İŞARETSİZ

Bölüm 2: Ayak Sesleri

Etrafa yaralar saçarak dolaşıp kimseyi umursamazken içindeki buz parçasından dolayı neredeyse soğuk kapacaktı. 

Sessiz bir şekilde sessizliği dinledi.

Gerçekten...kim olduğunu sanıyordu bu?

-BÖLÜM 2-

Tak...Tak...Tak

Düzensiz bir ritimle çalmaya devam eden kapı, Elena'nın daha çok gerilmesine neden olurken içinde yükselen sağ-sol mücadelesine de davetiye hazırlıyordu.

Normal zamanlarda bunu pek fazla umursamasa da şu anda bir tanesini seçmesi gerekiyordu. Ve sorun şu ki bu mücadelede hangi tarafı tutacağını bilmiyordu.

Sen işaretsizsin. Güçlerini kullansana ahmak!

Baskın ve net olan sağ tarafı olayların sonuçlarını düşünmeyip aklına gelen her şeyi Elena'ya yaptırtmak isterken ona hakaret etmeyi de ihmal etmiyordu.

Hayır! Yeterli enerjin yok. Güçlerini şimdi kullanırsan hiçbir faydası olmaz. Aksine zayıf düşersin.

Mantıklı ve düşünceli olan sol tarafı ise tatlı dille her şeyin yapılabileceğini savunsa da her zamanki gibi yine haklıydı. Bunun tatlı dille bir alakası yoktu.

Elena'nın güçlerini kullanması için enerjiye ihtiyacı vardı. Bu enerjiyi de uyurken ya da bir şeyler yerken kazanıyordu.

Şu anda uykusuz ve aç olduğuna göre istese de güçlerini kullanamayacaktı. Tebrikler sol taraf.

Ne yapacağını düşünmeye başladı. Düşün...Düşün...Düşün.

İmkanlar düşünülünce yapacağı-yapabileceği- tek şey saklanmaktı.İyi fikir Elena.

Sol tarafı bu fikri uygun bulsa da güçleri bu karar karşısında ayaklanmaya başlamıştı. Onları yine görmezden geldi.

Aslında güçlerinin bu durumu düşünülünce muhtemelen kendisi de aynı tepkiyi gösterirdi.Bunu düşünecek zaman değil.

Güçleri bu kadar istekli olsa da hiçbir şey yapamamaları gerçekten iç acıtıcı bir durumdu(!)Yeter artık Elena.

Bunları düşünürken klostrofobinin verdiği heyecanla; kapı kırıldığı takdirde-ki muhtemelen kırılacaktı- dışarıdaki kişi içeriye girdiğinde onu fark etmemesi için gaz lambalarını nasıl söndürdü hatırlamıyordu.

Büyük annesinin ona işaretsiz bileğini saklaması için verdiği siyah eldiveni nasıl taktığını ardından bu karanlıkta şöminenin üzerindeki keskin bıçağı alıp mutfağın kapısının yanındaki koltuğun arkasına nasıl saklandığını da hatırlamıyordu.

Kısa süre sonra kapı tekmelenmeye başlayınca Elena dışarıdakinin içeriye girmekte kararlı olduğunu anladı.

Kimdi bu?

Gözlerinin karanlığa alışması için onları kapatarak içinden 10'a kadar saymaya başladı. 9'a gelmişti ki aklına Judas geldi.

Kahretsin! Judas'ı mutfakta bırakmıştı.

10'u tamamlayamadan gözlerini tekrar açtı. Eşyalar öncekine göre daha net bir hal almıştı. Bu iyi bir şeydi.

Judas'a bakmak için saklandığı yerden mutfağa yöneliyordu ki beklemediği bir şekilde Judas'ın-silüetinin- mutfağın kapısının önünde uzandığını gördü.

Bir dakika. Yoksa Judas ölü taklidi mi yapıyordu?

Elena onun korkak olduğunu biliyordu ama Judas'ın bu kadar korkak olacağını düşünmemişti. Korkak köpek! Sıfatını da sahip olduğu diğer sıfatlar gibi ona damgaladı.