Shizuo, aşağıya indiğinde mutfak olduğunu düşündüğü yerden tabak çanak tıkırtısı geliyordu. Sessiz adımlarla kapıdan içeriye göz gezdirdi. İzaya buzdolabının kapağını yüzünde ümitsiz bir ifadeyle kapatmış ve arkasını dönmüştü.
Geriye doğru dönmesiyle kendisine bakan Shizuo ile göz göze geldi. İfadesiz yüzü Shizuo'ya oldukça yabancı gelmişti. Onun her zaman sinir eden kıkırdaması ve alaya alan bakışlarına ne kadar alışkın olduğunu düşündü.
"On yıl oldu İzaya, birbirimizi ilk gördüğümüz o günün üzerinden on yıl geçti. Sence de birbirimizi artık çok iyi tanımamız gerekmez mi?"
Tehdit içeren sesiyle İzaya'ya doğru bir adım atmıştı. Bunun üzerine İzaya arkasında kalan bankoya bir adım daha yaklaştı ve sırtını arkasına doğru yasladı. Shizuo'nun kaslı vücudu, geniş omuzları ve uzun boyunun yanında kendisi cılız ve minik görünüyordu sanki.
"Bizim birbirimizi tanımamızı gerektirecek bir ilişkimiz yok." İzaya meydan okurcasına kendinden emin bir şekilde konuştuğunda Shizuo'nun tüyler ürperten gülüşü dudaklarında büyüdü.
"Bende onu diyorum. Madem bunu biliyorsun o zaman açıkla bana. Bu saçma sapan oyunu oynarken amacın neydi? Ne yani gerçekten geceyi seninle geçirdiğimi sanacak kadar aptal olduğumu mu düşündün?"
İzaya'nın kaşları şaşkınlıkla yukarı kalkarken, Shizuo'nun aklındakileri okumaya çalışıyormuş gibi gözlerini kısmış ve delici bakışlarını onun gözlerine dikmişti.
"Dün geceyi hatırlamıyor musun?"
"NE?"
"Dedim ya dün gece? Ne kadarını hatırlıyorsun?"
"İzaya sana inanmadığımı söyledim, neden hala devam ediyorsun? En son hatırladığım şey evde içmeye devam ettiğimdi. Beni buraya nasıl getirdin ki sen zaten?"
İzaya, Shizuo'ya belli etmeden rahat bir nefes alabildi sonunda. Yine de biraz Shizuo ile uğraşabilirdi değil mi? İzaya'yı İzaya yapan bir şeylerden biri de buydu nasıl olsa.
"Ben getirmedim, sen kendin geldin Shizu-chan."
"Saçmalama, geldiysem de seni öldürmek için gelmişimdir."
"Bende öyle olduğunu düşünmüştüm ama yanılmışım. Üstüme-"
"Tamam, KES! Devam etme bu saçmalıklara daha fazla. Ben gidiyorum ama bir daha ki karşılaşmamız da kendini öldü bil."
Shizuo sinirlendiğini hissetmişti. Yumru yaptığı elleriyle sinirlerini zorla bastırmaya çalışarak ofisin çıkışına doğru yöneldi ve kapıyı arkasından kapatırken kullandığı orantısız güç sebebiyle ardında kırık bir kapı bırakarak oradan ayrıldı.
İzaya Shizuo'nun bıraktığı yerde hala gülümsüyordu. Son anda yakalanmaktan kurtulmuş ve işleri yoluna koyabilmişti. Şimdilik uzun bir süre Shizuo'dan uzak durmak en doğrusu olacaktı. Soğuk ellerini dumanı tüten kahve bardağının iki yanına sararak içeriye doğru yöneldi. Arada bardaktan bir yudum alarak içini de ısıtıyordu. Televizyonun karşısındaki geniş koltuğa rahatça yayıldığında saatinden gelen aramayı gördü.
"Günaydın Bayan Miss."
"Günaydın İzaya. Haberleri aç hadi, güzel haberler var."
Koltuğun önünde duran kahve sehpasının üzerindeki kumandayı alarak televizyonu açtı. Haber spikeri olan kadının gür sesi odayı doldurmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avcı (Shizaya AU)
Fanfictionİzaya; geçmişini, kimliğini ve sahip olduğu her şeyini kaybetmiş, yaşama gücünü intikamdan alan bir adamdır. Hayatı boyunca yanında olacağına dair söz veren ilk aşkı yıllar sonra düşmanı olarak karşısına çıksa bile amacına ulaşmak için tereddüt etm...