İzaya Shinra'nın evinden daha yeni çıkmıştı ve boş sokakta ağır ağır yürüyordu. Telefonu çalmaya başladığında elini montunun cebinden çıkardı ve pantolonunun cebine attı. Ekranda yazan ismi gördüğünde sırıtarak telefonu açtı ve kulağına götürdü.
-İzaya, beni ne kadar endişelendirdiğinin farkında mısın velet? Tam bir baş belasısın."
-Dur, tamam kızma Bayan Miss. Nerede olduğumu biliyordun sonuçta. Nerede olursam olayım yerimi tespit edebildiğini biliyorum.
-Endişelendiğim şey senin nerede olduğun değildi deli çocuk. Doktor olan arkadaşının evinde iki gün geçirdin ve ben ne kadar ararsam arayım telefonlarını açmadın. Yaralandığını düşünmem için bu yeterli bir sebep değil mi? Üstelik Akira'nın adamlarıyla dolu bir depodan sağ çıkmayı başardığını düşünürsek... Yara aldın değil mi?
-Hmm, merak etme sadece bir sıyrık. Büyütülecek bir şey değil. Ben iyiyim Bayan Miss, ofise gidiyordum zaten. Sen sıradaki ismi belirledin mi ondan haber ver bana.
-Bu biraz bekleyebilir bence. Acelesi yok, önce iyileşmeye bak.
-Aksine acelesi var, O Akira pisliği beni deşifre etmeden önce bu işi bitirmeliyiz Bayan Miss. Artı işin içine Shizuo'da karıştı. Benim kim olduğumu biliyor.
-Nasıl yani, senin Akatsuki'nin varisi Ren Akatsuki olduğunu anladı mı?
-Ağzından yel alsın yahu o nasıl bir cümle öyle.
İzaya sözüne devam etmeden önce gergin bir şekilde gülmüştü.
-Sadece pis işleri yaparken Avcı adını kullandığımı öğrendi. Onu kurtarmaya gittiğimde beni yüzüm görünmediği halde tanıdı. Bazen onun gözlerine baktığımda sanki içimi okuyormuş gibi geliyor ve bu beni ürkütüyor. Kesinlikle ondan uzak durmak zorundayım.
-Bence de bu yerinde olur İzaya.
-Artık daha ciddi bir şekilde hareket etsek iyi olacak ve acele etmeliyiz.
Bayan Miss bir süre düşündü cevap vermeden önce, sesli bir iç çekti ve ardından devam etti.
-Pekala, istediğin gibi olsun canım. Sıradaki isim Yoshida Gato. Detaylı bilgiyi sana mail olarak atacağım daha sonra. Sende muhbirliğini kullan biraz ve onu nasıl yakalayabileceğimizi düşün. Akşam yine ararım seni.
Telefon kapandığında "Yoshida Gato" ismi İzaya'nın aklında dönüp duruyordu. Onun büyük bir alışveriş merkezinin varisi olduğunu ve birkaç yıl önce de babasının ölümüyle başkan olduğunu duymuştu. Yönetim kurulu üyelerinin hepsiyle ilgili az çok bilgisi vardı.
Elleri ceplerinde yürürken gözlerini etrafında gezdirdi bir süre ve İkebukuro sokaklarında tanıdık yüzleri gördü. Shizuo ile kovalamaca oynamayalı ne kadar zaman geçmişti? Tüm bu karmaşanın arasında onunla oynamak tek stres atma yöntemi gibiydi onun için aslında. Oyun oynamak dese de aslında bu bir ölüm kalım savaşı değil miydi? İronik gelebilirdi ama değildi, hiçbir zaman ona karşı bu kadar ciddi olmadı o. Olsaydı şu anda soğuk mezarların birinde ruhsuz bir şekilde yatıyor olurdu Shizuo. Gerçekler hiçbir zaman göründüğü gibi olmamıştı.
Shizuo'yu düşündüğünde yüzünde oluşan anlamsız gülümsemeyi donduran, annesinin zamanında o daha çocukken kendisine fısıldadığı sözler geldi aklına.
"Ren; şunu unutma ki, hayatta üç şey uzun süre saklanamaz. Güneş, ay ve gerçekler. Bu yüzden sevdiğin bir insana yalan söylemeden önce iki defa düşün. Çünkü bir gün söylediğin yalanlar mutlaka ortaya çıkacaktır ve o insanın sana olan güvenini sarsacaktır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avcı (Shizaya AU)
Fanficİzaya; geçmişini, kimliğini ve sahip olduğu her şeyini kaybetmiş, yaşama gücünü intikamdan alan bir adamdır. Hayatı boyunca yanında olacağına dair söz veren ilk aşkı yıllar sonra düşmanı olarak karşısına çıksa bile amacına ulaşmak için tereddüt etm...