Bölüm 34
Pes etmemesi gerekiyordu. Çünkü pes ederse kendi sonunu hazırladığını biliyordu.
Annabelle başını yukarı kaldırdığında gri bulut kümelerinin arasına saklanan dolunay onu karşıladı ve bu ona kısa süre için de olsa içinde bulunduğu durumu unutmasını sağladı.
Şiddetini arttıran rüzgar ensesini gıdıklarken kollarını göğsünde birleştirip ısınmaya çalıştı. Kalbi hiç atmadığı kadar hızlı atıyordu. Belki de bu başarının getirdiği heyecandan kaynaklanıyordu.
Başarmıştı. Annabelle Tiberauxların mağarasından kaçmıştı.
Elena tılsımı elde edince kendisi de sınırsız güçlere ulaşmıştı.Ve güçlerini kullanarak mağaradan kurtulmayı başarmıştı.
Annabelle'in gözünün önüne mağaradan kaçarken yaşadığı şeyler gelince istemeyerek de olsa suçluluk duygusu kendini gösterdi. 4 tane Tiberauxu hiç acımadan öldürmüştü.Ve bundan zevk almıştı.
Annabelle bunları kendisini korumak için yaptığını biliyordu ama bir canlıyı öldürmek ona çok garip geliyordu. İntikam damlasını Drexanian ve Cassandra üzerinde kullanması gerekiyordu.
Ay, etrafında dizilen yıldızlılarla birlikte kadına göz kırparken Annabelle bakışlarını ağaçların sıklaştığı alan yönlendirdi ve elini ağrıyan karnına götürdü. Açtı. Hem de fazlasıyla açtı. Elena'yı bulduktan sonra kesinlikle bir şeyler atıştıracaktı.
Ama önce Elena'yı bulmalıydı. Drexanian, Elena'yı kendi hakimiyeti altına almadan önce kızını ondan kurtarmalıydı. Aksi halde sonuçları Elena için iyi olmayacaktı. Eğer Drexanian Elena'yı yakalarsa...devamını getirmek istemiyordu.
Annabelle onu rahatsız eden bu düşüncelerden kurtulmak için en son ne zaman mağaranın dışına çıktığını hatırlamaya çalıştı.
Yıllardır tutsak edildiği mağaradan en son 19 yıl önce çıkmıştı. Drexanian bu çıkışında ona 4.bölgeyi gezdirmişti ve kadına bölgede yaşayan yaratıklar hakkında bilgi vermişti. Annabelle adamın bunu neden yaptığını anlamamıştı ama o an sessizliğini koruyarak doğadaki güzelliklerin tadını çıkarmıştı. Ayrıca gezdiği yerlerin içinde en ilgi çekici olan peri köyü olmuştu.Peri köyü gerçekten de harikaydı.
Annabelle temiz havanın kokusunu içine çekmeyi özlemişti. Derin bir nefes aldı ve nefesini ağzından verdi. Yağmurun kokusu az da olsa kendini belli ediyordu Yüksek ihtimalle birazdan yağmur yağacaktı.
Annabelle yağmurlu geceleri çok seviyordu. Çünkü yağmur yağdığında dünyadaki pislikler az da olsa temizleniyordu.
Şu anda nereye gideceğini bilmiyordu fakat hisleri ona doğru yolda olduğunu söylüyordu. Hisleri onun anahtarıydı. Bu anahtar en gizli kapıları açmakla birlikte ona güçlü olduğunu hatırlatıyordu. Hisleri olduğu sürece ona kimse bir şey yapamazdı. Yürürken Elena'yı düşünmek için gözlerini kapattı.Biraz sabretmesi gerekiyordu. Hissediyordu. Elena çok yakınındaydı.
Düşünceleriyle birlikte dikkatli bir şekilde yürümeye devam ediyordu ki ayağının altında ezilen sivri taş topuğunu kesti ve Annabelle istemsiz bir çığlık attı. Bu tehlikeye bir davetiye oluşturmuştu. Hızlanması gerekiyordu. Şu anda ayağına bakamıyordu ama topuğunun kanadığını adı gibi biliyordu. Biran önce bu ormandan kurtulup sığınacak bir yer bulması gerekiyordu.
*****
"Bu kesinlikle tutsağımızın sesi."dedi balgamlı yaratık titreyen sesiyle.Arkadaşlarına tekrar döndükten sonra"Tutsağımız mağaradan kaçtı."diye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İŞARETSİZ
FantasíaYıllar önce,Pasifik okyanusunun bilinmeyen köşelerinde başkanlığını Victor Morcam'ın yaptığı Morcam Adası kaynağı da kendisi gibi bilinmeyen bir nedenden dolayı 5 parçaya ayrılmıştı. Fazla bir can kaybı olmasa da insanlar bunu işledikleri günahların...