"Tatlım, ileri de bir market var, bir şey ister misin?" Ren elinde tuttuğu tetristen başını kaldırarak annesine baktı.
Julie'nin kızıl saçları güneşte kor gibi parlarken yüzündeki gülümseme güneşten bile daha çok ışık saçıyordu. Gözleri ışıl ışıl bakıyor, hayat dolu olduğunu haykırıyordu. Ren'de annesine gülümseyerek karşılık verdi ardından başını cama doğru çevirerek hızla geçip giden ahşap elektrik direklerine baktı.
"Dondurma! Dondurma istiyorum anne."
Julie önüne doğru dönerek başını yana çevirip Hiro'ya baktı.
"Duydun hayatım, dondurma istiyoruz."
Hiro başını yoldan ayırıp hafifçe Julie'ye döndüğünde yanağındaki gamzesi ortaya çıkıvermişti. Oğlununki gibi kömür karası saçları ve içten içe gülen kahverengi gözleriyle en az gençliğindeki kadar belki de daha da fazla yakışıklıydı. Julie ilk oğullarını kaybettiklerinde ya da daha kötü kavgalarında bile bir an olsun bile pişmanlık duymamıştı onunla olmayı seçtiği için. Hiro her zaman onun hayatının aşkı olarak kalacaktı. Canından daha çok sevdiği bu iki erkeğe sahip olmak onu dünyanın en mutlu kadını yapıyordu zaten. Başka hiçbir şeye ihtiyacı yoktu.
Araba yavaşlayarak durduğunda Hiro Julie'ye başka bir şey ister misin bakışı attığında kadın yavaşça başını salladı. Kapıyı açarak markete doğru ilerlemeye başladığında Ren'de hızla kapısını açmış ve aniden arabadan fırlayarak küçük ayaklarıyla babasının peşinden koşmaya başlamıştı. Hiro onu görür görmez durarak yanına gelmesini bekledi. Elini uzatarak onun küçük parmaklarını avucunun içine aldı. İki erkeğin başı da otomatik olarak kendilerine bakan kadına doğru yöneldi. Julie onlara gülümseyerek bakarken Ren gözlerini ondan ayırıp babasına baktı.
"Baba, annem çok güzel değil mi?"
Hiro oğluna doğru döndüğünde gözleri bir an için parlamıştı. Aklına gelen düşünceyle oğluyla aynı boyda olabilmek için dizlerinin üzerinde çömelerek ona doğru eğildi.
"Ren, tıpkı annen kadar güzel küçük bir kız kardeşin olmasını ister miydin?"
Ren babasının kulağına doğru fısıldadığı sözlerle kıkırdamaya başladı. Bu fikri gerçekten sevmişti.
"Shizuo'nunki gibi benim de mi bir kardeşim olacak. Evet, evet çok isterim baba. Bende abi olmak istiyorum."
Hiro duyduklarıyla memnun bir şekilde Ren'i marketin içine doğru yönlendirdi.
"O zaman bu harika. Hadi bakalım sana ve annene dondurma alalım."
İkisi tekrar arabaya bindiğinde yola devam ettiler. Yaklaşık yarım saatin ardından Ren huzursuz hissetmeye başlamıştı kendini. Tek huzursuz hisseden o değildi. Julie'de öyleydi. Araba hızla bir viraja girdiğinde hafif savruldu. Julie korku dolu bir sesle konuştu.
"Hiro, neler oluyor?" Hiro sıkıntılı bir sesle cevap verdiğinde tedirginlik elle tutulur gibiydi.
"Frenler tutmuyor Julie. Araba giderek hızlanıyor ve ben yavaşlayamıyorum."
"Aman Tanrım! Ne yapacağız? Ren, bebeğim?" Julie korku dolu bir yüzle başını arkasına çevirince merak dolu gözlerle ona bakan Ren'le göz göze geldi.
"Ren'in emniyet kemerini kontrol et Julie." Hiro'nun otoriter sesiyle bir kolunu uzatarak açık olan emniyet kemerine ulaşmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avcı (Shizaya AU)
Fanficİzaya; geçmişini, kimliğini ve sahip olduğu her şeyini kaybetmiş, yaşama gücünü intikamdan alan bir adamdır. Hayatı boyunca yanında olacağına dair söz veren ilk aşkı yıllar sonra düşmanı olarak karşısına çıksa bile amacına ulaşmak için tereddüt etm...