KUZGUNU ÖLDÜR

KÖ25

Arkadaşlar merhaba! Notu bölüm başına koymamın önemli bir nedeni var, okumadan geçmeyin! Öncelikle bu bölüm biraz hareketten uzak bir geçiş bölümüdür. Bu bölümde hikayenin biraz daha netleşmesini umduğum bazı detaylar ekledim. Örneğin Lily ile Ciara'nın iletişim kurmasının nedenini üstünkörü anlattım. En azından bir bağlantılarının olduğunu ve nedenini tahmin edebilesiniz diye. Ayrıca Ciara'nın babası hakkında ne hissettiğini, babasının onun hakkında ne hissettiğini,Joe'nun neden Ciara'nın yanında olduğunu biraz daha anlayabilelim diye. Müziği dinleyerek okumanızı öneririm! 

Yazım hataları varsa affola,finallenince düzenlenecektir. (Ben hikaye yazmayı bıraktığım zaman ve kağıda dökmeye hazır olduğumda.)

Keyifli okumalar!

Sevgiler MaideK

KÖ25

Çok sigara içiyordu. Kimsenin uğramadığı evinde kedisi akciğer kanserinden öldü.

Ateşin farklı bir anlamı olduğuna inanırım. Farklı bir yapısı olduğuna. Şarkı gibidir mesela;güçlü ezgilerin el ele yaptığı süreli bir danstır. Odun bitene kadar yanan süreli bir dans şöleni. Şarkının güçlendiği ve yavaşladığı zamanlar olur. Rüzgarın esmesiyle eteklerini dalgalandıran nazlı bir kadın gibidir yada;rüzgarın dalgalandırdığı alev rengi eteklerini tutmaya ve örtmeye çalışan bakire bir kız;yanakları al al,uzun dantelden kirpikleri utancını gözlerinin etrafından kapatıyor. Toplanıverir,kıstırır eteklerini altına. Etek uçlarındaki işlemeler bir o yana bir bu yana sallanıverir. Mavi ayakkabıları, turuncu çorapları, alevden elbisesi,sıcacık bedeniyle rüzgara doğru koşturur. Bazen bir o yana sıçrar,bazen bir bu yana. Dudaklarında farklı bir ezgiyle rüzgarla yarışır. Rüzgarı sırtına aldı mı yapabileceklerinin ucu bucağı yoktur. Topuklu ayakkabıları zemini sertçe döverken hayattan daha hızlı akıp gider. Önüne aldıysa eğer, saçları yüzünü kapatıverir. Göremez,duyamaz ve hareket edemez. Sihiri bozuluverir.

Parmaklarımı ateşin içine sokup bir süre elimin alevlerin arasında nasıl göründüğüne baktım. Joe ateşin yanında duvara yaslanmış bir şekilde elime bakıyordu. Alevlerin yüzündeki dansına baktım,ela gözlerini turuncuya boyayan alevlerden etkilenmiş gibi görünmüyordu.

"Nasıl hissettiriyor?"diye sordu kısık bir sesle. Elinin altındaki bıçağı bileylerken duraksamıştı. Biraz mayışmış biraz uyuklar gibiydi. Parmaklarımı yaktığımız ateşin içinde tutup geri çekerken ateşin bir tutamını avucumun içinde tuttum. Alev elimin içinde sahibine itaat ederek dans ederken hafifçe üfledim. Benden kaçışan alev ateşin içine düştü ve ateş daha harlı yanmaya başladı. "Güzel hissettiriyor."dedim yavaşça omuz silkerek. "Alışıyorsun."

"Sen cidden çok garip bir kızsın."dedi Joe bayık gözlerini yüzüme dikerek. İfadesiz gözleri ve garip kelimesini vurgulayan yüz hatları sakindi,hayır bana hakaret etmiyordu. Sadece düşündüğünü söylüyordu.

"Ben kendimi bildim bileli garibimdir."dedim bağdaş kurup bakışlarımı çökmüş çatıya ve hemen ardından gökyüzüne dikerek. Kulaklarım Nate ve ona bekçilik eden Poine'deydi. Nate'in sızdığını,Poine'nin ise sessizce onun yanında oturduğunu duyuyordum. Nate yarın Aiden'in yanına gidecekti,onlara bir cadı yollayacağıma söz vermiştim. Gözlerim lacivert baddaniyenin üzerindeki yıldızdan işlemelere bakarken ateşin çatırtıları ve cırcır böceklerinin sessiz ritmi bize eşlik ediyordu. "Doğduğum andan beri."

"Bana kendinden bahsetsene."dedi Joe. Gözlerim ona doğru kaydı, kaslı tüylü kollarına, ağır postallarına, asi uzun saçlarına ve en nihayetinde ela gözlerine. Yıpranmış ve nasırlaşmış ellerine.