"Ama sonra onun babası büyük bir hata yaptı ve kendini ölümle cezalandırdı." Dediğinde kaşlarım çatılmış biçimde istemsizce sözcükler dudaklarımdan döküldü.
"Ne gibi bir hata ölümü hak eder?" dediğim de bunu beklediğini belli etti ve o lanet sözcükleri söyledi. "Annen neden gitti sanıyorsun acaba." deyip durakladıktan sonra devam etti "Daha açıklama yapmalı mıyım?"
Ben daha olayı anlayamamışken günün açık ara farkla en çarpıcı sözleri döküldü.
"İtiraz istemiyorum ailemizin dağılmasına neden olan seni annesiz bırakan ailenin kızıyla görüşmeyeceksin!"
***************
Ailemizin dağılmasına sebep olan?
Beni annesiz bırakan?
Ne saçma cümlelerdi bunlar sanki öylesine bir araya gelmiş sözcükler gibi anlamsız şekilde beynim de yankılanırken hızla uyuşturucu etkisi veren sözcükler yerlerini aldı.
'Görüşmeyeceksin!'
Bu zamana kadar kendi sorumluluklarını yerine getirmemiş her zaman başkasına yüklemiş adam mı söylüyordu bunu?Kendi sahip çıkamadığı kadına -anne demek ne kadar istesem de baba demek kadar zordu benim için- yaptıklarını ne çabuk unutmuştu da masum bir kızı suçluyordu sırf ailesi yüzünden.
Oturduğum yerden bugün sıkça yaptığım gibi yine hiddetle kalktım. Kükremeye benzer sesim "Ne diyorsun baba! Kaç yaşına geldin hala mı sorumluluktan kaçıp geçmişin arkasına saklanıyor yine ve yeniden hayatı bana zindan ediyorsun?" oda da yankılandı.
Suratıma benim aksime sakince bakıyor beni daha da çıldırtıyordu. Aynı sakinlikle konuştu. "Benim kimseye bişey yüklediğim yok. Farkında değilsin ama asıl onlar bizim hayatımızı mahvettiler ki en masum olan sen çektin cezasını bu yüzden bana değil o annen olacak kadınla o adama" dedi resimde ki adı gibi fazlaca karizmatik adamı işaret ederek "Kızmalısın. Bu yüzden diyorum ki bu yaşına kadar sıkıntı çektin madem sen de onlara çektir. " dedi ve en iğrenç sırıtmasından birini yüzüne yerleştirerek kısık gözleriyle yüzüme baktı.
Hayır ona istediğini vermek istemiyordum ama beni en derin , şimdiye kadar bir turlu dolamamış köşemden vurmuştu.
Annemin gitmesinden...Ona inanmak istemiyorum ama haklılık payı da var mıydı bilmiyorum. Tek bildiğim yıllardır haber alamadığım annemin balkondan gördüğüm kadarıyla bir arabayla gitmesiydi ki bir adam kullanıyordu. Olabilir miydi Ada'nın babası olabilir miydi?
"Unutma oğlum intikam soğuk yenen bir yemektir. Bunca sene boşa beklemedim. O adını bile duymak istemediğim adam ölmüş olabilir ama geride bıraktıkları daha önemli." dedi ben hala anlamsızca ve ifadesizce suratına bakarken.
Bir kaç saniye sonra ben yokmuşum gibi dıştan fısıldadığı cümleleri aklımı çeldi.
"Özellikle de kızı."Neden kızı olsun ki eşi hala hayattayken. Göze göz dişe diş demez miydi hep ben küçükken?
Bu işte bir bir yeniği vardı farkındaydım ama bunu öğrenebilmek için harekete geçmezsem yerimde sayıp duracaktım.
"Onunla ..." dedim devam ettirme çabasına girerek "Onunla gittiğini nereden biliyorsun?"
Hiç duraksamadan tabloya çevrili olan yüzünü oynatmadan "Bilirsin çevrem güçlüdür. Yurt dışından birsuru fotoğraf geldi. " Yüzünü bana çevirdiğinde tuhaf bir ifadeyle ve donuk bakışlarla devam etti "Pek hoş görüntü de olmayan fotoğraflar anlarsın ya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~YAZ YAĞMURU~
Romance"Ada sence bizim birbirimizi bulmamız kader değil mi?" Yeşilin tonu ormanları utandıracak , aralara karışmış olan mavinin tonu okyanusları kıskandıracak, en açık tonda ki kahverengi ile toprağı hatırlatacak gözlerini ; rengi sarılıktan dolayı ölü y...