Ara ara gözümün önüne mutluluktan zıplayan, önüne gelene sarılıp sevinç çığlıkları atan bir ben geliyor. Belki muhteşem güzellikte bir haber alıyorum, belki hayatımın akışı değişiyor, belki de ikinci bir şans yakalıyorum. Neden olduğunu bilmeden dans ediyorum o anlık görüntülerde. Yüzümde gül bahçeleri oluşturan gülümsemem, gözlerimden saçılan yıldızların parıltısıyla ışıklar saçıyor, geceleri aydınlatıyor, insanları benimle birlikte gülümsemek zorunda bırakıyor.
İstem dışı görüyorum bunları. Bazen medyum oldum da geleceği mi görüyorum diye düşünüyorum ama bir an için de gelse bu hayali görüntüler, hemen umutlanıveriyorum. Karamsar düşüncelerle dolu olan beynim bir anda boşalıp, bana güç veren bir enerji kaynağına dönüşüyor. Ve böyle anlarda mutlaka kendimce bir karar alıyorum. Tıpkı şu an olduğu gibi.
Yine aceleyle karar verip, alt komşumun kapısını çalıyorum.
- N'aber Fatma?
- İyidir, gelsene.
- Yok girmeyeyim. Sen geçen gün bi' kadından bahsetmiştin hani. Boncuk işi dağıtıyor demiştin. Versene şunun telefonunu bana.
- Girsene kızım içeri be. Laflarız azıcık.
Israra asla dayanamayan yapım teklifini kabul etmeme sebep oluyor. Annem her zaman "Allah tan yolda biri çıkıp Da gel benimle diye ısrar etmiyor sana. Dayanamaz gidersin sen." der, o kadar dayanıksızım ısrara. Hemen kahve hazırlamaya girişiyor. Yüzüne bakıyorum, oldukça solgun görünüyor.
- Hayırdır? Hasta mısın?
- Yok değilim. Keyfim yok bu sıra.
- Ne oldu anlatsana.
- Nesini anlatayım kızım ya. Gene aynı şey oldu. Geçen anlatmıştım ya sana.
- Oha, diyorum istem dışı. İnanmıyorum.
- Valla bak. Geçen hafta Şile'ye gittik ya çocuklarla. Nuri bizi bırakıp döndü. Ertesi gün gelecekti o. Neyse gittik, eğlendik, döndük. Evvelsi gün Sude bilgisayara girdi. Nasıl yırtınıyor anne diye. Gittim yanına. "Anne" dedi "burada hep ayıp şeyler" yazıyor.
- Ee???
- Anam bi okudum. Bizi bıraktığı gece internetten biriyle konuşmuş, eve çağırmış adam.
Ağladı ağlayacak. Ne demeli bilmem ki. Geçen anlattım ya sana dediği konu geliyor aklıma. Anlatırken hem ağlamıştı, hem de çok gülmüştük.
Çok severek evlendiği kocasıyla Tekirdağ' a düğüne gidiyor bunlar. Düğün çıkışı arkadaşlarında kalacaklar. Kocası bunu bırakıp kendi arkadaşlarıyla eğlenmeye gidiyorum diye çıkıyor evden. Sabaha karşı geliyor. Buraya kadar sorun yok. Eve dönüyorlar. Aradan neredeyse on beş yirmi gün geçiyor. Eve bir celp geliyor. Fatma celbi okuyunca deliriyor. Nuri X İle Okşan Y devlete ait arazide, araba içerisinde fuhuş yapmaktan vs vs.. Güler misin, ağlar mısın? Önce çok şaşırmış ardından da deli gibi gülmüştüm. Hangi kadının eline kocasının fuhuş celbi gider ki? Ne kadar bahtsız bir kadın olduğu buradan belli zaten. Aylarca küs kalmışlardı. Ve adam şimdi aynı şeyi internet üzerinden yapmış, inanılır gibi değil.
- Ne yapayım ben ya?
- Bu durumda akıl veremem ki sana Fatma. Ne desem olmaz. Al karşına konuş adam gibi. Ne istiyor da bulamıyor sende, sor öğren.
- Sordum. Seni çok seviyorum, hataydı diyor. Çağırdım ama gelmedi eve, diyor. Ne fark edecekse. Sonuçta çağırmış. Ya konuştuklarını bir okusan aklın şaşar inan.
- Valla Allah yardımcın olsun bacım ne diyeyim. Ben artık kalkayım Fatma. İhtiyacın olursa istediğin saatte gel. Biliyorsun yalnızım.
- Çok sağ ol.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umuda Tutunmak #Wattys2018
General FictionSevgili arkadaşım!! Seni tanımıyorum. Nerede oturursun, ne iş yaparsın, kaç yaşındasın hiçbir fikrim yok. Bildiğim tek şey çoğu olayda aynı şeyleri yaşadığımız. Sevgili genç arkadaşım! Hani o hayran olduğun "Kötü Çocuk, Mafya Çocuk, Psikopat Çocuk v...