KÖEpilog2

276 39 13
                                    

Arkadaşlar multimedyaya yeni hikayemin kapağını bırakıyorum. Yine fantastik ve ilginç bir hikayeyle devam edeceğiz. Beni orada da yalnız bırakmazsınız değil mi? Profilimden ulaşabilirsiniz. Teşekkürler :)


KÖEPİLOG2

Alexander kapının önünde çıkıp yaz havasını içine çekti. Yaz mevsimi esip kaldırımlardaki kışın tozlu havasını üfürürken, Ciara'da Alexander'in yanına doğru yürüyüp parmaklarını parmaklarına doladı. Birlikte hızlıca yürürlerken etraflarındaki mekanlar değişti, sokaklar geçti ve yapraklar oynadı. İkisi yeni bir evin önünde duruyorlarken, birbirlerine bakıp gülümsediler. Burası üç katlı tatlı bir evdi; sarmaşıkların üst katlara kadar ulaştığı tatlı bir yuvaydı. Tahtadan verandasına yaslanıp evin arkasındaki ormanı görebiliyordunuz. Arkadaki minik gölün su sesleri buraya kadar geliyordu;bir kuğu yavaşça yüzüyordu.

"İçeri girelim."dedi Ciara, Alexander'i çekerken. Alexander kızın elini tutup durmasını istedi.

"Bir saniye bekle."

Ciara hafifçe gülümseyip Alexander'in yüzüne baktı. "Ne oldu,usta?"

"Ustan öldü,çırak."dedi Alexander kızın eklem yerlerinin üzerindeki yumuşak beyaz deriyi okşarken. Siyah gözleri kızın yeşil gözlerinde gezinirken, "Ben sadece Alexander'im. Seni bu halimle seveceğim. Sevgilim olarak, erkek arkadaşın olarak ve hayatımın aşkı olarak. Ustan olarak değil. Seni bu şekilde istiyorum. Bu evde, başka bir yüz yılda ve başka bir dünyada. Bunu ister misin?"

Aka tarafta bisiklete binen çocukların sesleri arasında, sanki iki ölümlüymüş gibi birbirlerine baktılar. Ciara diğer elini de tutup kafasını kaldırıp sevdiği adama baktı. Yüzündeki kutsanmış ifade gülümsüyordu, tasasız ve mutlu bir tebessümdü bu. Sanki milyonlarca canlıyı katleden başka insanlarmış gibi sıradan Amerikalı bir çift gibi duruyorlardı. Ciara parmak uçlarında yükselip adamın dudağının ucunu öptü. "Seni en çok bu halinde istiyorum,Alexander."

"Güzel."dedi Alexander kolunu kızın omuzuna atıp evin kapısını açarken. Anahtar şakırtısı bile duyulmamıştı,kapı itaat edip ardına kadar açılırken ikisi de yürüyüp içeri girdiler.

Ev düzgünce döşenmişti; sade ama gizemli bir havası vardı. Giriş katındaki salon ve mutfak; üst kattaki yatak odaları ve lavabolar, en üstte ise çatı katı. Arka tarafta güzel bir sahil ve bahçe. Paraya ihtiyaçları olmayacaktı, ama normal görünmek için ellerinden yapacaklarını biliyorlardı. Tüm anormalliklerine rağmen, normal için anormal şeyler yapacaklardı. Doğal olmak için doğaüstü fedakarlıklar yaptıkları gibi. "Burası bizim için yeni bir başlangıç olacak."dedi Alexander gözlerini evde gezdirerek.

"Bizim evimiz olacak." Alexander kızın gözlerindeki mavi hareye bakıp gülümsedi. Bu onun efsanedeki kadın olduğunun tek kanıtıydı. Ciara'nın gözlerindeki mavi halka gizemli bir şekilde yanıp sönüyordu; yavaşça söndü ve onu normal bir insandan ayıran uzun köpek dişleri yavaşça küçüldü. Alexander parmaklarını kızın dudaklarında,sonrasında köpek dişlerinde gezdirdi. Ciara Alexander'in parmağını hafifçe ısırdı. Sonra ormana ve göle bakan yatak odasında minik bir kutlama yaptılar.

**

1 Sene sonra

Joe ile Lily birlikte arka bahçedeki çiçekleri saksılarından alıp toprağa ekerken sessizlerdi. Açıkçası Ciara ve Alexander gittiklerinden beri evde pek fazla konuşulmuyordu. Lily onun kendisine bakan boş gözlerini fark ediyor ama fark etmemiş gibi davranıyordu. İkisinin de kalbi kırıktı; yara almışlardı. Lily'nin yarası o kadar ağır değildi ama Joe'nunki bir kurşun kadar ağırdı. Kızı delicesine sevdiği ve akıl almaz bir şekilde bağlandığı barizdi. İkisinin hayatlarını devam ettirmek için evden ayrılmalarının üzerine Joe'in gidecek bir yeri yoktu. Ciara ile gidemezdi; tanrı biliyor ya Ciara'da onu yanında götürmezdi zaten.

KUZGUNU ÖLDÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin