İzaya nefret dolu gözlerini adama çevirdi. Silahı tutan elleri kaskatı kesilmişti. Her an tetikte gibiydi, bir yandan da merak ettiği sorularla doluydu kafası. Neden, neden ailesinin başına bunlar gelmişti? Ne günah işlemişti ki hayat onu yapayalnız bırakmıştı? Hayır, olay bu değildi; kesinlikle her şeyin sebebi bu adamdı. Her şey bu adam yüzündendi.
"Neden onları öldürdün?"
Hesap soran İzaya'nın sesi öyle sert ve duygudan yoksundu ki duyan insanı sadece sesi ile ürkütmeyi başarabilirdi. Ciddi ve ifadesiz yüzü ile aklından geçenler belli olmazken alev gibi dalgalanan kırmızı gözleri insanı cayır cayır yakabilir gibiydi.
Akira derin bir soluk aldıktan sonra yüzündeki gülümseme iyice yayıldı.
"Sen Akatsuki Ren olmalısın. Her şeyi bir intikam arzusuyla yapmış olduğun çok açık. Ölü dense de bedenin asla bulunamamıştı ve ona o kadar benziyorsun ki şüpheye yer bırakmıyor. Karşımda tıpkı Hiro'yu görüyor gibiyim. Liseden yeni mezun olup da bu işi kurmaya karar verdiğimizde ki hali gibisin aynı. Senin kadar cesur, kararlı ve ne düşündüğü hiç belli olmayan bir adamdı.
Nefret ettim ondan ve onun bu mükemmel hallerinden nefret ettim. Gençliğimden beri hangi kızı sevdiysem hepsi Hiro'yu seçti. Julie'yi ilk gören, onu ilk seven bendim. Onunla olmak benim hakkımdı ama o bile Hiro'ya aşık oldu.
Şirkette ikimizde aynı konumdaydık ama çalışanlar ona daha çok saygı gösterirlerdi. Bunu görüyordum. İnsanların ona bakışlarından bile anlıyordum ve bu beni deli ediyordu. O Julie ile evlendiğinde bende ailemin bana uygun gördüğü biri ile hiç sevmediğim halde evlendim. Hayatım o kadar boktandı ki, her gün işe geldiğimde Hiro'nun gülen mutlu yüzünü yok edesim geliyordu. İkimizin eşi de aynı zaman da hamile kaldı ve doğumları bile aynı hastane de oldu. Benim karım Julie'den erken doğurdu ve bebek ölü doğdu."
Akira, o günleri hatırladığı için mi bilinmez gözlerini uzağa odaklayarak birkaç sessiz nefes aldı. İzaya ise duyduklarını hazmetmeye çalışmakla meşguldü. Kendini biraz sonra duyacaklarına hazırlamak isterdi ama bu bile mümkün değildi. Dizleri yerden kesilecekmiş gibi hissederken yaptığı tek şey bu adamın karşısında dimdik duruyor gibi görünmekti.
Sözlerine devam etmesini bekliyordu. Olan biten her şeyi öğrenmek ardından bu silahla kafasına bir tane sıkarak onu yeryüzünden sonsuza dek silip atmak... Zaten artık bir katil olmuştu. İçi öyle büyük bir nefretle dolmuştu ki, bu duyguların içten içe ona hakim olduğunu biliyordu. Bu duygu ruhunu azar azar yiyip bitiriyordu.
"Yaparken hiç düşünmedim bile çünkü bunun bir haksızlık olduğunu biliyordum. Onun güzel bir karısı ve harika bir ailesi vardı üstüne birde sağlıklı bir oğlan çocuğu olmuştu. Ben ise sevmediğim bir kadından ölü çocuk sahibi olmuştum.
Çok kolay bir şekilde ayarladım her şeyi. Bu benim suçum değildi, herkes paranın kölesiydi zaten. Çocukları değiştirdim ve Hiro'ya onun bebeğinin öldüğü söylendi. Bense onun çocuğunu kendi çocuğum gibi yetiştirdim. Kimden bahsettiğimi biliyorsun değil mi?
Tao senin öz abin. Ne yaparsam yapayım o çocuğun Akatsuki konağına gitmesine engel olamadım hiçbir zaman. Sana çok bağlıydı. Julie ile Hiro'yu o kadar çok seviyordu ki, size gittiği her gün onu cezalandırsam da bundan vazgeçmedi. Bazı zamanlar acaba gerçekleri biliyor mu diye şüpheye düştüğüm bile oldu."
Silahtan çıkan büyük bir patlama sesi oda da duyulduğunda, kulakları sağır etmişti. Akira hala kaçırmadığı gözlerle İzaya'ya bakıyordu. İzaya'nın yüzü ise göz yaşları ile sırılsıklam olmuş titrediği belli olan eliyle tuttuğu silah ile Akira'ya nişan almış vaziyetteydi. Canını yakmak istemişti. Tıpkı abisine ve kendisine yaptıklarının bedeli gibi onu da sonsuz acılara mahkum etmek istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avcı (Shizaya AU)
Fanfictionİzaya; geçmişini, kimliğini ve sahip olduğu her şeyini kaybetmiş, yaşama gücünü intikamdan alan bir adamdır. Hayatı boyunca yanında olacağına dair söz veren ilk aşkı yıllar sonra düşmanı olarak karşısına çıksa bile amacına ulaşmak için tereddüt etm...