Uyanır uyanmaz ayaklarını kendine oranla oldukça büyük yatağın kenarından sarkıttı. Yavaşça aşağıya doğru kayarken, sonunda ayakları zemine değdiğinde doğrulabildi. Küçük ayaklarıyla arada dengesini kaybederek ilerleyerek cama doğru yaklaştı ve boyunun elverdiğince aşağısını görmeye çalıştı. Pek başarılı olduğu söylenemezdi. Dudakları büzüştüğünde aklına bir fikir gelmiş gibi göz bebekleri büyümüştü.
Arkasını dönerek kapıya doğru ilerledi ve odasının önündeki koridorda göz gezdirdi. Kimsenin olmadığını gördüğünde sessiz olmaya çalışarak alt kata inen merdivenlere doğru yöneldi. Sonunda aşağıya ulaştığında mutfağa doğru ilerledi ve arka kapının koluna ulaşmaya çalıştı. Bir gayret parmak uçlarına basarak yükseldiğinde kapının kolunu sonunda tutabilmişti.
Açılan kapıdan bahçeye çıktığında gözüne gelen güneş ışıkları yüzünden gözleri kısılmıştı. Işığa alıştığında etrafında göz gezdirdi. Çalılık kısımdan ilerlemeye başladığında etraftaki korumalara yakalanmamaya çalışıyordu. Odasının penceresinden görülen kısma geldiğinde onu gördü. Süs havuzunun yanında Laika ile oynuyordu. Gülüşü yüzünde oldukça büyüdü ve gözleri parlamaya başladı. Arkasına saklandığı çalılıktan ona seslenmeye başladı.
"Shizu-chan!"
Shizuo etrafına bakarak sesin nereden geldiğini bulmaya çalıştı. Etrafta görünen kimse yoktu. Bunun üzerine küçük çocuk çalılığın arkasından kolunu ona doğru uzatmıştı.
"Pişt. Buradayım, Shizu-chan. Burada..."
Shizuo sonunda kendisinin olduğu tarafa uzatılan minicik kolu fark etmişti. Laika'nın tüylerini taramayı bırakarak, küçük adımlarla o tarafa doğru yöneldi. Yeterince yaklaştığında küçük kol onu tutarak çalılığın arkasına çekmişti.
"Genç Efendi, burada-"
"Şişşt. Sessiz ol Shizu-chan. Bizi bulurlar yoksa."
"Saklambaç mı oynuyorsunuz?"
"Hayır, sana gizli yerimi göstereceğim Shizu-chan ama kimse bilmemeli. Bu bir sır, tamam mı?"
Shizuo sessizce başını sallamakla yetindi. Kırmızıya çalan kahve gözlere kilitlenmişti gözleri. Küçük çocuk hafifçe ayağa kalktığında kendini onu takip ederken buldu.
Etraftaki korumalara görünmemek için çaba harcarken sonunda kendilerini ambar olarak kullanılan eski binanın önünde bulmuşlardı. Önündeki küçük beden, büyük kapıyı zorlukla açmaya çalıştığında ona yardım etti. İçeri girdiklerinde durmadan ilerlediler ve odanın arka tarafında bir merdivenle karşılaştılar. Siyah saçlı olan çocuk Shizuo'ya bakış atarak merdiveni işaret etti. Ardından merdivenlere yönelerek yukarı çıkmaya başladı. Tavanda küçük bir kapak vardı ve büyük ihtimalle orası tavan arasıydı.
"Bu tehlikeli Genç Efendi. Lütfen durun."
"Bana Ren demeni söylemiştim, Shizu-chan. Ayrıca ben buraya çok geldim, merak etme bir şey olmaz."
Sonunda merdiveni tırmandığında kapağı yavaşça kaldırdı ve üst kata çıktı. Küçük olan boşluktan başını uzatarak eliyle gel işareti yaptığında Shizuo'da arkasından merdivenden çıkmaya başlamıştı.
İki çocukta tavan arasına çıkmayı başardığında yavaşça kapağı geri kapattı. Tamamen ahşap olan küçük alanda üçgen bir pencerenin önüne doğru yürüdü siyah saçlı olan ve dışarıya baktı. Eliyle Shizuo'yu yanına çağırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avcı (Shizaya AU)
Fanfictionİzaya; geçmişini, kimliğini ve sahip olduğu her şeyini kaybetmiş, yaşama gücünü intikamdan alan bir adamdır. Hayatı boyunca yanında olacağına dair söz veren ilk aşkı yıllar sonra düşmanı olarak karşısına çıksa bile amacına ulaşmak için tereddüt etm...