10. BÖLÜM

123 10 0
                                    

İyi Okumalar
Bu arada size tavsiyem Multide ki şarkı ile okuyun biraz hüzünlü bir bölüm

Yansımın Ağzından
Şuan bir yıkılmışlık sarmıştı bedenimi . Berçem gözleri dolu dolu bana baktı ve
-"Yansım belki babanın bindiği otobüs değildir . Ahmet amcayı ara ha lütfen korkutma bizide Yansım hadi bitanem ." Doğru söylüyordu . Belki babamın bindiği otobüs değildi benim kuruntumdu. Ama içimdeki sıkıntı geçmiyor aksine daha çok çoğalıyordu. Ayaklarımı hissetmiyordum. Kalkacak gücüm olmadığı için Berçeme
-"Te-telefonumu verir misin ? benim ba- babamı aramam lazım sesini duymaya iyi olduğunu bilmeye ihtiyacım var" dedim. Berçem sehpanın üzerindeki telefonu eli titreyerek bana uzattı. Kızlarda babamı çok seviyorlardı. Aradım ama cevap gelmedi. Kızlar da bana umut dolu bakışlarla bakıyordu . Kapatıp tekrar ve tekrar aradım. Ama yine açmadı . Korkum gittikçe artıyordu. Son bir ümit tekrar aradım. Çaldı çaldı çaldı.... tam kapatacakken biri "Alo" deyince duraksadım. Bu babamın sesi değildir.
-"Siz kimsiniz , babam nerde , neden siz açıyorsunuz telefonu , neden bab-
-" Hanımefendi bir sakin olun önce . Babanız trafik kazası geçirdi. Durumu kritik. "
-"P-peki hangi ha-hastane"
-"........... Hastanesi "
-"Anladım " dedim ve telefonu kapattım. . Hemen ayağa kalktım. Kızlara
-"Gazel sen Taksiyi ara . Ben giyinip geliyorum. Berçem sende yanımızda ne kadar para varsa al . Babam beni bırakıp gidemez Doktorlar durumu ağır diyor ama o meleğini bırakıp gitmez , gidemez. " dedim Arkamı dönüp gidecekken Rüzgar kolumdan tutup
-"Taksi ile bu saate gidemezsiniz. Sizi biz götürecez "
İtiraz etmedim çünkü şuan tek derdim babamı görmekti. Onuda kaybedemezdim. Bu kadarına da dayanamadım. Kızlarla odaya gidip hızlı bir şekilde üstümüzü değiştirdik. Giyindikten sonra berçem parayı bana uzattı. Alıp Çantama koydum. Lazım olabilirdi. . Evden çıkıp arabanın yanına geldik . Berçem ve Aral Aralın arabasıyla gelecekti . Hemen arabaya binip yola çıktık. Allahım sen babamı bana bağışla , onsuz hayat zehir bana, onun acısını yokluğunu Yaşatma , beni onsuz bırakma " diye içimden dua ediyordum. Ağlamamam lazım. Babam uyanınca beni Ağlamış görürse kızar bana değil mi? Onun melek yüzünü görmesem kalbimin ağrısı geçmeyecekti. Gitgide kötüleşiyordum. Kalbim çok fazla ağrıyordu . Elimi kalbime koyunca Gazel
-"İyi değilsin ilacın nerde ? "
-"Umrumda mı sence ? "
-"Yansım yapma böyle . Ahmet amca seni böyle görürse üzülür hadi ilacını iç . Rüzgar su var mı? " dedi. Rüzgar suyu Gazele uzattı. Gazel bana gözleriyle yalvarıyordu. İyi olmamı istiyordu ama babamın iyi olduğunu görünce iyi olacaktım. Onları daha fazla üzmek istemiyordum. O yüzden Çantamdan ilaçlarımı çıkarıp içtim . Boğazımda bir yumru vardı. Nefesimi kesiyordu ama ne olursa olsun insanların yanında ağlayamazdım. Hastaneye gelince arabadan indim. Hastaneye koşup danışmanın yanına gittim.
-"Ah-ahmet Özdemir bu hastanedeymiş. Şu an nerde "
-"Biraz bekleyin lütfen bakıyorum : dedi ama gözünü Rüzgardan ayırmıyordu. Bu beni daha fazla sinirlendirdi. Ona Eğilip
-"Hemen şimdi bak yoksa bakacak gözün olmayacak . "
Kız korkmuşa benziyordu o yüzden bakışlarını Rüzgardan çekip bilgisayara döndü. Benim babam ne halde bu sürtük ne yapıyordu. Az sonra
-"Ameliyathanede ."
-"Kaçıncı kat ?"
-"3. kata çıkın sağa dönün 2 numaralı ameliyathanede."
Asansöre doğru koştum ama gelecek gibi değildi. O yüzden koşarak merdivenlerden çıktık . Ameliyahanenin önüne gelince oradaki sandalyelere oturduk. Tek duam babamın o ameliyattan sağ çıkıp bana tekrar meleğim demesi. Korkuyorum hayatımda hiç olmadığım kadar korkuyordum. İlaçlarımı çıkarıp tekrar içtim. Rüzgarın bana verdiği suyu da alıp içtim.

2 SAAT SONRA
Kaybetmek neydi. Elinden hiçbir şey gelmemesi kadar zordu. Geçmek bilmeyen zamana lanet ettim. Dayanamıyordum her dakika her saniye duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Lafın gelişi güçlü olmaya çalışıyordum. Ama içimdeki ben durmaksızın döküyordu gözyaşlarını. Daha fazla bekleyemedim. Ayağa kalktım o kadar sinirliydim ki duvara yumruğumu vurmaya başladım. Gazel durmam için yalvarıyordu ama yapmayıordum . Rüzgar beni belimden tuttu . Onu itip duvarın yanına çöktüm.
-"Gitme baba , yalvarırım gitme , tek sığınağım sensin yıkıp gitme " dedim fısıldayarak. Ben bunları söylerken ameliyathanenin kapısı açıldı . Hemen ayağa kalktım ve doktorun yanına gittim. Yanına gelince
-" Doktor Bey babam nasıl iyi geçti değil mi ameliyat ? Kurtuldu değil mi ?
-"Siz Ahmet Özdemir'in yakını mısınız? " dedi. Yüz şekli kötü bir şey söyleyeceğinin habercisi gibiydi .
-"E-evet ben kızıyım" dedim.
-" Size güzel bir haber vermek isterdim ama ne yazıkki olmadı. Elimizden gelen herşeyi yaptık ama hastayı kaybettik. Buraya geldiğinde ağır yaralıydı. Kurtulması bir mucize olacaktı . Tekrar başınız sağolsun " dedi. " hastayı kaybettik , başınız sağolsun , kurulması bir mucizeydi. " beynimde bu lanet olası kelimeler döüyordu. Doktora dönüp
-"Babamı görmek istiyorum ." dedim sadece.
-"Peki birazdan görebilirsiniz . " dedi. Kafamı salladım Arkamı döndüm duvarın yanına gidip oturdum ve dizlerimi kendime çektim. Bu kadar sakin davranmama ben bile şaşırıyorum. Babamın öldüğüne inanmak istemiyordum. Onu kaybetmekten çok korkuyordum ve şimdi o beni bırakıp gitmişti . Elimin ağrısı umursamadan ayağa kalktım. Kızlar ve çocuklar ne yaptığımı izliyorlardı. Elimi yumruk yapıp sert bir şekilde duvara vurmaya başladım. Kaçıncı kez vuruyorum bilmiyorum ama belime dolanan kollar beni çekti. Onlara dönüp gülmeye hatta kahkaha atmaya başladım. Kızlar korku dolu gözlerle bana bakıyordu. Berçem
-"Y-yansım sen iyi misin ?" Gülerken
-"Neden iyi olmayayım. Altıüstü babam öldü. Oda beni bırakıp gitti. İyiyim hata harikayım sığındığım güvenli kollar yok sadece . Bana meleğim diyecek bir babam yok neden iyi olmayayım çok iyiyim" dedim ve daha fazla dayanamadım gözümden yaşlar firar ederken artık sesleri duymuyordum. Bedenim buna daha fazla dayanamadı ve kendimi karanlığa teslim ettim.

BİLİNMEYEN HAYATIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin