3.4 Birlikte

748 43 36
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Shizuo ahşap bungalovun terasına doğru yürüdü. Bu evler denizin üstünde beton iskeleler kullanılarak yapılmıştı. Sağ tarafında durgun bir havuz dururken hemen önündeki merdivenlerden berrak denize girebilme imkanı sunuyordu. Kendisi bilerek İzaya ile birlikte kalabilmek için suit oda ayarlamıştı ama bu yeri kendi gözleriyle görmesi onu resmen hayrete düşürmüştü. Çok harika bir yerdi. Mesela banyodaki zemin tamamen cam olduğu için alttan küçük balıklar, deniz dibinde ki yosunlar ve zararsız deniz anaları görülebiliyordu ki bu bile bambaşka bir deneyimdi.

Aklına İzaya'nın gelmesi ile düşünceleri bölündü. Toplantıya yalnız gideceğini ve dinlenmesini söylemiş, dört saattir de geri dönmemişti. Shizuo içeri yönelerek yatağın hemen yanındaki komodinin üzerinden gözlüklerini aldı ve kumsala bağlanan geniş iskeleye doğru ilerlemeye başladı. Bu otelde iki kattan fazla hiçbir bina yoktu ve tüm binalar iç dış ahşap görünümlüydü, beton namına bir şey yoktu. Otelin konsepti büyük ihtimalle deniz ve doğa düşünülerek tasarlanmıştı. Zaten Mirura'nın kendisi doğanın bir parçası gibiydi. Buranın yerlilerinin tenleri çok fazla koyu ve saçları bunun aksine sarıydı. Oldukça tezat bir görüntü sunmasına rağmen onların kendilerine özgü havası bunu hem normal hem de cazibeli kılmıştı. Her yerde onlar vardı bu yüzden kendileri gibi turistler anında aralarından seçilebiliyordu.

Kalabalık salona girdiğinde etrafa sanki rast gele yerleştirilmiş gibi duran büyük saksılardaki yeşillikleri ve çiçekleri geçerek resepsiyona ilerledi. İzaya'nın nerede olduğunu sormayı düşünmüştü oradaki çalışanlara.

"Shizu-chan? Burada ne işin var, odada olduğunu sanıyordum." Shizuo İzaya'nın sesini duyar duymaz aniden sesin geldiği tarafa yöneldi. İzaya dudaklarına taşıdığı keyifli bir gülümseme ile ona bakıyordu.

"Acıktım... Ve sen gelmeyince bende kendim yiyecek bir şeyler bakayım dedim." İzaya kıstığı gözleriyle bir süre Shizuo'yu baştan ayağı süzdü. Shizuo yalan söylediğinden sanki onun şüphelendiğini hissetti ama ardından İzaya'nın bunun anlamasının imkansız olduğunu kanısına vardı. Zaten İzaya'da bakışlarını sahile açılan kapıya doğru yöneltmişti, Shizuo'nun bir koluna tutunarak onu oraya doğru sürüklemeye başladı.

Avcı (Shizaya AU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin