Bora Soysal
Eylül eve geldiğinde saat daha erkendi ve Eylül mutlu gözüküyordu. Zaten Ekin'in keyfine denecek yoktu. Bense sindirella masalında ki bahtsız , yetim külkedisi oluyordum. Umarım külkedisinin ödüllendirildiği gibi ben de bir şekilde bunun karşılığını alırım. Ki sanırım o da miras olacak aman ne önemli ama değil mi ? ~Parayla pek ilgilenmeyip işin gerçekten iş kısmına bakan ben için evet.
Ben de onlar gibi güzel ve eğlenceli vakit geçirmek isterdim ama babamın eski ortakları ile olan toplantısına gitmem gerekti. İki gündür onlarla uğraşıyoruz. Neden ayrıldılar yada karşı taraf neden battı bilmiyorum ama karşı tarafın oğlu yeniden şirket kurmaya pek sıcak bakmıyor. İsim hafızam pek iyi değil neydi karşı tarafın adı mm Ege evet Ege sanırsam Öz-...
"Bora gel artık şu içeri Eylül'ün kaprisleri sıkmaya başladım iki günde." diyen Ekin'in sitem dolu sesi ile mutfağa gelmesi düşüncelerimi bölmüştü.
Sitemine pek anlam verememiştim. Tamam biraz nazlıydı o da bizi çok sevmesinden o kadar.
"Tamam abi abartma ya kız yanında olmanı istiyor. Kötü mü?" Ekin'in tavrı canımı sıkmıştı. Ben Eylül bana seslenmeyip Ekin'e seslendiğine bile tuhaf olurken o ne diyordu?
"Sevmiyorum ben böyle farkında değil misin Bora küçüklükten beri bizi bırakmıyor."
Bir yönden haklı olabilir ama bu lafına iyice sinirlenmiştim. O Ekin'i arkadaşı gibi görürken Ekin'in yaptığını hoş karşılayamazdım. Biraz anlayışlı olmalı. Kadın beyni sonuçta nasıl çalışır bilmiyoruz ki . Bizim ki düz mantık; bana dokunmayan bin yaşasın havasındayız ama kadın onun olduğunu hissettiğini sahiplenir, kıskanır .
"Ekin yeter abartma! Nazlı biraz, bizden başka arkadaşı yok o kadar."
"Ya o zaman neden ben nazını çekiyorum? Bıktım artık kız arkadaşı yaptığımda felan trip atmasından ona ne? Hele bugün bir ayrı tripli. Senin nişalınken bana niye ilgi gösteriyor anlamıyorum ki?..." diye sesinin git gide yükseldiği konuşması bardaktaki son damlamı taşırmıştı. Cümlesini tamamlamadan masaya bir yumruk geçirdim.
Ara sıra bu meseleyi ben de düşünmüyor değildim fakat şuan durduk yere bu konunun açılması can sıkıcıydı.
"Haddini aşıyorsun Ekin! Eski halimden bir trailer görmek istemiyorsan çık git odana." diye haykırdım resmen. Ekin benim kardeşimdi evet ama ileri gitmişti. Hemde uyardığım halde hatta ve hatta Eylül'e karşı ne kadar hassas olduğumu bildiği halde.
Bu tepkime göz devirerek ve bir kaç duyamadığım küfür savurarak salona yöneldi. Kalsaydı nasıl tepki verebileceğimi ben bile kestiremiyordum ama uzun zaman önce yaşanan olaylarda Ekin bunun ne sonuçlar doğuracağını bildiğinden dolayı defolup odasına yöneldi. Peşinden salona gittiğimde telefonunu sehpadan hızlıca alıp merdivenlerden çıkmaya başladı.Bunu gören Eylül yüzünü düşürerek peşinden bağırdı. "Ekinn nereye ya film izleyelim demiştim!"
Ekin yukarı kata ulaştığını belli eden ayak sesi ile bağırarak cevap verdi. "Nişanlınla izle beni karıştırma Eylül!" hala konuşuyor hala, pislik herif sus artık.
"EKİN!" dedim en hırlamış gibi çıkabilecek sesimle.
Eylül'e döndüğümde suratındaki iğrenircesine bakan ifadesini takınıyordu. Ekin ile bir problem olduğunda hep bu yüz ifadesini takınırdı. Yani Ekin'e de değil bana.
Birden koltuktan kalkıp üzerime geldi ve yaklaşa bileceği en yakın mesafede durup bağırdı. "Niye bağırdın Ekin'e? Niye sinirli ? Sen yaptın dimi Bora ? Söyle niye?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~YAZ YAĞMURU~
Romance"Ada sence bizim birbirimizi bulmamız kader değil mi?" Yeşilin tonu ormanları utandıracak , aralara karışmış olan mavinin tonu okyanusları kıskandıracak, en açık tonda ki kahverengi ile toprağı hatırlatacak gözlerini ; rengi sarılıktan dolayı ölü y...