11. BÖLÜM

135 10 0
                                    

İyi Okumalar ( Bu arada Multide ki şarkı isteyen açabilir . Öylesine koydum şarkıyı ana begenrceginize eminim. )

Yansımın Ağzından
Kayıp gittin ellerimden tutamadım gitme diyemedim baba sana , sarılmadım sana son kez. Seni çok özledim baba bana sarılmanı, dizinde uymayı , bana meleğim demeni, hatta kızmanı bile özledim baba. Hani bana meleğim diyorsun ya şimdi sen melek oldun. Yolda giderken bunları düşünüyor ve düşündükçe ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Pencereyi açıp temiz havayı içime çektim. Kalbim ağrıyordu yine . Pencereyi kapattıktan sonra Çantama uzandım . Rüzgar bana döndü
-"İyi misin ? " Dedi kafamı olumlu anlamda salladım . Çantamdan ilaçlarımı çıkarıp içtim . Rüzgar bana su şişesini uzatınca açıp içtim. Az sonra Ankaraya gelmiştik. Yol boyunca Annemin olduğu mezarlığı tarif ettim onun dışında hiç konuşmadık. Mezarlığa gelince arabadan indim ve Mezarlığa doğru yürüdüm.
2 Saat Sonra
Babamın mezarının başındaydım. İmam dua okuyup baş sağlığı diledikten sonra gitmişti. Gazel ve Berçemin aileleri de baş sağlığı dileyip dua okuduklar . Daha sonra onlar da gitti. Kızlara ve çocuklara dönüp
-"Siz Gidin ben ailemle yanlız kalmak Istiyorum. " Gazel
-"Olmaz sen de gel. "
-"Gazel lütfen anla beni onlarla yanlız kalmak istiyorum. Al evin anahtarını daha sonra ben de geleceğim. " itiraz edecekken berçem onu kolumdan tutup götürdü . Çocuklar da onlarla beraber gitti. Yanlız kalınca babamın mezarının yanına çöktüm ve konuşmaya başladım
-"Yokluğun çok zor babam. Sol yanım ağrıyor . Canım acıyor baba hem de çok acıyor. Hani benim canım acısa bana sarılırdın ya şimdi de çok acıyor ama sen yoksun baba. Annem onunla suan mutlusun değil mi? Bak getirdim seni annemin yanına. Bulucam baba bana söylediğin gibi ailemi Bulucam. Sensiz hayat nasıl geçecek , nasıl dayanacağım . " Daha fazla konusamadım . Babamın mezarına bakıp
-"Hoşçakal baba ." dedim ve kendimi iyi hissettiğim ormana doğru gitmek için Arkamı döndüm ve Rüzgarı gördüm
-"Size gidin dedim sen neden gitmedin ."
-"Yanlız kalmanı istemedim "
-"İyi şimdi beni yanlız bırak ."
-"Olmaz .'
-"Git Rüzgar " dedim ve ormana gitmek için adımını almıştım ki
-"Nereye gidiyorsan bende geleceğim . O yüzden arabayla gidiyoruz . Dediğimi yapacağımı biliyorsun o yüzden itiraz etme. " dedi . Beni sinir etmeyi her zaman beceriyordu. Arabasına doğru gittik ve arabaya bindik . Ona yolu tarif ettim . Gelince arabadan indik. Biraz yürüdükten sonra bir ağaca yaslanıp oturdum Rüzgar da yanıma oturdu. Biraz sonra içimdeki ses onunla konuşmamın bana iyi geleceğini söylüyordu . Rüzgarın omzuna başımı koydum. İlk kasılsada birsey söylemedi bende konuşmaya başladım.
-" Bundan 19 yıl önce babam beni bir Ormanda bulmuş . O zamanlar şehirde Yaşamıyorlar tabi. Küçük bir kulübede annem ile yaşıyorlarmış. " dedim yutkunarak
-"Anlatmak zorunda değilsin. "
-"Lütfen izin ver anlatayım " dedim ve devam ettim anlatmaya .
-"Babam yine odun kesmek için ormana gitmiş. Odun keserken benim ağlama sesimi duymuş. İlk önce yanlış duyduğunu zannetmiş ama ses kesilmeyimnce benim olduğum yöne doğru yürümeye başlamış. Beni bulduğunda soğuktan kızarmışım. Babam kundakla beraber beni kucağına almış ve Montunu çıkarıp üzerime örtmüş. Daha 2 aylıkmışım Rüzgar. Eve gelince annem açmış babam içeri geçmiş annem ise şömineyi yakıp beni kucağına almış. Ağlamam kesilmiş. Beni çok sevmişler. Hatta bütün gece başımdan ayrılmamışlar. Sonraki Gün babam karakola gidip anlatmış herşeyi. Aradan birkaç hafta geçmiş ama haber gelmemiş . Hergün bana daha çok bağlanmışlar. En son babam karakola gidip sormuş . Ama ne bir kayıp ilanı ne bir soran çıkmış. Babam beni yetimhaneye bırakmak istememiş. Eve gelince annem kucağımda benimle beraber gülerek açmış kapıyı. Babam annemi öyle görünce o kadar mutlu olmuşki. Annem ve babamın çocuğu olmuyorlarmış. Anneme olayı anlattığında annem de beni bırakmak istememiş. Benim için şehire taşınmışlar. Ama 1 yıl sonra annem t-trafik kazasında ölmüş. Babam çok kötü olmuş ama bana Tutunmuş. Ben öz olmadığımı öğrenince onunla çok ağır konuştum Rüzgar. Ama bunları anlatınca ona kızmadım. Babam ilk defa benim yüzümden ağladı biliyor musun? Babam benim yanıma gelirken öldü . Hep benim yüzümden ."
-"Senin hatan değil kendini suçlamayı kes. "
-"Ben şimdi kime tutulacağım Rüzgar " beni kendine iyice çekip sarıldı. Ben de ona sarılıp ağladım. Bir süre daha böyle kaldıktan sonra Rüzgar benden ayrılıp yaşlarımı sildi.
-"Biraz da beni dinle bakalım hırçın prenses. "
-"Normalde bu laftan nefret ediyorum. Ana sen söyleyince nefret edemiyorum."
-"Ama benden ediyorsun."
-"Hayır etmiyorum Tamam gıcıksın, beni sinir ediyorsun ama senden nefret etmiyorum edemiyorum senin aksine. "
-"Bende senden nefret etmiyorum . Arık anlatayım ve başını omzuna koy. ' dedi dediğine içten bir şekilde güldüm ve başımı omzuna koydum. Oda anlatmaya başladı.
-" Biz normalde 3 kardeştik Rüya ben ve eylül. Babam ve annem tabi onlara o sıfatları yakıştırmıyorum. Murat Bey yani babam olacak adam hep erkek çocuk istiyormuş. Ablam Rüya doğduğu zaman çok sinirlenmisti Anneme tokat atmış bana bir erkek evlat veremiyorsun diye . Selin yani annem olacak kadın ablamdan hep nefret etti. Aradan 5 yıl sonra ben doğmuşum. Babam çok mutlu olmuş. Ablamı unutmuş ve benim peşimden ayrılmamışlar. Bana en güzel şeyleri alırlardı. Ablama ise hiçbir şey almazlardı. Birgün ablamla oynamak istedim. Daha 10 yaşındaydım. Ablama parka gitmek için ısrar ettim. Beni kıramadı tabi ailemden gizlice gittik. Ablamla bir yere gitmemizi hiç istemiyorlar hatta onla konuşmamı bile istemiyorlardı. Işte yolda giderken ablamın elini bırakıp yolun ortasına koştum. Ablam adımı bağırıyordu ama çocuk aklı işte. Sonra bana doğru gelen arabayı gördüm donup kalmıştım. Son anda ablam beni çekip kurtarmıştı. Sonra bana birsey oldu diye ağlamıştı bende o ağladı diye ağlamıştım. Birde yere düştüğüm için yüzüm çizilmiş ve kanamıştı . Melek ablam nasıl da korkmuştu benim için. Babam ve annem bizi daha doğrusu beni evde göremeyince çok korkmuşlar . Eve gelince babam yüzümü gördü. Ablamın konuşmasına dahi izin vermeden ablamı dövdü. Ablam yerde yalvarırken babam acımdan karnına tekme atıyordu. Bense ağlayıp bağırıyordum. Daha sonra bana dönüp tokat attı.
Ben 14 yaşındaydım. Ablam ise 20. Ablam birine aşık olmuştu. Birbirlerini deli gibi seviyorlardı. Tabi babam bunu öğrendi. Ablam beni ufuk abi ile tanıştırdı. Çok iyi biriydi. Babam ablamı dövdü. O zamanlar iş ortağının bir oğlu var onunla evleneceğini söyledi. Ama ablam istemedi babam kaç kere dövdü sayısını hatırlamıyorum. Ablam ise her defasında reddetti . Annem hamile olduğu için kendini yormuyordu ama ablama etmediği laf kalmadı. Babam ablamı ikna edemeyeceğini anlayınca ufuk abiyi kaçırdı ve ablamı ufuk abiyi öldürmekle tehdit etti. Ablam sevdiği için kendi hayatından vazgeçti ve o çocukla evlenmeyi kabul etti . 1 hafta sonra ablamı istemeye geldiler ufuk abide o 1 hafta içinde hastanede kaldı . İsteme sırasında kapı çaldı ufuk abi geldi Ablama sorunca ablam onu sevmediğini onunla oyun oynadığını aslında evleneceği çocuğa aşık olduğunu söyledi yani yalan söyledi . Babamın ona birsey yapmasından çok korkuyordu. Ufuk abi o kadar kötü oldu ki . Ablama dönüp onu sevip sevmediğini sordu . Ablam mecburen sevmediğini söyledi. 2 gün sonra ufuk abinin annesi kapımıza geldi. Ablama tokat attı ve ufuk abinin kendini öldürdüğünü söyledi. Ablam bunu duyunca yıkıldı. Babam ve annem Umursamadı bile 1 ay boyunca ablam bir daha hiç konuşmadı. Onu hiç yanlız bırakmadım. Düğün günü ise dünyam başıma yıkıldı . Ablam odasında kendini öldürmüştü. Ve bir mektup bırakmıştı. En kötüsü de ne biliyor musun ablam hamileymiş. Ablamı hastaneye götürdüğümüzde öğrenmiştik. Anne ve babama rahatladın mı baba ablam yok istediğin oldu mu , ya sen anne hiç anneliğinden utanmadın mı ? Bundan sonra Sizin gibi ailem yok dedim. Onlar ise 1 hafta yalandan gözyaşı döktüler daha sonra sanki ablam hayatlarına hiç girmemiş gibi davrandılar. Onlardan o kadar nefret ediyorum ki 2 ay sonra eylül doğdu . Ben akıllanmışlardır diye düşünürken onlar yine aynı şeyi yaptılar. Bundan sonra ne beni nede eylülü Umursamadılar eylülü bakıcılar büyüttü. Bazen abi annem beni sevmiyor mu babam neden yanıma gelmiyor diyor ya işte o zaman kalbim ağrıyor Benim Hikayem de bu" dedi kafamı kaldırdığımda ağladığını fark ettim. Elimi yüzüne koyup yaşlarını sildim. Elimi çekecekken tutunca gözlerine baktım. Bana yavaş yavaş yaklaşmaya başladı. Hem korkuyor hem heycanlanıyordum
Belki biz birbirimize iyi gelecektik. Tam o sırada Rüzgarın telefonu çaldı. Ağzında "siktir" kelimesi çıktı. Telefonu açıp
- " Ne var? "
...........
-"Evet yanımda. "
............
-"Tamam geliyoruz ." Dedi ve telefonu kapattı. Bana
-"Arık gidelim mi bizi merak etmişler ."
-"Tamam "
-"Daha fazla üzülme senin üzülmen benim hiç hoşuma gitmiyor .'
-"Teşekkür ederim. "
-"Ne icin? "
-"Beni yanlız bırakmadığın , güvendiğin ve derdimi dinlediğin için ."
-"Önemli değil. " dedi ve beraber arabaya doğru gittik.
-"Bide ekmek almamızı ve akşam için birseyler almamızı söylediler'
-"Tamam bir markette alırız. " dedim . Yola çıktık 15 dakika sonra bir marketin önünde durduk . Arabadan inip markete girdik. Makarna aldıktan sonra kahvaltılık reyonuna gittik o sırada şu okul açılmadan önce çalıştığım cafede dövdüğüm çocuğu gördüm. Ağzından bir küfür çıktı. Şimdi bu çocuk bizi görse konuşacak e tabi Rüzgar da bunu bir güzel dövecek . Rüzgara dönüp
-"Biraz sonra buraya geliriz başka bir şey alalım. "
-"Neden ?"
- " Öyle" O sırada gerizekalı çocuk beni gördü ve gülümseyerek yanıma geldi.
-"Ooo kimi görüyorum . Bizim atarlı zor kızımız da burdaymış ."
-"Yansım kim bu adam" al işte sinirlendi kızınca bana adımla sesleniyor. Bide yüzündeki kaslar seğirmeye başlamıştı.
-"Gereksiz biri Rüzgar boşver hadi gidelim. "
-"O gece öyle demiyordun ama " adamın söylediğiyle ona döndüm
-"Ne gecesi gerizekalı . Hatırlarsan is ye- " ben daha lafını bitirmeden Rüzgar adamın üzerine çıkıp vurmaya başladı
-"Atarlı guzel (yumruk) , zor kız (yumruk) , gece (yumruk ) öyle mi? Ulan bana bak piç kurusu ben şimdi sana o geceyi gösteririm. " dedi ve yumruk atmaya devam etti. -
-"Rüzgar dur tamam hakettiğini aldı yeter hadi lütfen " Rüzgar bana sinirle bakıp çocuğun üzerinden kalktı . Bir eliyle bileğimi tutuyor diğer eliyle market arabasını sürüyordu.
Kasaya gelip parasını ödedi ve bir elinde poşet bir eli bileğimde çıkışa gitti . Arabaya gelince kapıyı açıp bana
-"Bin" dedi ve bagajı açıp poşetleri koydu. Daha sonra binip arabayı sürmeye başladı.
-"Rüzgar. '
-"Yansım sus. "
-"Ana öyle değil"
-"Biliyorum Yansım seni tanıyorum. "
-"Bak okul açılmadan önce biz kızlarla bir cafede çalışıyorduk. Sonra ben sipariş almak için çocuğun yanına gittim. Bana seni alsam senin gibi güzelini ilk defa görüyorum dedi ."
-"Tamam"
-"Sonra bende buna ben de senin kadar şerefsizini ilk defa görüyorum dedim. Sonra bu kolumu tuttu bırak kötü olur dedim bırakmadı bende çocuğun kolunu kırdım. Iste sonra patron beni çağırdı. Buda suçu benim üstüme atıp Aileme laf atınca dayanamadım onu da bir güzel dövdüm daha sonra da yüzüne Önlüğü fırlatıp istifa ettim. Kızlar da benim için işi bıraktılar. "
-"Bunları bana neden anlatıyorsun ." Dedi gülümseyerek.
-"Beni yanlış tanımını istemiyorum "
-"Tanımam. Sen hayatımda gördüğüm en saf en masum ve en temiz kızsın . O piç laflarıyla seni kirletemez. " dedi . Benim hakkımda böyle düşünmesi beni mutlu etmişti. Ona bakıp gülümsedim oda bana gülümsedi o sırada eve gelmiştik. Arabadan inip evin kapısına geldik . Kapıyı çaldığımda Gazel kapıyı açtı. Bizi görünce
-"Hele şükür ya gelmeseydiniz ."
-"Geldik işte Gazel" içeri geçip yemek hazırlamak için kızların yanına mutfağa gittim. Yemek hazırlanınca çocukları çağırdım. Sofrada yemek yerken Poyraz
-"Abicim neden bu kadar geç kaldınız ."
-"Biraz konuştuk sonra markete gittik zaten ne olduysa orda oldu ."Ne oldu kardeşim" dedi Aral
-"Piçin biri gelip hırçın prensese laf attı. Yok atarlı zor kız yok gece öyle demiyormuş bende dayanamadım dövdüm şerefsizi."
-"Hangi çocuk Yansım? : dedi Berçem
-"Su çalıştığımız kafede bana sarkan beyinsiz" kızlarla birbirimize bakıp güldük
-"Sevgilim neye gülüyorsunuz" dedi Aral
-"Yansım o çocuğun elini kırmıştı. Hatta patronu da bi güzel dövmüştü. Ona gülüyoruz. O çocuk kafasından atmış anlaşılan Yansımın dayağını özlemiş. " dedi Berçem
-"Hakikaten nasıl kırdın o çocuğun kolunu" dedi Poyraz
-"Dövüş sporlarını çok iyi biliyorum. '
-"Hadi canım . Mesela ne biliyorsun. "
-"Karete , judo, tekvando, boks , kung fu ve daha bunun gibi birçok spor ."
3de ağzı açık bana bakıyorlardı
-"Bu arada kızlar da biliyor. "
-"Biz dövüşmeye gitsek bunlar bizden çok adam döver lan. " dedi Poyraz
-"Aynen " dedi Aral. Yemekten sonra kızlara
-"Ailemi aramaya karar verdim ama nasıl başlayacağım hakkında tek bir fikrim yok. "
-"Biz de Yardım ederiz" dedi Gazel ve Berçem. O sırada Rüzgarın
-"Bende Yardım edeceğim hırçın prenses " demesi ve
-"Ne yardımı bilmiyorum ama bende varım bende yardım edeyim. " dedi Poyraz
-"Aman birşeyden de eksik kal " dedi Gazel.
-"Yapacağınmız birseyse bende varım."
-"Teşekkür ederim ama gerek yok . Lazım olursa geleceğim ilk kişi sizler olursunuz ."
-"Sen bilirsin . Her zaman yanındayız" dedi Rüzgar. Ona gülümseyerek cevap verdim.
-"Nihayet eski Yansım geri döndü. Oh be hep böyle Gül olur mu? " dedi Gazel
-"Denerim. Merak etmeyin bunu da anlatacağım. "
dedim. Biz gazelle sarılırken Berçemin
-"Bensiz sarılmak ha sizi pis hainler açılın bende geliyorum"
-'Gel bakalım cadı " dedim. Yanımıza gelince 3'ümüz sarıldık. Ayrıldıktan sonra koltuklara oturup muhabbet etmeye başladık. Saat 12'ye gelirken çocuklar ayaklandı. Onları durdurup
-"Nereye gidiyorsunuz? " dedim
-"Otele gidiyoruz
Yarın tekrar geliriz. "
-"Saçmalamayı kesin . Biz kızlarla benim odamda kalacağız. Sizde 1 kişi babamın odasında diğer 2 kişi koltuklarda uyur. "
-"Olur mu öyle şey turuncu kafa ,"
-"1. si bana turuncu kafa diyen başkası olsa suan hastanelikti . 2.si bu kadar yolu benim için geldiniz. O yüzden itiraz yok itiraz edecek olan da yumruğumun tadına bakar Anlaşıldı m? " dedim . Kafalarını sallayınca kızlarla yastık battaniye verdik. Biz de kızlarla odama geçip uyuduk

YENI BÖLÜM GELDİ. ARKADAŞLAR YORUM ATIN LÜTFEN . BEGENILERINIZI BEKLİYORUM. DİĞER BÖLÜM YAKINDA GELIR

BİLİNMEYEN HAYATIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin