KÖ12

522 62 16
                                    

KÖ12

Saatlerdir oturduğum yerde hafifçe yana döndüm ve ağırlığımı kalçamın bir yanından diğerine verdim. Hava kar yağmadan önceki son demlerini yaşıyordu. Güneş parıldıyor, ışığı yeryüzünü belki de uzunca bir süre için son kez ısıtıyordu. İki haftaya yakın zamandır kaldığımız harabe evin merdivenlerine oturmuş bir şekilde bahçeye bakıyordum. Burası için kilometrelerce yürümemiz gerekmişti ancak şehrin içinde kalan bu ücra yerde güvende olduğumuzu anlamıştık. Alexander güvenli olmasa kalmamıza izin vermezdi diye düşünüp kendimi rahatlatıyordum. Avucumdaki irili ufaklı taşları karşıma dizdiğim eski şişelere doğru fırlatıyordum. Elimdeki iri taşı alıp attım. Eski bir Coca-Cola Zero şişesi yana devrilip yuvarlandı. Diğer taş ile Pringles kutusu uzağa doğru fırlayıp tok bir ses çıkardı.

Elimdeki taşları yere atıp elimdeki kumları silkeledim. Usul usul ezen rüzgar saçlarımı havalandırıp savuruyordu. Kendimi son derecede huzursuz ve rahatsız hissediyordum. Bir yerde uzun süre kalamıyorduk. Şu ana kadar hiç cadı görmemiştik ama Camilla sürekli olarak cadıların ne kadar acımasız olduğundan bahsediyordu. Mitolojiye göre tanrıların ve cadıların son derece kindar olduğunu anlayabiliyordum ancak bunların hepsi efsanelerdi. Elimle ensemdeki saçları tek omuzuma toplarken yemyeşil otların arasından Alexander'in geldiğini görünce ayağa kalkıp kalçamı silkeledim. Alexander ile garip bir ilişkimiz vardı. Şu zamana kadar sayısız kez beni öldürmekle tehtit etmişti ve bir kere buna yeltenmişti bile. Ölüp geri geldim mi bunu bilemiyordum ancak yakınlaştığımı söyleyebilirim. Alexander'in koyu renk saçlarla kaplı saçları rüzgarda dağılırken hepsini tek eliyle geriye doğru taradı, saçları fazlaca uzamıştı. Kirli sakallarla kaplı teni ona çok normal bir hava veriyordu. Eğer onu gözleri kapalı görürseniz, normal bir insandan farklı olmadığını düşünebilirdiniz; ancak gözlerini açtığı zaman o kuzguni gözlerin insanlığa ait çok az şeyi vardı.

"Bugün avlanacak mısın?"diye sordu Alexander üzerindeki koyu lacivert t-shirti düzeltirken. Gözleri cevap beklercesine gözlerimde gezindi.

"Şehirde mi?"diye sordum ellerimi iki yana açıp. "Doğa insanın aldığını geri alıyor olabilir ama bir geyik şehirde pek dolaşmıyor."

Uzun sivri dişlerini göstererek gülümsedi. "Güzel, sana bir şey göstereceğim."

"Ne?"dedim aniden heyecanlanarak. Alexander beni sürekli çalıştırıyordu ve bazen güzel ödüller verirdi. Özellikle keyifli olduğu zamanlarda ve beslendiği anlarda daha neşeli oluyordu. Bir keresinde bana minik açılıp kapanabilir bir ayna vermişti. Bir aynanın cebe girebildiğini bilmiyordum ancak öğrendiğim zaman tam anlamıyla delirmiştim. Bana verdiği kolye her daim boynumdaydı. Sanki tenimin üzerinde canlıymış gibi asılı duruyordu. Yeşile kırmızı taşı benimle konuşur gibiydi, cızırdıyor ve mırıldanıyordu; ilginçti. Bazen beni avlanmam için ormana götürüyordu, kilometrelerce yolu sadece bir saniyede alabiliyordu ve bunu yapmamız son derece tehlikeliyken yine de yapıyordu. Nedenini bilmiyordum ancak şikayet ettiğim söylenemezdi.

"Sabırlı ol."diye mırıldandı ve kirli sakallarını kaşıdı. Vay canına, gözlerinin içi gülüyordu.

Şehrin içine doğru yürürken havanın tadını çıkarıp, rüyalarda ilerlememin şerefine oluşan bir gülümsemeyle ilerledim. Botlarımın ucuna basa basa yürüyüp ellerim cebimde adımladım. Alexander yanımda arada dönüp bana bakıyordu. Gündüzleri karanlığın bize ulaşması biraz daha güç oluyordu, gölgeler az, fısıltılar yok denecek kadar minimumdaydı. Ama geceleri çok daha beter oluyordu.

Alexander sadece yirmilerinde gösterip onda enfes duran lacivert t-shirti ve siyah pantolonu içinde oldukça rahat bir şekilde önderlik ederken yanımda yürüyordu. Genelde onunla yürürken arkasından takip ederdim ama bugün yanımdan yürüyerek resmen eşitmişiz gibi davranıyordu. Beni eskiden ana cadde olduğunu tahmin ettiğim yere yönlendirirken elini omuzuma koyup beni çevirdi. Dokunuşu ile tenim cıvıldarken nefesimi hızlıca içime çekip tuttum. Beni dönen bir kapıdan geçirip karanlık bir yere soktu.

KUZGUNU ÖLDÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin