Yine uzun zaman olmuştu farkındayım o yüzden hemen ilham gelince yazdım.
8K olmuşuz uhuuu...
Ve YAZ YAĞMURU ailesi olarak çok yakında 1. yılımıza girmek üzereyiz. O yüzden arayı çok açmayıp hemen bölüm yayınlayacağım. Tahminen çarşamba gününe gelir... Okuyup destek verdiğiniz için canı gönülden teşekkürler.
Keyifli okumalar...
***********
"Eveeet yeni aşklar diyarı İstanbul'dan merhaba. Bugün de Bok Sana Yeni Aşk programıyla sizlerle birlikteyiz." diyen Melise ürkütücü sandığım bakışlarında bir kaçını fırlatarak çantamı toplarken "Kapa çeneni Melis!" diye tısladım.
O da bakışlarını hiç isabet etmediğini belli edercesine kıkırdadı.
"Ne yapayım kızım yaklaşık iki hafta geçti her gece kendine bunu tekrarlıyordun ama sonuç. Dur bir dakika bakayım." deyip komodinin üstünde duran telefonumu eline alıp kilidi kaydırdı ve bana döndürdü. Banka mesajı bile gelmediği için hiç elime almadığım telefonum, hiç olmadığı kadar şarj doluydu. Ben ekrana boş boş bakarken Melis arsızca devam etti. "Evet sonucu açıklıyorum. Tahmin etmesi zor mu hayır... Çünkü koca bir sıfır!!" dediğinde yanımda bulunan koca yastığı kafasına fırlattım.
O ise havada kapıp tekrardan kıkırdadı. "Hanım efendi bu cürreti neye borçluyuz acaba ? Hala affedilme aşamasında olduğunu sanıyordum." dediğin de pardon anlamında elimi salladım.Çünkü lanet olası ölümüne haklıydı ve Ekinle birlikte benden intikam almak için resmen ellerine oyuncak etmişlerdi. Ve benim yapabileceğimiz tek şey boyun eğip dediklerini yapmaktı. Çünkü o ayrılık günü onlara verdiğim endişe ve korkudan sonra daha fazlasını yapamazdım. Ve evet o gün gece verdiğim kararla yıkılmadım ayaktaydım. Durun durun belki de belim biraz bükükdü ama düzelecektim.
Melis düşüncelere daldığımı fark edince beni yanına döndürmek için boğazında ki gıcığı temizler gibi hafif öksürdü. Boş bakışlarını duvardan alıp ona çevirdiğim de kolundaki saati gösterdi. Geç kalmamak için acele et çağrısıydı bu.
Hafif gülümseyerek kafa sallayıp hemen kaldığım yerden çantama kitapları tıkıştırdım. Bunları yaparken de ne kadar istemesem de ve ne kadar kendime söz versem de düşüncelerim istemsizce ona kayıyordu. Acaba ne yaptı su geçen iki haftada, neredeydi mesela. Belki okula gelir derslere girer diye iki haftadır en öne oturup arkama yada sıralara katiyen bakmıyordum varsa diye ama yok olsa hissederdim triplerindeyim sormayın.
Ve evet tam düşündüğünüz gibi o günden sonra iki hafta oldu ve ben de değişen tek şey , düşünüyorum... HAYATIM...
Artık günlerimin uyku vakti dışında neredeyse yüzde doksanını dolduran adam bir an da çekip gidince yüzde doksanlık kısmı bir an da doldurmanız tabi ki de zor oluyordu. Ama bu durumları aşmamı sağlayan ve bir ara boşladığım büyük bir etmen vardı. Uzun zamandır kaçırdığım dersleri toplamam çok zor oluyordu ama durmaksızın düşünceleri kafamdan uzaklaştırmak için çalışıyordum.
Sabah erken saatleri olan derslerime bile girmeden çok önce kalkıp Melis'in aldığı notlarla yetişmeye çalışıyordum.
Bugün de onda olan dersim için yediye kurduğum alarmla uyandım. Melis'i uyandırma düşüncesiyle korku dolu anlar yaşamamak için hemen uyanıp alarmı kapatıyordum. O da benden yaklaşık iki saat sonra kalkıyordu ve hemen hazırlanıp kahvaltı yapıp çıkıyorduk. Benim hazırlanmam tabi ki daha uzun sürüyordu. Çünkü o gün aynaya vurduğun sağ elim maalesef ki en işe yarar şey olduğu için ve onu aptallığımla perte çıkardığım için çoğu şeyi ypamakta zorlanıyordum. Ama yine de şanslıyım ki dediklerine göre hiç bir sinire zarar vermemişti sadece yüzeyselmiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~YAZ YAĞMURU~
Romansa"Ada sence bizim birbirimizi bulmamız kader değil mi?" Yeşilin tonu ormanları utandıracak , aralara karışmış olan mavinin tonu okyanusları kıskandıracak, en açık tonda ki kahverengi ile toprağı hatırlatacak gözlerini ; rengi sarılıktan dolayı ölü y...