Shizuo kapıdan içeri girdikleri ana kadar sessizce bekledi. Eve girdiklerinde İzaya'nın üstünü değiştirmek için odasına gideceği sırada onu kolundan tutarak durdurdu ve büyük ofisteki deri koltuklara doğru yönlendirdi. İzaya açıklama saatinin geldiğini anlamıştı. İkisininde oturdukları koltuklarda bakışları yerdeydi. Biri nereden sormaya başlasam diye düşünürken diğeri ne kadarını anlatsam diye düşünüyordu.
"Shizuo,"
"İzaya,"
İkiside aynı anda konuşmanın getirdiği şaşkınlıkla diyeceğini yarıda kesti ve gözleri buluştu. Ardından Shizuo oturduğu koltuğa daha da rahat yerleşirken hafif bir gülümsemeyle devam etti.
"Sen devam et pire."
İzaya ise hafifçe başını sallamakla yetinmişti.
"Bir müşterim var. Aslında iki kişi, bir aile ve Hayato'dan almak istedikleri bir intikam var. Benim ise onu araştırmamı ve alehine kullanabilecekleri bir açığını bulmamı istediler."
"Kim bu adam?"
"Hayato İkari, Laxus otomotiv şirketlerinin sahibi."
"Ve? Sırf birileri istedi diye günahsız bir adamla uğraşmıyoruz değil mi?"
Shizuo'nun doğrucu yanı hemen tepki göstermişti. Kaba ve sinirli, güçlü hatta şiddet eğilimli bir adam olsa da ahlaklı bir adamdı. İyi ile kötü olarak sınıflandırırsak kesinlikle iyi olan kısımda yer alacak biri olduğu su götürmez bir gerçekti İzaya'nın aksine. Anlayışlı gülümsemesini yüzüne taşıyarak onu sinirlendirmeden bilmesinin hakkı olduğu şeyi söyledi.
"Kesinlikle günahsız değil Shizu-chan, aslında Hayato ülke geneline yayılmış uyuşturucu satan bir grubun kurucusu. Öyle ki bu grup artık okullara sızmış durumda. Müşterim olan ailenin çocukları da bu grubun zehirleyerek öldürdüğü bir günahsız. Bu yüzden intikam istiyorlar ve bana geldiler."
Shizuo'nun bakışları bir anda değişiverdi. Öyle hiddetle ayağa fırlamıştı ki İzaya kendini koltukta geriye doğru sinmekten alamadı. Yumruk yaptığı elleri iki yanında sallanırken, sakinleşmeye çalışıyormuş gibi bir hali vardı. Ardından dişlerinin arasından konuştu.
"O zaman gidip o mahlukatı ölesiye dövelim. Ne duruyoruz hala burada. Adam hiçbir şey yapmamış gibi hayatını yaşıyor resmen kulüplerde."
İzaya Shizuo'yu nasıl sakinleştireceğini düşünmeye çalışıyordu. Yavaşça ayağa kalkarak Shizuo'ya doğru yaklaştı.
"Bende bunu isterdim Shizuo ama bu son çok basit olurdu. Ölüm en kolay kaçış olur onun için. Yaşamalı ve tüm yaptıklarının acısını yaşarken çekmeli. Bu yüzden onun elindeki her şeyi kaybetmesini sağlayarak ve yapayalnız öleceği güne kadar yaşarken çürüyeceği karanlık olan küçücük bir alanda, dört duvar arasına tıkmaya çalışıyorum."
Shizuo bu sözlerin etkisiyle donup kaldı. Bu gerçekten korkunç bir intikamdı. Adamı o şekilde gözlerinde canlandırdığında tüyleri diken diken olmuştu. İzaya'nın düşmanı olmak bu dünyada insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biriydi. O anda sanki resmen gözünün önünde bir ışık yandı. Kendisi de bunca zaman onun düşmanı değil miydi? Ya da gerçekten öyle miydi? Öyle olsa İzaya onun asla mutlu olmasına izin vermezdi ki, kendisine yapabileceklerinin bir sınırı bile olmazdı. Oysaki o ona bir kaç bıçak sallamak ve tehlike içermeyen oyunlar oynayarak kendisini sinirlendirmekten öteye geçmemişti hiçbir zaman. Bu ne anlama geliyordu?
İzaya Shizuo'nun donmuş haline bakarak sabırsızca elini gözünün önünde sallayarak bulundukları ana dönmesini sağladı.
"Nerelere daldın Shizu-chan?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avcı (Shizaya AU)
Fanficİzaya; geçmişini, kimliğini ve sahip olduğu her şeyini kaybetmiş, yaşama gücünü intikamdan alan bir adamdır. Hayatı boyunca yanında olacağına dair söz veren ilk aşkı yıllar sonra düşmanı olarak karşısına çıksa bile amacına ulaşmak için tereddüt etm...