FİNAL

42 5 5
                                    

İYİ OKUMALAR

RÜZGARIN  AĞZINDAN

-"Hayatım mavi gömleğimi bulamıyorum."

Yanıma gelerek konuştu.

"Rüzgar eğer gömleğini dolaba atmak yerine banyoya atsaydın şuan makinede olmaz dolapta temiz duruyor olurdu."

-"Öylemi hırçın prenses?"

-"Evet öyle Rüzgar bey."

Arkadan ona sarılıp kokusunu içime çektim. Bu kadın benimdi. Sadece bana aitti. Aynadan ona bakınca gülümsediğini gördüm. İstemsiz benim yüzümde de bir gülümseme oluştu. Bu kadın benim mutluluk sebebimdi. Onu herşeyiyle seviyordum. Bana laf sokuşlarını , gözlerini , sesini ... Hepsi bana özeldi. Artık kalbim ağrımıyordu. Artık üzüntü , gözyaşı yoktu. Ben böyle düşüncelere dalmışken bana döndü.

-"Ne oldu suratın düştü birden ?"

-"Bir daha asla güleceğimi düşünmemiştim . Bir daha asla seni görmeyeceğim sandım Yansım. Sensizlik o kadar berbat bir his ki . Sakın beni bir daha sensiz bırakma. "

-"Şşh geçti sevdiğim . Bak yanındayım . Ve ölene kadar da yanındayım. "

Ona yaklaşmaya başladığımda gözlerini kapattı. Tam onu öpecekken kapıdan gelen sesle Yansım kafasını göğsüme gömdü.

-"Anne baba siz ne yapıyorsunuz . "

-"Abiiii babam anneyi öpecekti niye bojuyosun ya . "

Bu iki yumurcakta sevgime ekti. Bu bizdik. Bir aile olmuştuk. Ve sanırım mutluluk buydu. Sorsalar mutluluk ne diye sadece şuanı gösterirdim .

Gözlerimi açmak istemiyordum . Uyanıpta onsuz bir hayatı yaşamak istemiyordum artık. Çünkü biliyordum gözlerimi açtığımdayine  yanımda olmayacak,  bana sevgilim demeyecek ve gülmeyecekti. Gözlerimden bir yaş daha düştü. Aklım onun artık olmadığını kaldırmak istemiyordu. Kalbim onun yokluğuyla sızlıyor , vücudum onsuzluktan dolayı bitmişti. İnanmaktan başka çarem yoktu ama sevdiğinin öldüğüne insan inanmak istemiyor.

Gözlerimi açıp yataktan kalktım. Saat öğleni buluyordu. Odadan çıkıp banyoya girdim. Duş alıp üstümü giyindim. Hergün aynı şeyleri tekrarlıyordum. Onu rüyamda görüyor ve ilk günkü gibi acı çekiyordum. Oysa onun öldüğünü öğreneli 2 ay olmuştu. Benim için geçmek bilmeyen iki ay . Yaz bitmiş ve eylüle girmiştik.  Bugün onun doğum günüydü. Eğer gitmezsem çok üzülecekti. Evden çıkıp mezarlığa sürdüm. Dün saatlerce ona ne alacağımı düşünmüştüm. En sonunda bir kolye almıştım. Mezarlığa gelince arabayı parkedip onun yanına gittim. Diz çöküp bir süre mezarına baktım.

-"Doğum günün kutlu olsun prenses. "

Derin bir nefes aldıktan sonra devam ettim.

-"Kalbim seni çok özledi . Bazen nereye baksam sen varsın. Heryerde sana ait izler var. Ben seni unutamıyorum. Ben seni unutmak istemiyorum. Seneler de geçse ben yine seni sevmeye devam edeceğim. Bu ceza çok ağır be güzelim. Mutluluğun tadı yok . Şimdi havalarda soğudu . Sen çok üşürsün değil mi ? Eskiden hep bana sokulurdun. Şimdi seni ısıtamıyorum . Ben de üşüyorum artık. Sende beni ısıtıyormuşsun. Ben seni adam gibi sevemedim. Keşkeler için artık çok geç biliyorum ama keşke beni bırakmasaydın. Keşke seni sevdiğimi daha sık söyleseydim . Ve keşke seni bırakmasaydım . Hayatın tadı yok. Bir ara yemej yapmıştın hatırlıyor musun ? O günden beri duğer yemekler tatsız geliyor bana . Senin elinin değdiği herşey ayrı bir güzelmiş. Seninle daha yaşayacağımız çok şey vardı. Birçok güzel günler vardı. Bu kadar erken gitmek bana yaptığın en büyük hataydı. SENI SEVIYORUM ."

BİLİNMEYEN HAYATIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin