Bölüm 19: Yasak Ruhlar Ormanı

6.7K 577 70
                                    

Bölüm 19

Zaman emekliyor muydu yoksa uçuyor muydu?

Elena bunun farkına varamıyordu ama duygularının sel gibi aktığını hissedebiliyordu.Endişe,korku,panik,tereddüt...

Kendime gelmeliyim. Şu anda bunları düşünmek için uygun bir zaman değil.

Kendini motive etmesinin üzerinden kısa süre geçtikten sonra bu duygulardan biri olan korku, Elena'ya ilk olarak yapması gereken şeyi -çığlık atmayı- unuttururken Elena hiç vakit kaybetmeden ayağa kalkıp yatmakta olan Lucas'a doğru koştu.Hadi Lucas.

Arkadaşını acilen uyandırması gerektiğini biliyordu. Aksi takdirde sonuçlarının onlar için hiç iyi olmayacağını da çok iyi biliyordu. Meşaleliler onlara ulaşırsa...devamını getirmek istemiyordu. Düşünme...Düşünme.

Ormandaki ateş kaynağının sahipleri onlara doğru yaklaşırken korku yüzünden elleri titreyen Elena çabucak Lucas'ın yanına ulaştı ve uyanması için adamı sert bir şekilde ittirdi."Lucas?"diye seslendi uyanmasını umarak.''Uyan artık.''Ona böyle seslense de Lucas uyanacak gibi görünmüyordu. Lanet olsun! Uyuyacak başka bir zaman bulamadın mı?

Elena, Lucas'ın uyanmasını beklerken kafasını Judas'a doğru çevirdi ve zavallı köpeğin Aaron'ın arkasına saklandığını fark etti. Suçluluk duygusu da korku ile birlikte Elena'yı pençelerinin arasına alınca Elena ağlamamak için kendisini zor tuttu. Neden Judas'ı bu yolculukta yanına almıştı ki? Köpeğe faydasından çok zararı dokunmuştu. Judas'ı özgür bırakıp ta bu yolculuğa çıkabilirdi değil mi? Aklında daha fazla soru oluşmaya devam ederken Şu anda bunları düşünmemeliyim diyerek kendisini motive etti. Çünkü böyle yaptıkça eline bir şey geçmeyecekti.

İradesini toplayıp bakışlarını tekrar Lucas'a yönlendiriyordu ki Lucas'ın olanlardan hiç etkilenmemiş gibi yatmaya devam ettiğini gördü. Ciddi miydi bu? Bu kadar uyumak ona yeterli gelmemiş miydi? Kahretsin Lucas! Uyan artık!

Dikkatini dağıtmak için kendi kendine konuşmaya devam ederken Lucas'ı uyandırmasında faydası olacağını düşünerek bu sefer tırnaklarını denemeyi düşündü Elena.
Bu iyi bir fikre benziyordu ki tırnakları ile Lucas'ın canını acıttığında Lucas'ı uyandırabilirdi. Ama Elena onun canını acıtmak istemiyordu. Neden hep böyle bir ikilem içerisinde kalıyordu? Kahretsin diye tekrarladı içinden. Şu anda içindeki üçlüye-özellikle sağ tarafının mantıklı önerilerine- fazlasıyla ihtiyacı vardı. Onlar olmadan hiçbir şey yapamıyordu. Lütfen ortaya çıkın! Çıkın...Çıkın...Çıkın!

Aklına başka ihtimaller getirirken içindeki üçlünün bir cevap vermesini bekliyordu ki kısa bir süre sonra kararını verdi. İçindeki üçlüye ihtiyacı yoktu aslında. Bunca yıl çoğu şeyi kendisi başarmamış mıydı? Kendi kararlarını kendisi verebilirdi değil mi? Artık 20 yaşındaydı. Ve her ne kadar bundan hoşlamansa da Lucas'ı bu şekilde uyandıracaktı.

Kesin kararını verdikten hemen sonra gözlerini kapayarak tırnaklarını isteksizce adamın derisine geçirdi ve Lucas'ın uyanmasını bekledi. Ama yine hiçbir şeyin değişmediğini gördü. Tanrı aşkına. Sen bana mı uykucu diyordun Lucas? Lucas neden uyanmıyordu?

Elena kafasını kaldırıp meşalelilere bakarken onu uyandırmak için yapılacak tek bir şey olduğunu anladı: Lucas'ı denize atacaktı. Soğuk su ile karşılaşan Lucas ise bu şekilde uyanacaktı.Bu fikir tırnak geçirme fikrinden daha acımasız olsa da oldukça iyi bir fikirdi. Kendini kötü hissetmemek için Başka çarem yok dedi Elena. Başka çarem yok.

İŞARETSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin