini söyledi. Babam, annemi geri getirmeyi, ölüleri diriltmeyi aklına koyduğundan beri, kendinde değil gibi.

Ben liderin kızıyım.

Hayatta kalan insanları korumayı, soyumuzu devam ettirmeye çalışan grubun başındaki adamın kızıyım. İnsanlığın sürdürülmesini ilke edilnmiş, dönüştürülmeyi reddeden bir kesimiz. Dövüşmeyi, kendini savunmayı, saklanmayı, hayatta kalmayı ilk adımlarımızı atmaya başladığımız andan beri öğreniriz. Benim için işler biraz daha farklı.

Derslerde saatlerimi harcadım.

Bir kurt adamı dolunayda öldürdüm. Vampirleri gece yuvalarında bastım. Mutantlarla girdiğimiz savaşta onlarcasını öldürdüm. Bir safkan iblisin başını kopardım. Benim adım Ciara, kuzgun gibi siyah demektir. Ben en güçlü olanın kızıyım. Ben liderim. Ben ısırılıp hayatta kalanım.

Ve bir kitabın ölüleri diriltileceğini öğrendim.

O yüzden kimsenin gitmeyeceği bir yere gidip, günahkar bir ruhu geri getireceğim.

Ve ben, günahın en koyu tonuna, karanlığın en yoğun noktasına, bir safkan olan, en korkunç adama, bir iblise aşık oldum.

Not: Bu hikaye şarkı sözleri, film replikleri,kitap alıntıları,özlü sözler içerir. Anlatımı daha etkili ve yoğun kılmak için uygulanmıştır.

KUZGUNU ÖLDÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin