"İsteklerin de sebeplerinde umurumda değil!". Soluklandım bu soluklanmamla reddini beklediğini belli eden yüz ifadesiyle titrekçe nefes alıp verdi. Git gide yanına yavaşça yaklaşırken sessizce devam ettim. "Seni özledim!" dediğim de durağındaki kırgınlık yok oldu ve kızarık gözlerinin içinin güldüğüne şahit oldum. Saniyeler sonra kendimi Bora'nın kolları arasında bulurken kalbimde ki ritimde en üst düzeydeydi. Bora beni bir kaç kez çevresinde döndürüdükten sonra sakince yere bırakıp gözlerimin içine baktı.
İzin ister gibi bir hali vardı ve benden onay bekliyordu. Hafifçe güldüğümde gereken izni aldığı için memnun bir ifadeyle yüzümü ellerinin arasına alıp sakince yaklaştı ve gülüşümden öptü. Öpüşürken derinleşmeden sakince yüzümü serbest bıraktı ve hemen kucağına alıp arabanın kaputuna oturttu. O da oturunca sakince "Açıklamalara gelelim." diye söylendim. Suratıma bakıp sırıttı ve kolunu omzuma atarak kendine çekti. Ben o keskin bakışlı suratı incelerken ne ara bir sigara daha yakmıştı bilmiyorum ama onunla oyalaniyordu. Sonra birden sesi kulaklarımı doldurdu."Düşündün mü hiç sana neden 'Gökyüzüm' diyorum?" dediğinde hiç benlik olamayan bir tavırla omzuma attığı kolunun koltuk altı çukuruna omzumla hafifçe vurdum. Kimi kandırıyorum ki tam benlik bir hareketti. "Şuan sırası mı bunun Bora? Bırak şu sigarayla oyalanmayı da hadi sebeplere sonra bensiz neler yaptığına gel." dedim ciddi bir tavırla kaşlarımı çatarken.
"Sabret bir güzelim ya hemen de kızıyorsun." dediği sıra omzuma atmadığı elindeki sigaradan uzun bir nefes daha çekti.
"Hemen kızıyor muyum? Ohooo sen Muratcığıma şükret beyefendi. O olmasaydı burada oluyor muydum yoksa kızıyor muydum görürdün'' dediğimde; elindeki sigarayı yere attı elini omzumdan çekip bir hışımla topuğuyla yerdeki sigarayı ezip önümde dikildi.
''Tüm ay seni izledim, izlettirdim yanında Ekin dışında erkek sinek bile görmedim Murat kim lan şimdi?'' dediğinde şaşkınlığımı gizleyemediğim yüzümde ağzım yarım metre açılmıştı. Tüm ay boyunca beni mi izliyordu? Hadi oradan! Hafiften kekeleyerek ''Bir ay boyunca hep benimle miydin yani?'' dediğimde kaşları çatık ifadesini değiştirmedi.
''Haydaa!Bak şimdi de konuyu değiştiriyor. Çok ciddiyim 'Muratcığın' kim Ada? Benden habersiz edindiğin evcil hayvanın adı falan olsa iyi edersin.'' dediğinde intikamla yanıp tutuşan ama aşkımın önüne geçmeyen bu ponçik bedenim bir yolunu bulduğuna ölesiye mutluydu. Bilmiş bir tavırla yüzünün tam önüne getirdiğim elimi geçiştirme anlamında salladım ''Lütfen bana, saçmalama evcil hayvan alsam ona layık olan şahısın adı dururken ki burada bu şahıs sen oluyorsun neyse Muratcığımın ismini koyar mıyım?''
Yüzünü tek eliyle sıvazladı.''Allahım ben bundan bir kaç ay öncesine kadar kendi çapında çalışkan,eşine sadık...'' lafının devamını getirmeden okkalı bir yuruk geçirdim karnına. Eşine sadıkmış bok yesin Eylül. Tabi benim gibi cılızın okkalısı olsa olsa ne olur ki hele vurduğu yer dizi dizi baklavaysa... O da hiç etkilenmemiş gibi gibi hafif sırıtarak devam etti ''Ne diyordum? Haa sadık bir eş, içkisi kumarı olmayan hayırlı bir evlattım nerden sardım başıma belayı.'' Gülmesini daha genişleterek yineledi '' Tatlı belayı. Sonra çarpılırım felan.'' dediğine gülmemi durduramamıştım. ''Şimdi dökül hanımefendi.'' Hala mı Murat tövbe ya nolmuş bu çocuğa bir ayda. Tip dışında nerdeyse her şeyi değişmiş. Sürüm atlamış desem yalan olur. Hah buldum sürümünü düşürmüşler yok yani başka açıklaması.
''Ay Bora ne Muratı olacak sende dedin işte erkek gördüğüm mü var? Murat,Murat hani Boz olan.'' dediğim de kahkayı patlattı. ''Ne alaka şimdi o?'' diyince bende şirince sırıttım.
''İşte şarkısında esinlendim ve sonuç buradayım.'' dedim. Sonra sırıtmamı gülümsemeye dönüştürüp işaret parmağımla kalbimi göstererek ''Buradasın'' dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~YAZ YAĞMURU~
Romance"Ada sence bizim birbirimizi bulmamız kader değil mi?" Yeşilin tonu ormanları utandıracak , aralara karışmış olan mavinin tonu okyanusları kıskandıracak, en açık tonda ki kahverengi ile toprağı hatırlatacak gözlerini ; rengi sarılıktan dolayı ölü y...