İŞARETSİZ-1 Tehlikeli Tesadüf
-GİRİŞ-
"Bir daha doğum yapmayacağım." dedi Annabelle. Derin bir nefes aldıktan sonra sıktığı ellerini açtı. Tırnakları avuç içinde kesikli bir hilal şekli oluşturmuştu. Bu canını fazlasıyla acıtıyordu ama 1 saat çektiği doğum sancısı düşünülünce bu acı onun yanında bir hiç kalıyordu.
Normalde şifacı olan Ebe Cassandra'nın kuru havluyu yerleştirmesine izin verirken yataktan destek alarak sırtını pürüzlü duvara verdi. Doğum yapmak gerçekten de zordu. Daha 21 yaşında olmasına rağmen hayatında çok büyük zorluklarla karşılaşmıştı ama bu kesinlikle içlerinde en acı verici olanıydı.
Ayrıca şunu da unutmamak gerekiyordu: Doğum yaptığı yer normal bir yer değildi. Bir mağarada doğum yapmıştı.Hava çok soğuktu ve mağara sadece yere düzensizce bırakılan odun topluluğunun yanması ile ısınıyordu.
Annabelle burayı adalar tarafından yasak karşılanan bir doğum yaptığı için tercih etmişti. Bir işaretsiz doğurmuştu ki bu Morcam adalarındaki en ağır suç sayılıyordu. Sessizlik onu rahatsız edince gözlerini devirdi."Hepiniz neden susuyorsunuz? Bir sorun mu var?"
Şifacı Julian, kan yüzünden saçları keçeleşen bebeği yıkadıktan sonra onu beyaz bir çarşafa sardı. Birazdan yapacağı itiraf dolayısıyla biraz çekinse de bunu daha fazla saklamanın bir anlamı olmadığını düşünerek "Bebek nefes almıyor."dedi ve bebekten kurtulmak için onu ebenin kollarına bıraktı.
Ebe Cassandra, şifacının dediklerini ilk başta anlayamadı ama kelimeleri kafasında tekrarlayınca acı gerçekler bir ok gibi kalbine saplandı. "Nefes almıyor mu?" Şaşkınlığı gerginliğinin önüne geçti. Bebek gerçekten de nefes almıyordu.
Julian ellerini kurularken boynunun sağ tarafından dökülen turuncu saçlarını geriye attı.''Ne yazık ki nefes almıyor. Ama bence ölü doğması bir işaret. Sonuçta işaretsizlerden biri olduğu fark edilince de öldürülecekti. Böylesi bebek için daha iyi oldu."
Evet.Şifacı acımasız olsa da haklıydı.İşaretsizlerin öldürülmesi gerekiyordu.
Neden mi?
Yıllar önce,Pasifik okyanusunun bilinmeyen köşelerinde başkanlığını Victor Morcam'ın yaptığı Morcam Adası kaynağı da kendisi gibi bilinmeyen bir nedenden dolayı 5 parçaya ayrılmıştı.
Fazla bir can kaybı olmasa da insanlar bunu işledikleri günahların bir cezası olarak düşünmüştü ve hayatlarına bu şekilde devam etmeye karar vermişti.
Ada halkı 5 parça halinde yaşamaya devam ederken zaman geçtikçe başkanın yardımcıları, ada parçalarının her birinin Victor Morcam'ın çocuklarını temsil ettiği düşüncesini ortaya attı. Tesadüf mü bilinmez ama Victor'un da 5 çocuğu vardı. 5 ada, 5 çocuk.
Başta tereddüt etse de bu fikir başkanın kafasına yattı ve adaları ilk eşinden olan Marcus, Matthew ve Maeve'ye; ikinci eşinden olan Raven ve Reaver'e paylaştırdı.
Uyanık kardeşler Marcus,Matthew ve Maeve; büyük kardeşler olduğu düşüncesiyle en büyük adaları kendilerine aldıklarında Reaver ve Raven'a nesnel bir yargı halini almış en kötü adalar kalmıştı.
Haksızlığa uğramış bu iki kardeş başlarda seslerini çıkarmasa da onlar göründüğünden daha uyanıktı. Babaları Victor Morcam öldükten sonra kendi adalarındaki insanları ayaklandırarak üvey kardeşlerine gereksiz bir savaş açtı.
Uzun süren ve bir sonuç alınamayan savaş sonucunda ise Marcus,Matthew ve Maeve; adaların en güçlü büyücüsü olan Morilda'dan yardım isteyerek yaptıklarının cezası olarak kardeşlerini lanetledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İŞARETSİZ
FantasyYıllar önce,Pasifik okyanusunun bilinmeyen köşelerinde başkanlığını Victor Morcam'ın yaptığı Morcam Adası kaynağı da kendisi gibi bilinmeyen bir nedenden dolayı 5 parçaya ayrılmıştı. Fazla bir can kaybı olmasa da insanlar bunu işledikleri günahların...