Umuda Tutunmak

1.3K 155 15
                                    

Yıllar boyu yaşadığınız olaylar hiç beklemediğiniz anda, hiç beklemediğiniz yerde ortaya çıkabiliyor. Her şeyi geride bıraktım dediğinizde, olayları bırakmışsınızdır ama sizde bıraktığı izleri silememişsinizdir. Siz bunun farkında değilseniz de bilinç altınız en ince detaylara kadar farkındadır ve bu detayları size hatırlatmak için en uygun zamanı kollar. Hatırlattığı anda da, kendinizi kaybedecek kadar büyük bir bunalım yaşarsınız. İçindeyken fark etmediğiniz, ancak dışına çıkınca görebildiğiniz bu izlerin yarattığı bunalıma "depresyon" diyorlar.

Çok tehdit etmesine, inkar etmesine, yalvarmasına rağmen affetmiyorum. Ne Gül annemin, ne Şahin babamın ağlamaları kar etmiyor. En çok içimi acıtan, herkesin el pençe divan durduğu, görünce saygı duruşuna geçtiği büyük amcanın mavi gözlerinden akan ve acaba neden mavi akmıyorlar dediğim göz yaşları bile durdurmuyor beni. Evime haciz gelmesine sebep olan kredi borcundan dolayı, yalvararak hazırlattığım ve işimize yaramıyor gerekçesiyle yırtıp attığımı söylediğim, kullanmamdan çok korktuğu için önce imzalamak istemeyip, benden yeminlerle sözler alıp imzaladığı boşanma vekaletini çıkarıyorum gizlediğim yerden. Yırttığımı sandığı için aklına bile gelmeyeceğini tahmin ediyorum ve bu yüzden gelmek için öfkemin geçmesini beklediğini biliyorum. Ama o benim sakinleşmemi beklerken, ben hiç kimseye haber vermeden, O'nun adına avukat tutarak boşanıyorum hem O'ndan, hem O'nunla geçirdiğim her dakikadan. Ve temyize başvurması ihtimalini silmek için de boşandıktan sonraki iki hafta boyunca söylemiyorum ne O'na, ne de O'na haber verebilecek herhangi birine. Her şey bittikten sonra arıyorum ve artık hayatımdan çıktığını söylüyorum, inanmayı inkar eden sözlerine karşılık. Ve asla kötü bir şey söylemiyorum, nasıl aşık olduğunu bana açıklamaya çalıştığında. İçtenlikle diliyorum mutlu olmasını ve beni rahat bırakmasını. Ama on beş yıllık eşimse ve ben onu birazcık tanıyorsam, yine düşecek peşime elde edene kadar. Ama artık karşısında kırk yaşında ve aklı başında, hayallerine çoktan veda etmiş, hayatın gerçeklerini kabullenmeye hazır bir kadın var ve bu kadının hayatında çocuklarından başka kimseye yer yok.

Annemin yanına taşınmak için acelem yok. Savurduğu tehditlere rağmen aheste aheste toparlanıyorum. Kendimi bahar temizliği yapıyor gibi hissediyorum. Bunca hengame arasında beni yiyip bitiren iki şey var sadece. İki çocuk. Çocuklarım!

Hayatım boyunca en zorlandığım şeyi yapıyorum ve kısa bir sure için de olsa iki kardeşi birbirinden ayırıyorum. Büyük oğlumun okulda son senesi olacağı için ortamından, arkadaşlarından, çevresinden ayırmak istemiyorum. Bu kararımın doğru olup olmadığından emin olamamak kendi kendime bir sinir harbine girmeme sebep oluyor. Oğlumun, babaannesinde kalmak isteyip istemediğini sorduğumda kalabileceğini söylemesi de içimi rahatlatmıyor. Üçümüzün de alışmış olduğu düzen, yapılan bir darbeyle ters yüz oluyor.

Kırılacak mutfak eşyalarını gazetelere sarıp, kolilere dolduruyorum kim bilir kaçıncı kez. Çeyiz olarak çıktıkları eve, kırmızı kurdeleleri olmadan geri dönecek ve belki de yıllarca kullanılmadan kalacaklar market eskisi kolilerden inşa edilmiş zindanlarında. Allah kurtarsın!

Geçen yıl aldığım kanepelerle, onlara uygun olsun diye benzer kumaştan döşettiğim berjerleri ve ikili koltuğu, çocukların ranzasını, buzdolabı ve çamaşır makinesini götürebilirim sadece. Zaten kurulu bir düzene gidiyorum ama anneme zorla da olsa O'nun eşyalarını köye yollamayı ve yerlerine benimkileri koymayı Kabul ettiriyorum. En azından bir kısmını. Yine yakın zamanda aldığım bazayı, fırınımı, bulaşık makinemi ve daha bir çok eşyamı ihtiyacı olan kişilere veriyorum. Hiçbirinde gözüm kalmıyor. İsteyerek, içimden gelerek veriyorum satmak yerine. Ama içlerinde bir tanesi var ki, onu verirken ruhum daralıyor, göğsüm sıkışıyor, bir daha hiçbir şeyin asla eskisi gibi olamayacağını idrak edip, kavruluyorum. Sobam! Sevgili sobam! Keyif hazinem, huzurum, sıcaklığım, anılarım, çocuklarım, çocukluğum. Kışı yine eskisi kadar sever miyim acaba?

Umuda Tutunmak #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin