Merhaba arkadaşlar*-*
Herkese 2016'nın sağlık, mutluluk ve huzur içinde geçen bir yıl olmasını dilerim...
***************************
Şarkının son kısmını söylediklerin de demin ihtiyaç diye nitelendirdiğim şeyi gerçekleştirmek için cesaret alıp utancımı falan yerle bir ederek aramız da olan birkaç adımı da kapatıp boynuna atladım.
Saniyesini ihtiyaçla bana sarılan kolları hissetmem bir olmuştu.
Kulağım da o kadar ses arasında yine de duyduğum çatallanmış ama aynı zaman mutlu olduğunu belli eden ses "Sonunda!" diyerek daha da sıkı sarıldı.
Ve gerisi alkış kıyamet...
~~
Ada Özer
Utancımdan eser yoktu evet ama bunun en büyük katkısı tabi ki de ışıklar. Benim sarılmam ve Bora'nın fısıltısından sonra ışıklar sönmüş ve perdeler kapanmıştı. O yüzden rahattık ve duyguları en yoğunundan yaşayabiliyorduk.
İlk başta yavaşça ve nazikçe bedenimi saran kollar burada, onun yanında, onun kolları arasında olduğumu zoraki benimsemiş olmalıydı ki yavaş yavaş sıkılığı artmaya başlamıştı.
Sanki Bora kollarında olduğumu tüm hücrelerine inandırmak ister gibi deminki kavraması yanında yok sayılacak sıkılıkta çekti beni kendine. Bedenim onun bedenine yaslandığında belimde olan kolları bir anda aşağıya indi ve sanki kuş tüyü kaldırır gibi beni yerden havalandırıp dizlerimi göğüslerine dayamamı sağladı.
Artık onun sıkı sarılmasının yanında ben de ne olduğunu anlamaya çalışan gözlerle Bora'ya bakıyordum. Yüzünde ki ifade anlaşılmayacak şekildeydi ve o ifadeyi daha da korkunçlaştıran gözleriyle gözlerime odaklanmıştı. Yine o duygular kendini duvarlar arkasına kapatmış, birinin onları o duvarları yıkarak da olsa çıkarmasını bekliyordu.
Bu duvarları onda yaratan bensem yıkacak olan yine bendim!
Bu kararlılıkla sadece düşmemek için tutunduğum omuzları bırakarak sarı saçlarının biraz uzadığı için karışık gözüktüğü, kalabalıktan olduğunu düşündüğüm sıcak yüzünden de ensesine yapışmış saçların olduğu yere kollarımı doladım. Alnımı ise hafif başımı eğerek alnına yasladım. Yüzüme samimi bir tebessüm yerleştiğin de gözlerinde görünmez olan duygular tek tek açığa çıkmış en ağır basanının hangisi olduğunu çözemediğim bir duygu ile gözlerini yukarı doğru kaldırarak bana sabitledi.
Hiç duraksamadan geçen milyon tane duygu barındıran her zaman ve her zaman hayranlığımı dile getirdiğim o gözlerin asıl sırrını çözmeye çalışırken düzleştirdiğim saçlarım kulağımın arkasından büyük bir hızla çıkarak benim önüme Bora'nın da yüzüne düştü.
Bunun etkisiyle hızla gözlerini kapatıp irkilen Bora gözüme o kadar masum gelmişti ki yardıma muhtaç korkan küçük çocuklar gibi. Gözlerini hızla kıstığın da çatılan kaşları ve hafif savrulan dağınık saçları ile beni kendine bir kere daha hayran bırakmıştı. Benim olmasını istiyordum tırnağından saç teline kadar benim olmasını, isterseniz bencillik deyin isterseniz aç gözlülük umurumda değil. Çünkü en başından beri bastırmaya çalıştığım duyguları daha geçenler de gün yüzüne çıkardığım da kalbime ağır gelmiş, hatta uzun bir süre ağrıtmıştı ama şuan o kadar farklıydı ki kalbim yine sızlıyor fakat bunun nedeni acı değil aşırı dozda mutluluk ve daha bir çok adını koyamadığım duygulardı bana bu kadar duyguyu aynı şiddette yaşatan bir insanı kusura bakmayın ama bırakmaya hiç mi hiç niyetim yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~YAZ YAĞMURU~
Romance"Ada sence bizim birbirimizi bulmamız kader değil mi?" Yeşilin tonu ormanları utandıracak , aralara karışmış olan mavinin tonu okyanusları kıskandıracak, en açık tonda ki kahverengi ile toprağı hatırlatacak gözlerini ; rengi sarılıktan dolayı ölü y...